Depremlerin Türkiye ekonomisinde milyarlarca dolar yeniden inşa maliyeti yaratması ve 2023 yılı büyümesinde gerilemeye neden olması öngörülüyor.
Kahramanmaraş merkezli depremlerde can kaybı sayısı 45 bini geçerken, yaralı sayısı 100 bini, yıkılan ve ağır hasarlı bina sayısı 160 bini aştı.
İstanbul Serbest Muhasebeciler Mali Müşavirler Odası (İSMMMO), Türkiye’yi sarsan depremlerle ilgili rapor yayınladı. İSMMMO’nun uzman akademisyenlerden oluşturduğu kurul tarafından hazırlanan İSMMMONOMİ bültenindeki analize göre 6 Şubat’ta meydana gelen iki büyük depremin maliyeti 55-60 milyar doları aşabilir.
Raporda “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın son hesaplamalarına göre 164 bin binada 520 bin bağımsız bölüm yıkılmış ya da ağır hasarlı görünüyor. Doğrudan maliyetlere bakıldığında; metrekare fiyatı 10 bin TL alınırsa, konutların maliyeti, altyapı da eklendiğinde 40 milyar doların üzerine çıkıyor. Bu tutara iş yeri, araç, eşya, enkaz kaldırma eklendiğinde maliyet 45 milyar doları geçiyor. Genelde doğrudan maliyetlerin yüzde 30’una yakını dolaylı etkiler yani işgücü ve işgünü kaybı, katma değer kaybı, milli gelir kaybı olarak ortaya çıkıyor. Bunu da eklediğimizde toplam maliyet 55 – 60 milyar doları buluyor. Çok daha fazla binanın hasarlı olma riskini dikkate alırsak, maliyet daha yukarılara gidebilir” denildi.
Stagflasyon uyarısı
Raporda, ekonomistler depremlerin genel olarak arz yönlü bir şok yarattığı ve ilk etkinin ‘stagflasyon’ olarak adlandırılan daralma ve enflasyon olduğuna dikkat çekti.
Raporda, “Bölgenin ekonomideki ağırlığına bakıldığında, Marmara depremine göre daralma etkisinin daha az olmasını bekleyebiliriz. 1999 depremine zaten yüzde 3’ler civarında bir negatif büyüme ile girmiştik. Bu kez büyüme olan bir dönemde deprem yaşandı. Daralma etkisi ilk çeyrekte 3-4 puanda kalabilir. Ancak büyüme yönlü politikalarla yine yüzde 0-2 arası bir büyüme sağlanabilir. Yılın ikinci yarısında ise inşaat ve altyapı faaliyetleri büyümeyi olumlu etkilemeye başlar” analizi yapıldı.
"Kur değişmese bile enflasyon artabilir"
Enflasyonda deprem etkisinin değerlendirildiği bültende, “Nisan ayı sonuna kadar enflasyonun baz etkisi ile düşmesini bekliyorduk. Etkinin daha erken azalma ihtimali bulunuyor. Döviz kurlarının seyri enflasyon üzerinde en önemli belirleyen olmaya devam edecek. Kurların bir süre daha yatay gideceğini varsaysak bile hem maliyet hem talep unsurları ile baz etkisi dışında enflasyon dinamikleri tekrar yukarı dönebilir” öngörülerine yer verildi. İSMMMONOMİ raporunda, depremin büyüklüğü dikkate alındığında Bütçe Açığı / GSYİH oranına yüzde 1.5 – 2 seviyelerinde yük geleceği tahmini de yapıldı.
Demirel: Aşacak güçteyiz
İSMMMO Başkanı Erol Demirel, “Doğru planlama ve organizasyon ile hem yaralarımızı saracak hem de ileriye yönelik önlemleri alabilecek güçteyiz. Büyük bir maliyetle karşı karşıya kalsak da bu tür inşaat girdilerinin hemen hemen tamamı yerli üretim olduğu için tedarik hızı bir avantaj olarak görülebilir. Bu olumlu tarafa karşılık, ortaya çıkan yıkımın telafisi amacıyla bölgede hummalı bir inşaat faaliyetine girişileceği için diğer bölgelerdeki inşaat maliyetlerinin artması ve gecikmesi nedeniyle dezavantajlar yaşanabilir” dedi.