İstanbul Silivri’deki Kale Kayış Fabrikası’nda işçi sağlığı ve iş güvenliği talebiyle iki ayı aşkın süredir direnişlerini sürdüren işçiler, dün Meclis’teydi. Cumhuriyet ve Halk Partisi (CHP) ve İYİ Parti’nin Meclis grup toplantılarına katılan ve vekillerle görüşen Petrol-İş Sendikası üyesi işçiler, “Çalışırken ölmek istemiyoruz” diyerek yetkilileri göreve çağırdı. Öte yandan Petrol-İş’in yayımladığı rapor, işçilerin can güvenliğinin nasıl hiçe sayıldığını bir kez daha gözler önüne serdi.
"Göçmen işçiler ciddi riskler altında çalışmaya devam ediyor"
BirGün'ün haberine göre Petrol-İş, Kale Kayış’taki işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunlarını raporlaştırarak kamuoyuyla paylaştı. 100’ü aşkın işçinin direnişte olduğuna dikkat çekilen raporda, halen fabrikada çalışmayı sürdüren 70 kadar işçinin ise çoğunlukla Kırgız, Özbek ve Suriyeli göçmen işçilerden oluştuğu ve bu işçilerin ciddi risklerle karşı karşıya olduğu ifade edildi.
Raporda, Kale Kayış’ta iş kazaları ve meslek hastalıklarına yol açan temel işçi sağlığı ve iş güvenliği risk ve sorunları şöyle sıralandı:
İşyerinde aşırı-yoğun-fazla çalışma mevcut. İşçiler birden fazla makineden sorumlu olabiliyor, patron tarafından iş yetiştirmek için zorlanıyorlar, 12 saatlik çift vardiya halinde çalışıyorlar.
İşyerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) Kurulu yok ya da kâğıt üstünde. İşçiler bu kurulun görev alanına giren ve patronun yükümlülüğünde olan risk değerlendirmesini, çalışan temsilcisini, acil durum planını, ilk yardım belgesini duymamış bile.
İşyerinde yangın eğitimi verilmediği gibi ekipman eksikliği de bulunuyor ve ekipmanın rutin kontrolleri yapılmıyor. Patlamadan korunma dökümanı hakkında işçiler bilgi sahibi değil.
"İşçiler hangi kimyasallarla çalıştıklarını bilmiyor"
Son derece tehlikeli ve riskli kimyasallarla çalışılan işyerinde havalandırma tertibatı yetersiz. İşçiler toz ortamında çalışıyor. İşçiler hangi kimyasallarla çalıştıklarını ve hangi risklerle karşı karşıya olduklarını bilmiyor.
İşyerinde kişisel koruyucu donanımlar da yetersiz ve sınırlı sayıda. İSİG eğitimi yasada uygun görüldüğü biçimde verilmiyor.
"El kesilmesi ve parmak kopması gibi riskler mevcut"
Ağır taşıma ve uygun olmayan çalışma biçimlerinden dolayı kas iskelet sistemi hastalıkları, nesne düşmesi sonucu ezilme ve kırılma, havalandırma yetersizliği ve tozlu ortamda çalışmadan dolayı solunum yolu ve göz hastalıkları, kesici alet kullanımı sırasında el kesilmesi ve parmak kopması, pres temizliği sırasında yanma gibi kazalar ve meslek hastalıkları riski mevcut.
Kale Kayışları’nda araç ve yaya yolları ayrı değil. Bu durum yük taşımalarda ezilmelere yol açıyor. Ayrıca forkliftler yük taşıma dışında işçilerin yüksekte çalışması için de kullanılıyor.
İşçilerin dinlenme alanları yeterli hijyen koşullarına sahip değil. Dinlenme alanları kirli, çöpler ortada. İşçilerin insanca dinlenebileceği mekanlara ihtiyaç var.
Fabrikanın iş güvenliği uzmanı, aynı zamanda fabrikada hisse sahibi, yani işveren pozisyonunda. Bu durum iş güvenliği koşullarının sağlanmasını imkânsız hale getiriyor.
"İşveren, Bakanlık tarafından Petrol-İş’e verilen yetkiye itirazından vazgeçmeli"
Raporda, tüm bu İSİG riskleri nedeniyle ciddi iş kazalarının yaşandığına ve 3 işçinin iş cinayeti sonucu hayatını kaybettiğine dikkat çekilerek, “Kale Kayış işçilerinin 6 Mart’ta başlayan direnişlerinin temel talebi bu sorunların çözülmesidir. Bunun için işçilerin sendikalaşma hakkı işveren tarafından tanınmalıdır. İşveren, Bakanlık tarafından Petrol-İş’e verilen yetkiye itirazından vazgeçmeli ve sendikamızla görüşmelere başlamalıdır” dendi.