Koronavirüs salgınında vakalar ve can kayıpları yeniden tırmanışa geçerken İstanbul'daki sağlık meslek örgütleri düzenledikleri basın toplantısıyla Covid-19 aşısı çağrısı yaptı. Çağrıda, "Aşı olmak bir tercih değil, toplum sağlığı için gerekli ve vazgeçilmez bir uygulamadır" uyarısında bulundu.
İstanbul Tabip Odası (İTO), İstanbul Dişhekimleri Odası, İstanbul Eczacı Odası ve İstanbul Veteriner Hekimler Odası, bugün ortak bir basın toplantısı düzenledi. İTO Cağaloğlu Binası’ndaki basın toplantısına, İTO Başkanı Pınar Saip, Genel Sekreteri Osman Küçükosmanoğlu, İstanbul Dişhekimleri Odası Başkan Vekili Ali Gürlek, İstanbul Eczacı Odası Başkanı Zafer Cenap Sarıalioğlu, Veteriner Hekimler Odası Genel Sekreteri Necati Bozkurt katıldı.
"Dördüncü pik adeta aşısızların pandemisi"
ANKA Haber Ajansı'nda yer alan habere göre, İTO Genel Sekreteri Osman Küçükosmanoğlu, “Siyasi iktidarın şeffaf olmayan tutarsız sosyal ekonomik desteklerden yoksun açıklama politikaları, toplumda belirsizliğe, umutsuzluğa, ‘ne olacaksa olsun’ duygusunun yerleşmesine neden olmuştu. Bunun yanında aşılamanın çok başarılı şekilde yürütüldüğü algısının yaratılmaya çalışılması, bir başarı hikayesi yazılmaya kalkışılması ise ayrı bir tutarsızlıktır" dedi.
"Aşılamada bir türlü yaygınlık ve yeterli hıza ulaşılamadı"
Türkiye’de aşılamanın geç başladığını, aşı tedarikinde aylarca ciddi sorun yaşandığını belirten Küçükosmanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye’de aşılama geç başlamış, aşı tedarikinde aylarca ciddi sorun yaşanmıştır. Temmuz başında aşı tedariki ile ilgili sorunların giderildiği topluma iletilmiş, ancak dün yine aşı tedarikiyle ilgili ciddi bir sorunun olduğu görülmüştür. Dün biz de paylaştık. Sağlık ocaklarından, hastaneden randevu alanlar kapıdan geri döndüler, aşı olamadılar. Bakan her ne kadar bu sorunun çarşamba günü çözülmüş olacağını söylemiş olsa bile daha önceki yaptıklarından, söylediklerinden, tutarsızlıklarından, bunun böyle olmayabileceğini vurgulamak isteriz. Aşılamada bir türlü yaygınlık ve yeteri hıza ulaşılamadı. Aşı olup olmama, iki aşıdan hangisini olacağı, üçüncü doz aşının yapılıp yapılmayacağı yurttaşların tercihine bırakıldı. Kendi yükümlülüklerini yerine getirmeyen, şeffaf ve doğru bilgilendirme yapmayan, meslek örgütleriyle iş birliğinden kaçınan siyasi iktidarın, yurttaşları sorumlu olmayı çağırmasıysa etkili olamıyor. Covid-19 pandemisi, dördüncü pikini adeta aşısızların pandemisi olarak yaşatıyor bizlere.”
"Aşı tercih değil, zorunluluktur"
İstanbul Eczacılar Odası Başkanı Zafer Cenap Sarıalioğlu, "Bugün aşı karşıtlarının söylemi, gıda takviyelerini tercih etmeleri son derece yanlıştır. Gıda takviyelerinin aşının yerini tutması asla söz konusu değildir. Aşı, tercih değil zorunluluktur; zorunlu olmalıdır. Bir an önce pandeminin de sona ermesi için, bizler de sağlık meslek odaları olarak halkımızı uyarma ve bilgilendirme görevimizi yerine getirmek istiyoruz" dedi.
İTO Başkanı Pınar Saip ise "Covid-19 pandemisinden en çok etkilenen biz sağlık çalışanları, aşı olmanın bir tercih değil, toplum sağlığı için gerekli ve vazgeçilemez bir uygulama olduğunu söylüyoruz" dedi.
"Delta varyantının yaygın olduğu ülkelere kapılarımız sonuna kadar açıldı"
Sağlık Bakanlığı ve ilgili tüm kurumları geç kalmadan bir önlem paketi oluşturmaya çağırdıklarını vurgulayan Saip, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Türkiye’de 1 Temmuz itibariyle tüm salgın kısıtlamaları kaldırıldı. Çok bulaştırıcı bir tür olan Delta varyantının yaygın olarak görüldüğü ülkelerden gelenlere bile sınırlarımız ardına kadar açıldı. Uzatılmış Kurban Bayramı tatilinin etkisiyle Covid-19 vaka sayıları, Sağlık Bakanlığı’nın resmî rakamlarına göre bile dört kattan fazla artarak, 4-5 binlerden 22 bine ulaştı. Sağlık Bakanlığı netlikle dile getirmese de tüm dünyada baskın tür haline gelen Delta varyantının ülkemizde de yaygınlaşmış olması kaçınılmazdır."
İKİ AY ARADAN SONRA BİR DOKTOR ARKADAŞIMIZI KAYBETTİK: Bugünlerde hastaneye başvuru ve yatışlar artıyor; kapatılmış Covid servisleri ve yoğun bakımlar yeniden açılıyor. İki ay aradan sonra bir hekim arkadaşımız, Dr. Ali İnal, Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirdi. Bu gerçeklik yaşanırken toplumun ancak üçte biri, yeterli bağışıklık sağlayacak iki doz aşı olmuş durumdadır. Bu oran, toplum bağışıklığı için ulaşılması gereken hedefin çok gerisindedir. Ülkemizde aşılama zaten geç başlamış, aşı tedarikinde aylarca ciddi sorun yaşanmıştır.
SAĞLIK BAKANI'NIN TWEETLERİYLE AŞI PROGRAMI YÜRÜTÜLMEYE ÇALIŞILIYOR: Sağlık Bakanlığı net ve etkili bir aşı kampanyası ortaya koyamadı. Sağlık Bakanı'nın attığı tweetlerle aşı programı yürütülmeye çalışılıyor. Oysa Sağlık Bakanlığı'nın elinde çok değerli veriler mevcuttur. Kimin testinin pozitif olduğu, kimin hastaneye yattığı, kimin vefat ettiği, kime aşı yapılıp yapılmadığı, kimin kaç doz hangi aşıyı olduğu kayıtlıdır. Ülkemizde bugüne kadar 75 milyon doza yakın aşı yapıldı. Bu uygulamaya ait gerçek saha verilerinin toplumla ve bilim insanları ile parça parça, ucundan kıyısından değil, açıkça ve tam olarak paylaşılması gerekir. Bu verilerin şeffaf bir şekilde paylaşılmasıyla toplumda oluşan aşı tereddüdü giderilebilir, aşı karşıtlarının bilgiyi çarpıtarak oluşturduğu korku iklimi yok edilebilir. Sağlık Bakanlığının bu tutumu, meydanı aşı karşıtı kampanya yürütenlere bırakıyor.
MEYDANI BOŞ BULANLAR AŞI ÇALIŞMALARINI İTİBARSIZLAŞTIRMAYA KALKIYOR: Meydanı boş bulanlar, Covid-19 diye bir hastalık olmadığını, aşıyla insanlara çip takıldığını, aşının kısırlık yaptığını, aşı nedeniyle on binlerce insanın öldüğünü iddia ediyor. Bu yalanlarla bilimsel doğrular yerine ‘sahte bilim’i savunup, aşı yaptırmamanın kişisel tercih ve özgürlük olduğunu ileri sürerek, aşı çalışmalarını itibarsızlaştırmaya kalkıyor. Kişisel hak ve özgürlükleri elbette savunuyoruz. Ancak bir kişinin özgürlüğü, başkasının özgürlüğünün başladığı yerde biter, kişiler hak ve özgürlüklerini kullanırken başkalarına zarar veremez. Aşıyı reddeden bir hekim, hastasının ve çalışma arkadaşlarının, öğretmen de öğrencisinin sağlık hakkını, yani özgürlük alanını ihlal etmiş olur. Dünya ve Türkiye bilimsel ortamından edinilen ve sahadan edindiğimiz bilgiler gösteriyor ki tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisine karşı geliştirilen aşılar, hastalığın yayılmasında önemli derecede, hastaneye yatışların ve ölümlerin azaltılmasında ise çok yüksek oranda etkilidir.
HER İKİ TİP AŞI SONRASI HAYATI TEHDİT EDEN CİDDİ YAN ETKİ İZLENMEDİ: Dünya ve Türkiye’de yapılan faz çalışmaları yanında gerçek saha verileri, kullanılan aşıların güvenli olduğunu kanıtladı. Ülkemizde iki tür aşıdan toplam 75 milyon doza yakın aşı uygulandı, her iki tip aşı sonrası hayatı tehdit eden ciddi yan etki izlenmedi. Bu olgulardan hareketle biz İstanbul’daki sağlık meslek odaları, toplum sağlığı için başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere, sivil toplum örgütlerini, medyayı, tüm yurttaşlarımızı bilimsel gerçekler ışığında aşağıdaki önlemlerin alınması için harekete geçmeye davet ediyoruz.”
ÖNERİ VE TALEPLER
İTO Başkanı Dr. Pınar Saip'in dile getirdiği öneri ve talepler de şöyle:
- Ülkemizde bugüne kadar yapılan aşılara dair gerçek saha verileri (yan etki, koruyuculuk oranı, süresi, aşı türleri arasında farklılık olup olmadığı) şeffaf olarak açıklanmalı.
- Aşı çekincesini gidermek amacıyla Sağlık Bakanlığı, uzmanlık dernekleri, üniversiteler, meslek örgütlerinin gerekirse siyasi partiler ve yerel yönetimlerin de katılımı ve iş birliğiyle etkin bir bilgilendirme kampanyası başlatılmalı.
- Başta sağlık ve eğitim çalışanları olmak üzere kamusal hizmet sunucularının aşılanması zorunlu olmalı, aşı olmayı reddedenlerin bu hizmetleri vermesine izin verilmemeli. Okulların eylül ayında açılacağı planlanmışken 2 doz aşının tamamlanması için uygulamalar derhal başlamalı. 12 yaş üstündeki tüm yurttaşların aşılanması hedeflenmeli.
- Toplu olarak bulunulan kamusal alanlara (okul, yurt, kışla, toplu taşıma, AVM, maç, konser vb) giriş için aşılı olma şartı getirilmeli.
- Aşı takvimi net olarak açıklanmalı, randevu sistemi yerine aşı günü/sırası gelen kişilere ulaşılarak aşı yapılmalı, mevcut sağlık kurumlarına ek olarak merkezi yerlerde aşı istasyonları kurulmalı. Ulaşılması zor köy ve mezralar ile tarım işçileri, sığınmacılar gibi gruplar için gezici ekipler oluşturulmalı.
- Gerçek saha verileri değerlendirilerek toplum için koruyuculuğu en yüksek aşı türü belirlenmeli, yurttaşlarda kafa karışıklığına ve aşı tereddüdüne yol açan “istediğiniz aşıyı tercih edin” tutumundan vazgeçilmeli. Pandeminin başından beri hastalıktan korunmada etkinliği gösterilmiş olan önlemler (maske, mesafe, hijyen, havalandırma, kapalı ve kalabalıklardan uzak durma vb.) devam etmeli, okullarda sınıf mevcutları azaltılmalı, personel sayısı artırılmalı, kademeli mesai saatleri uygulaması gibi ek önlemler alınmalı.