Sözcü yazarı İsmail Saymaz, bugünkü yazısında, İstanbul, Beyoğlu’nda babaannesinin evine giden 18 yaşındaki Zuhal Ebrar Yıldız’ın yolda yürürken bir polisin silahından çıkan kurşunla hayatını kaybetmesini kaleme aldı.
Saymaz olayı, “Polisler kendisine yönelik saldırı olmadığı, firariler ağır nitelikte suç işlemedikleri halde arkalarından ateş ederek, suç işliyor” diye anlattı.
Dava dosyasına giren kamera görüntüleriyle polisin ifadesinin uyuşmadığını söyleyen Saymaz, “polis A.D.'nin Yıldız'ı fark etmediği savunması görüntülerle uyuşmuyor. Çünkü A.D., Yıldız'ın yoldan geçmesinden altı saniye merdivende beliriyor” diye yazdı.
Saymaz şöyle yazdı:
“Görmemesi imkansız! Aynı şekilde, yolun karanlık değil, aydınlık olduğu anlaşılıyor. Bu çevrede Okçular Vakfı'nın misafirhanesi, kimi apartmanlar, Sinanpaşa Camisi ve bir anaokulu var. Yıldız, sitenin içindeki yaya yolunda yürüyor. Yolu anaokulundan çıkan öğrenciler ve veliler, yürüyüş yapanlar, cami cemaati kullanıyor. Bu noktanın mahalle arası olduğunu biliniyor. Ne zamandan beri polis, mahalle arasını poligona çevirerek, atış talimi yapar gibi suçlu kovalıyor?
Polis vatandaşın gelip geçtiği sokakta, firari yakalamak için de olsa silaha başvurarak, insan hayatını hiçe sayıyor. Nitekim kurşunlardan biri, Zuhal Ebrar Yıldız'ın canını aldı. Yıldız Ailesi'nin avukatı Adnan Harman, 10 yıllık polis olan A.D.'nin Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu'nun verdiği silah kullanma yetkisini aştığını, olası kastla öldürmek suçundan yargılanması gerektiğini vurguluyor.
İstanbul 45. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan bu davanın ilk duruşması 9 Mayıs'ta görülecek.”
Yazının tamamını okumak için tıklayın.