Gündem

İstanbul'da Nakba Günü yürüyüşü: "Nakba bitecek Filistin halkı geri dönecek”

Nakba Eylem Komitesi, Türkiye'nin Filistin işgalindeki konumu ile ilgili açıklamalarda bulundu

Fotoğraflar: Can Öztürk

16 Mayıs 2024 09:00

Can Öztürk/T24

1948'de 750 binden fazla Filistinlinin İsrail devletine dönüşen toprakları terk etmek zorunda kaldığı Nakba'nın (Büyük Felaket) 76. yıl dönümünde İstanbul'da yürüyüş düzenlendi. 

Çarşamba günü "Nakba Eylem Komitesi" tarafından düzenlenen eylemde protestocular, Sirkeci PTT binasının önünden Eminönü Meydanı'na yürüdü. İsrail'in, Filistin'i 1948 yılındaki işgali olan Nakba Günü'nünden güzünümüze kadar işlediği suçları protesto etmek için toplanan eylem komiteleri, "Nehirden denize özgür Filistin" sloganları ile yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşe; Filistin için Bin Genç, EMEP (Emek Partisi), DİSK Basın-iş, Kadınlar Birlikte Güçlü gibi farklı komiteler de katıldı. Nakba Eylem Komitesi tarafından yapılan basın açıklamasında Türkiye-İsrail ilişkileri kınandı, Kürecik Üssü'nün kapatılması ve İsrail ile mevcuttaki bütün bağların kopartılması gerektiği vurgulandı.

"Filistin halkı kültürü ve özgürlüğü için direniyor"

Nakba'nın tarihi ve işgalin süresi üzerine konuşan komite, "İşgal devletini bu soykırım saldırısıyla Gazzenin üzerinde hiçbir Filistinli kalmadığı devasa bir mezarlığa dönüşmesi amaçlanıyor. Filistin direnişi 100 yılı aşkındır ayakta 'yaşasın küresel intifada' tarihsel filistin toprakları 1920’den bu yana önce İngiliz mandasının ve onların himayesindeki siyonist çetelerin 1948’den itibaren ise İsrail denilen ırkçı işgalci devletin saldırısı altında o gün bu gündür Filistin halkı, kültürü ve özgürlüğü için direniyor." ifadeleri ile olayın tarihsel sürecine dikkat çekti.

"İsrail'e boykot ve tecrit"

Filistin halkının mücadelesinin başarılı olabilmesi için İsrail devletine tam bir boykot uygulanması gerektiğini vurgulayan komite"Filistin halkının; sömürgeciliğe, işgale, ırk ayrımcılığına karşı 100 yılı deviren direnişi, özgürlük mücadelesi veren diğer halklara ilham oldu. Bundandır ki, Filistin mücadelesi dün de bugün de dünyanın her tarafında halklar tarafından sahiplenildi, sömürgecilik ve emperyalizme karşı savaşın bayrağı oldu. İsrail’e boykot ve tecrit talebini Filistin halkının mücadelesini sahiplenen tüm toplumsal hareketlerin siyasi kurumların emek ve hak örgütlerinin bilim ve sanat kurumlarının ilkesi haline getirmek için sesimizi yükseltmeliyiz." açıklamasında bulundu.

"Türkiye utanç verici bir rol oynadı"

Türkiye-İsrail ticari ve askeri ilişkilerini eleştiren açıklamada, "İşgal devleti ile tüm ilişkiler suç ortaklığıdır ve tamamen kesilmelidir içinde yaşadığımız Türkiye’nin resmi rakamları durduğunu ilan ettiği andan itibaren işgal devleti ile yoğun ilişkiler geliştirdi. Bu ilişkiler 90'lı yıllarda imzalanan askeri anlaşmalar ve serbest ticaret anlaşmaları ile ivme kazandı. 2023’e geldiğimizde yapılan ticaretin hacmi 10 milyar dolara dayandı. 7 Ekimden sonra başlayan Filistin’deki soykırım sürecinde işgal devletinin savaş makinesini işler durumda tutacak her türlü lojistik kaynak Türkiye üzerinden akıtılmaya devam edilerek soykırımda utanç verici bir rol oynandı" ifadeleri kullanıldı.

"Mücadele meşruiyetini pekiştirmiştir"

"Geldiğimiz noktada sebat ile sürdürülen 'İsrail ilişkileri kesilsin' mücadelesi kapsamında; toplumsal basıncın da etkisi ile hükümet, geçici olarak ticareti kesme kararı aldı ve suçunu telafi etmeye çalışıyor. Bu karar aynı zamanda işgal devletine karşı mücadelenin onurlu bir kazanımı olup mücadelenin meşruiyetini pekiştirmiştir. Bu karar önemli olmakla birlikte serbest ticaret anlaşmasının feshi ve işgalci devlet ticari olarak tehdit edilmediği sürece anlamı ve etkisi geçici ve sınırlı olacaktır.

Türkiye; El-Aksa Tufanı öncesinde işgal devleti İsrail ile yaşadığı normalleşme kapsamında, doğalgaz kaynaklarının İsrail tarafından çalınarak Avrupa’ya satılmasında önemli bir rol üstlenmeyi amaçlamıştır. Bu işbirliği ihtimaline karşı Türkiye, böyle bir hırsızlık projesinde yer almayacağını açıkça ilan etmelidir “

Diplomatik ilişkiler derhal kesilmeli

Açıklamada, "Türkiye; İsrail ile açıklanmayan ancak varlığına dair güçlü işaretler olan, askeri işbirliğinin yanında topraklarımızda bulunan ve işgalci devlet tarafından kullanılan İncirlik ve Kürecik üsleri kapatılmalıdır. Aynı zamanda hükümetin “Mavi Marmara” davasını düşürerek imzaladığı normalleşme anlaşması tüm ön koşulları ihlal edilmesine rağmen hala yürürlükte bulunuyor.Bu anlaşma kapsamında Gazze'de kurulan kanser hastanesi, önce soykırım çalışmalarında tahrip edildi ardından işgal ordusunun üssüne dönüştürüldü. Buna benzer onlarca savaş suçunun faili olan bir devlete karşı hükümetin normalleşme anlaşmasını derhal feshetmesini ve diplomatik ilişkiyi tamamen kesmesini istiyoruz." ifadeleri yer aldı.

Türkiye'den, Filistin halkının hakkı olan topraklarına geri dönebilmesi için haykırmaya devam edeceklerini belirten komite, hükümeti İsrail devletini kuşatmaya ve ekonomik olarak yıpratmaya davet etti. Filistin özgür olduğu zaman toprakları bünyesindeki herkesin barış içerisinde yaşayabileceği bir yer haline getirilmesi gerektiğini vurguladı. 

Nakba Günü Nedir?

Bağımsızlığını 14 Mayıs 1948 tarihinde ilan eden İsrailden bir sonraki gün yani 15 Mayıs 1948 Nakba Günü (Büyük Felaket) olarak anılmaktadır.

1948 yılındaki işgalin ilk gününde bugüne; ölen, öldürülen veya evlerini terk etmek zorunda kalan Filistinliler, yitirdikleri yurttaşlarının yasını 15 Mayıs Nakba Anma Gününde tutuyor. İsrail'in işgali nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalan 750 binden fazla Filistinli, işgalin sona ermesini ve topraklarına geri dönmeyi istiyor. Filistin devletinin de resmi tatillerinden birisi olan 15 Mayıs Nakba Günü, dünyada filistin hareketi kapsamında protestolar ve yürüyüşler ile anılıyor. Nakba Günü Filistin halkı ve direnişinin iradesini, güçlü bir şekilde yansıtıyor.