Özellikle kasabanın ana caddesinde, aralarında restorantların ve dükkanların bulunduğu binalar hasar gördü.
Kasaba merkezleri hasar aldı
Acled'e göre 200'den fazla saldırının düzenlendiği Kfar Kila'da, kasaba merkezindeki birkaç süpermarket ve dükkanlar hasar gördü.
Acled, Blida kasabasının da Ekim'den bu yana en az 130 kez vurulduğunu, bir eczaneyle binaların hasar aldığını söylüyor.
Hasar özellikle başlıca dükkanların ve hizmetlerin bulunduğu kasaba merkezinde odaklanıyor.
Düşünce kuruluşu Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü'nden, Orta Doğu Güvenliği konusunda çalışan kıdemli araştırmacı Dr. Burcu Özçelik, İsrail'in Hizbullah'ın buralarda yoğun bir şekilde varlık gösterdiğini söyleyerek sınırdaki kasabaları hedef aldığını belirtiyor.
Özçelik "İsrail, evlerin yakınlarında bir mevziler ve tüneller ağı bulunduğuna yönelik elinde yeterli kanıt olduğuna inanıyor" diyor.
Dr. Özçelik İsrail'in Hizbullah'a "burada bulunmamalısınız" mesajını göndermek için bu bölgeyi hedef aldığını söylerken, Hizbullah'ın buraları tahliye etmeyi aklından bile geçirmediğine inanıyor.
"ABD bir orta yol bulmaya çalıştı. Hizbullah'ın sınırdan 6,5 kilometre kadar içeri çekilmesi gibi. Hizbullah bunu reddetti."
İsrail Ordusu ise BBC'ye yaptığı açıklamada, "Hizbullah'in İsrail'e, vatandaşlarına ve evlerine yönelik tehdidini ortadan kaldırmak için" askeri hedeflere saldırılar düzenlediğini belirtti.
İsrail'in yol açtığı yangın
Sınırın öteki tarafında, İsrail'in kuzeyinde de diğer yandan gelen saldırılar nedeniyle binalar yıkıldı.
İsrail medyası, Ekim'den bu yana 1000'den fazla binanın hasar aldığını bildirdi. İsrail Ordusu ve Savunma Bakanlığı BBC'nin yorum taleplerine yanıt vermedi.
Ancak burada da, önemli ölçüde bir alan yıkımı var.
BBC, sınır ötesi saldırılarla başlayan büyük orman yangınlarında zarar gören alan miktarını incelemek için Kent State Üniversitesi'nden Dr. He Yin'in sağladığı verileri kullandı.
Dr. Yin, yandığından şüphelenilen alanları belirlemek için kamuya açık, kızıl ötesi ve kısa dalga kızıl ötesi (insan gözünün görebileceği spekturumun ötesi) çekilen uydu fotoğraflarından derlediği verileri ele aldı.
Bunlar, uydu fotoğrafları ve İsrail medyasındaki haberlerle karşılaştırıldı.
Her iki ülkede, büyük miktarlarda alan yandı. Ancak BBC, İsrail ve İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri'nin daha büyük hasarı aldığını tahmin ediyor. Lübnan'da 40 kilometrekarelik alan hasar görürken, İsrail ve Golan Tepeleri'nde 55 kilometrekarelik bir alanda hasar tespit edildi.
İsrail Doğa ve Parklar Müdürlüğü'nün son tahminlerine göre ise hasar gören alan 87 kilometrekareyi bulabilir.
Hasar tablosu, yanan birçok alanın sınırdan uzakta olduğunu gösteriyor. Bu durum da Hizbullah'ın kullandığı çok sayıda güdümsüz silaha işaret ediyor.
Bu silahlar, cephe hattının hemen yakınında olmayan sivil bölgelere ve askeri üslere doğru ateşleniyor.
İsrail'in füze savunma sistemi Demir Kubbe, nüfusu yoğun alanlara yönelmediği takdirde roketlere karşı devreye girmiyor ve roketler açık alanlara düşüyor.
Bu durum sonucunda da, açık alanlarda, tarım arazilerinde ve ormanlarda yoğun hasar oluşuyor. Dr. Özçelik, Hizbullah'ın bunu kasten yaptığını söylüyor.
"Yangınları kullanılan bu silah tipleriyle açıklayabilirsiniz. Ancak hikayenin bir diğer kısmı da Hizbullah'ın kaos ve İsrail nüfusunda bir derece güvensizlik yaratmak istemesi. Bu da İsrail hükümetine karşı bir baskı yaratıyor."
Özçelik ayrıca, tahliye düzeyinin "İsrail bağlamında görülmemiş seviyelerde" olduğunu vurguluyor.
Hasarın boyutu İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri'nde bulunan Katzrin yerleşiminden gelen fotoğraflarda görülüyor. Haziran başındaki yoğun roket atışlarının ardından, yerleşimin kendisinden daha büyük bir alanda yanmış topraklar görülüyor.
Tzahi Gabay, 30 kilometre kuzeydoğuda yaşayan bir çiftçi ve acil müdahale ekibi üyesi.
Sınır bölgesinde kalmaya devam eden çok az İsrailli'den biri. Eşi ve biri beş diğeri yedi yaşındaki iki çocuğu, sınırdan metrelerle ölçülebilecek uzaklıktaki Kafar Yuval kasabasından kaçtı. Şu anda küçük bir otel odasında yaşıyorlar ve Gabay ailesini sadece haftada bir görebiliyor.
Kuzey İsrail'de geniş alanlarda yıkım yaratan yangınları ilk elden görenlerden.
"Roket saldırılarından korkan insanlar tarlaları ihmal etti ve baharda kurudular. Her SİHA, roket ya da füze saldırıları Galile'de hemen büyük yangınları tetikliyor. Tüm alan yanıyordu. Alevlerle mücadele etmek, yangınları söndürmek ve tarlalarımıza ve işlerimize daha büyük bir zarar vermesin diye uğraşmak zorundaydık."
Tek tehlike yangınlar değil.
Komşuları Barak ve Mira Ayalon geçen Ocak ayında öldüler. Bir füze oturma odası duvarını delip geçtiğinde, mutfaklarında öğlen yemeklerini yiyorlardı.
Gabay aileyi yıllardır tanıyordu.
"Birlikte büyüdük. O haldeki cesetlerini çıkarmak... İyi tanıdığım insanlardı. Kolay değildi."
Çok az sayıdaki kasaba sakini meyve ağaçlarını yaşatmak için kasabada kalırken, nüfusun yaklaşık yüzde 90'ı evlerini terk etti.
Hizbullah yorum taleplerine yanıt vermedi. Ancak örgütün lideri Hasan Nasrallah "İsrail'in sivilleri hedef alma ısrarının" örgüt üyelerini yeni "yerleşimleri" füzelerle hedef almaya zorladığını söyledi ve sınırı geçtikleri takdirde İsrail tanklarının yok edileceği uyarısında bulundu.
Nasrallah, 10 Temmuz'da televizyondan yayımlanan konuşmasında İsrail ve Hamas arasında bir ateşkes sağlanırsa, saldırıları durdurma sözünü de tekrarladı.
Beyaz fosfor
BBC'nin Lübnan'da yangınlardan etkilendiğini tahmin ettiği 40 kilometrekarelik alanın büyük kısmı, iki ülke arasındaki sınır hakkına ya yakın ya da bitişik.
Lübnan Tarım Bakanı Abbaj Hajj Hasan BBC'ye yaptığı açıklamada, sınır hattı boyunca 55 köy ve kasabanın İsrail'in neden olduğu yangınlardan etkilendiğini söyledi.
Bakan, İsrail'i tüm alanı çorak ve terk edilmiş hale getirmek için diğer cephanelerle birlikte beyaz fosfor kullanmakla da suçladı.
Beyaz fosfor, oksijenle temas ettiğinde hemen alev alan bir kimyasal. Deriye ve kıyafetlere yapışabiliyor, kemiği bile yakıp geçebiliyor.
İnsan Hakları İzleme örgütü, Güney Lübnan'da aralarında El Bustan'ın da bulunduğu bazı nüfusun yoğun olduğu yerlerde beyaz fosfor kullanımını teyit etti.
Kuruluş, İsrail'in beyaz fosfor kullanımının "nüfusu yoğun yerlerde yasa dışı bir şekilde ayrım gözetmeyen bir uygulama" olduğunu belirtti.
İsrail Ordusu ise buna karşı çıkıyor ve beyaz fosfor top mermilerinin bir sis perdesi yaratmak için kullanımının "uluslararası hukuka uygun olduğunu" iddia ediyor. Ordu bu top mermilerinin "belirli istisnalar" dışında yoğun nüfuslu yerlerde kullanılmadığını savunuyor.
Çatışmanın yoğunlaşması kaygıları
Acled verilerine göre İsrail ve Hizbullah arasındaki çatışmaların şiddeti 8 Ekim'den bu yana azalmadı. Hatta son aylarda tarafların birbirlerine karşı giriştikleri saldırılarda küçük bir artış oldu.
Dr. Özçelik, çatışmalarda şiddetlenmenin topyekun bir savaşı tetikleme kaygılarının olduğunu bunun da Hizbullah'ı savunacak İran'ı bile İsrail ile doğrudan bir çatışmanın içine çekebileceğini vurguluyor.
Ancak iyimser bir not olarak, hem İsrail'in hem de Hizbullah'ın bundan kaçınmaya çalıştığını vurguluyor.
"Her iki taraf da insan hatası ya da yanlış bir hesaplama olmaması için sınır boyunca son derece ölçülü hareket ediyor.