T24 Haber Merkezi
Gelecek Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin, KYK kredilerinin işsiz gençleri olumsuz etkilediğini belirterek konuya ilişkin kanun teklifi verdiklerini belirtti. Şahin, "Gençler iş bulamamasına rağmen iki yıl içerisinde ödemek zorunda kalıyor. Gençlerimiz icra takibi ve hayatlarının baharında borç yüküyle karşılaşıyorlar. İşsiz gençlerimizi rahatlatmak adına KYK kredilerinin başlatılmaması için bir kanun teklifi veriyoruz. Umarım gereken destek verilir" dedi.
Gelecek Partisi Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Şahin, TBMM düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"KYK burslarında ciddi anlamda bir düşüş var"
Şahin, Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) öğrenci kredilerinin geri ödemesi ile ilgili bir kanun teklifi sunduklarını belirterek şunları söyledi:
"Gençlerimiz için önemli bir destek sağlıyor ancak işsiz gençlerimizde büyük bir sorun yaratıyor. Miktar olarak artış söz konusu olsa da oransal anlamda bir düşüş var. 2016-2017 de asgari ücrete oranı yüzde 30 iken bu oran yüzde 11 bandında. Ciddi anlamda bir düşüş var. Gençler iş bulamamasına rağmen iki yıl içerisinde ödemek zorunda kalıyor. Gençlerimiz icra takibi ve hayatlarının baharında borç yüküyle karşılaşıyorlar. İşsiz gençlerimizi rahatlatmak adına KYK kredilerinin başlatılmaması için bir kanun teklifi veriyoruz. Umarım gereken destek verilir"
"Yargı paketinin içerisinde bazı maddelerde AYM kararları yok sayılmakta"
TBMM Genel Kurulu'nda görüşmeleri devam eden 9. yargı paketine ilişkin açıklama yapan Şahin, şunları söyledi:
"Yargı paketi şu anda Meclis'te görüşülmekte. Yargı paketi büyük bir beklenti oluşturmuştu ancak dağ fare doğurdu, beklentileri karşılamadı. Yargı sisteminin yapısal sorunları var. Liyakat, yargıda şaibe gibi ancak bunların çözümü için bir düzenleme göremedik. Yargı paketinin içerisinde bazı maddelerde AYM kararları yok sayılmakta. AYM’nin iptal ettiği bazı kararlar var. Bu iptal kararları yeni düzenlemenin içerisinde yok sayılıyor. Hukukun belirlilik ilkesi ihlal ediliyor. Belirlilik ilkesine göre, ortalama bir vatandaşın bu metni anlaması gerekiyor ancak bizim hukukçular olarak bile anlamakta zorlandığımız kanun teklifleri geliyor. Özellikle torba yasalarla bu ilke ihlal ediliyor. İstisna olarak anlatılan hukukun geriye yürümezliği ilkesi ihlal ediliyor. Bu ilkeyi ihlal etmek demek, insanlar mevcut hukuka göre karar verirler ancak bu ilkenin ihlalinde kaosa neden olursunuz.
"Önce bizim hukuk fakültelerinin kalitesini konuşmamız lazım"
4. maddede hukuk mesleğine giriş sınavları ile ilgili bir madde var ancak bundan önce bizim hukuk fakültelerinin kalitesini konuşmamız lazım diye düşünüyorum. Son sınava giren öğrencilerin yarısı başarısız oldu. Hukuk fakültelerinin sayısının azaltılması ve niteliğin arttırılması gerekir. Bazı hukuk fakültelerinin dekanı bile hukukçu değil. 14. maddede AYM, 221 sayılı kanunu iptal etmiş vatandaşın mülkünü korumak için ancak iktidar aynı kanun metnini yeniden bizim önümüze getiriyor. AYM neden var o zaman? Gerekçe olarak bununla ilgili kamunun zarara uğrayacağı söyleniyor. Bir devlet mülkiyet hakkının gereği olarak bir bedel ödeyecekse ödemeli. Kadının soy adı mevzusunda da AYM’nin kararı var. Yine yer alan başka bir maddeye göre, kuvvetli suç şüphesi ile ceza verecekseniz masumiyet karinesini nereye koyacaksınız? Bunların en önemli zararı ekonomiyedir. Hukukun terazisiyle oynarsanız yatırımcıları bu ülkede tutamazsınız. Türkiye'de son zamanlarda hukuk iklimi açısından önemli yargı kararlarında seçilmişlerden bir ses gelmesini isteriz. Ancak ne zaman tartışmalı bir hukuk söz konusu olsa atanmışlardan ses yükseliyor" (ANKA)
|