Zonguldak’ta doğup Poyrazköy’de yaşamını sürdüren Gülhanım Kalafat, çocukluk yıllarından bu yana hayatın zorluklarıyla mücadele eden, denize gönül vermiş bir kadın.
Dünya Kadın Çiftçiler Günü vesilesi ile Türkiye İş Bankası'nın düzenlediği toplantıda balıkçılık hayatına nasıl başladığını anlatan 52 yaşındaki Kalafat, çocukluğunun zor geçtiğinden bahsederek başlıyor konuşmasına:
“Çocukluğum çok acı geçti, çok hüzünlü geçti çünkü üvey anne baskısı vardı. Çok kötü durumlar yaşadım.”
Bu baskılardan kurtulmak için erken yaşta evlilik kararı alıyor: “Bir çıkış noktası aradım. Evde hep çekişme oluyordu. Dedim ki ne yapmam lazım? Sonra birisi dedi ki, ‘Gel seni evlendirelim, hayırlı bir eşin olsun, evin olsun, yurdun olsun’”
Gülhanım Kalafat'ın konuşmasını izlemek için TIKLAYIN
1988 yılında evlenen Kalafat, eşiyle mutlu bir hayat sürmeye başlarken, denizle olan macerası da başlıyor.Eşi kaptanlık yaparken, o da balıkçılık dünyasına adım atıyor ve bu süreçte denize olan sevgisini derinleştiriyor:
“Eşim kaptanlık yaptığı dönemlerde oltayla, küçük bir ağ atarak Bostancı sahillerinde balıkçılık yapıyorduk. Eşim de balıkçılığı çok seviyordu. Öyle olunca benim balıkçılık hevesim arttı.”
Zamanla balıkçılığı tüm ailesiyle birlikte bir hayat biçimi haline getiriyor ve çocuklarını denizle tanıştırarak onlara da bu sevgiyi aşıladığını belirtiyor: “Dört erkek evladım var, üçü kaptan, birini de okutuyorum, o da kaptan olacak tabii ki.”
Kalafat, tekne kurma sürecini ve balıkçılıkla nasıl iç içe geçtiklerini gururla anlatıyor:
“Arabamı satmak zorunda kaldım ki tekne kuracağım. Çocuklarım da orada. Eşim derdi ki, ‘Balıkçılıkta çekirdekten yetişmek çok güzel olur.’ Ben de çocuklarımla çekirdekten yetiştik. Tekneyi boyasına kadar, zehrine kadar, çivisine kadar beraber kurduk, Baba mesleği gibi bizde anne-baba mesleği tanıttık çocuklarımıza. Hem okuttuk hem de denizde balıkçılık yaptık,"
“Deniz, kadınlar için de bereketlidir.”
Kalafat’ın denizcilik serüveni zaman zaman zorluklarla dolu olsa da, o, karşılaştığı önyargılara karşı dik durarak başarıya ulaşıyor. Kadınların denizde, balıkçılıkta bereketsizlik getirdiğini düşünen batıl inançlara da şu cevabı veriyor:
“Kadın berekettir, kadın güçlüdür, kadın kuvvetlidir, kadın her zaman her yerde başarısını devam ettirir. Bence deniz, kadınlar için de bereketlidir.”
Eşini iki yıl önce kaybetmiş olmasına rağmen, çocuklarının desteğiyle deniz macerasına devam ediyor Gülhanım Kalafat. Ve eşinin vasiyet niteliğindeki sözünü hatırlıyor:
“Ölüm her şeyi çözmüyor, hayatını kaleme al, yoluna devam et,” diyerek ona güç verdiğini ifade ediyor. O günden beri kendi hikâyesini yazmaya ve çocuklarına ilham olmaya kararlı: “Çocuklarım bana dedi ki, ‘Anne, sen o kalemi al ve devam et., dünyanı oluştur’.”
Sahil güvenlik ile yaşadığı anılardan birini de paylaşan Kalafat, o günü şöyle anlatıyor:
“İki tane sahil güvenlik geldi. Dediler ki, ‘Abla, senin kâğıdın var mı?’ Arkadaşlarıyla iddiaya girmişler, benim teknemde sarı kâğıt var mı yok mu diye. Kontrol ettikten sonra ‘Eyvah, kaybettik! Ablanın kâğıdı varmış,’ dediler. O kadar gururlandım ki o gün anlatamam.”
Gülhanım Kalafat, denizcilik ve balıkçılık mesleğinde kadınların karşılaştığı zorluklara rağmen her zaman kararlı olmuş. Balıkçılığı sürdürmek için oğullarının desteğini alarak işini devam ettiriyor.
“Yanıma oğlum olmadan çıkmıyorum, çünkü denizde bir erkekle çalışmak gerekiyor. Oğlum geliyor, bir başkası gidiyor, böylelikle ayakta duruyoruz,” diyor ve kadınlara da pes etmemeleri çağrısında bulunuyor:
“Denize davet ediyorum bayanları, pes etmesinler. Buyurun, gelin, denizde çalışalım.”