17. İstanbul Bienali, her zamankinden farklı bir yapıda gerçekleştirilecek. Daha erken başlayıp daha uzun sürecek olan bienalin sergileri 11 Eylül'de açılıp 14 Kasım'da kapanacak. Bienalin bu yılki esin kaynağı da açıklandı.
Bienalin küratoryal ekibi Ute Meta Bauer, Amar Kanwar ve David Teh'ten oluşuyor. Bu ekip günümüz içinde bulunduğumuz durumu göz önüne alarak izleyicilerin beklentilerini yeniden düşünmek için bir araç olarak görüyor. Küratoryal ekip, "İnsan türünün yol açtığı bu sağlık krizi, hem derin bölünmeleri hem de toplumsal ve ekonomik yaşamı düzenleyen normların sürdürülebilir olmadığını gözler önüne serdi. Böyle bir dönemde bir güncel sanat bienalinin amacı ne olabilir?” sorusunu göz önünde bulundurup, güncel sanatın varoluş sebebini ve sahip olduğu potansiyelin değerlendirilmesine zemin hazırlayacağını hedefliyor.
Daha önce yapılmış bienallerin aksine 17. İstanbul Bienali sekiz haftalık süresinden önce başlayarak uzun bir süre daha devam edecek. Çok disiplinli üretimlere ev sahipliği yapacak olan bienal, tüm duyuları harakete geçirerek görsel sanatların ötesine uzanmayı planlıyor. Bienal kapsamında sahaflar kafeler ve şehrin hafızasında bir yere sahip olan küçük ve samimi mekanlarda ağırlanacak.
Esin kaynağı, doğal gübreleme yöntemi 'kompost'
Bu yıl düzenlenecek olan bienal, farklı proje ve eserleri, önceden yapıldığı gibi bir tema ya da başlık üzerine değil bir süreç olarak bir araya getiriyor. Bienal kompost'u yani birbirinden farklı organik atığın bir araya getirilerek çürütüldüğü doğal gübreleme yöntemini esin kaynağı olarak görüyor.
17. İstanbul Bienali hakkında
17. İstanbul Bienali'nin Danışma Kurulu'nda 11.Berlin Bienali eş küratörü Agustin Perez Rubio, Whitechapel Galerisi direktörü ve küratör Iwona Blazwick, sanat tarihçisi ve yazar Ayşe Erek, İstanbul Modern Sanat Müzesi Genel Direktörü, küratör ve sanat tarihçisi Levent Çalıkoğlu ve Tokyo Çağdaş Sanat Müzesi Artistik Direktörü ve akademisyen Yuko Hasegawa bulunuyor.
Bienalin görsel kimliği, Emre Çıkınoğlu tarafından hazırlandı, Afiş tasarımlarında Çıkınoğlu bir arada olmak, birlikte üretmek, söz söylemek ve tartışmaya dayalı toplumsal kültürlerin kırılganlığını ve kültürleri besleme hedefiyle yola çıkan bienalin şiirsel yaklaşımını sakin ama altını çizen bir tonda görselleştiriyor.