İşte teğmenlerle ilgili soruşturmanın tutanağı

Kara Harp Okulu mezuniyet töreni sonrasında yeni mezun teğmenlerin kılıçlı yemin etmesine ilişkin başlatılan soruşturmanın tutanağına ulaşıldı. Söz konusu tutanakta teğmenlerin “Hizmete Engel Davranışlarda Bulunmak” disiplinsizliğini işledikleri belirtiliyor; yemini ettiren Teğmen Ebru Eroğlu soruşturmada ‘bir numaralı sorumlu’ olarak gösteriliyor.

30 Ağustos 2024’te, Kara Harp Okulu’nda, Cumhurbaşkanı’nın katıldığı diploma verme ve sancak devir töreninden sonra teğmenler bir araya gelip kılıç çattı, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye bağırdı. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Kanununun 20/1-c ve TSK Yüksek Disiplin Kuralları Yönetmeliği’nin 9’uncu maddelerinde belirtilen “Disiplinsizliği oluşturabileceği” değerlendirilen eylem nedeniyle TSK Disiplin Kanunu’nun 40’ıncı, TSK Yüksek Disiplin Kuralları Yönetmeliğinin 22’inci maddeleri gereğince teğmenler hakkında isnat edilen hususlara ilişkin savunma istendi.

Söz konusu tutanağa bugünkü yazısında yer veren Sözcü yazarı Saygı Öztürk’ün aktardığına göre,  teğmenlere yönelik suçlama şöyle:

1-Mevzuattan kaldırılan andın tören alanında okunması için sıralı amirlere talepte bulunulması, sıralı amirlerinizce her seferinde kendinize olumsuz cevap verilmesine rağmen, törenden bir gün önceki gece, 30 Ağustos 2024 günü tören alanında andın okunması için planlama yaptığınız ve tören günü sahanın ortasında toplanan grubu idare ettiğiniz ve devre birincisi tarafından mevzuattan kaldırılan andın okunması için ortam hazırladığınız ayrıca okunan anda iştirak ettiğiniz tespit edilmiştir.

2- Askeri mahalde (tören alanında) program dışı ve izinsiz olarak icra edilen eyleminizin askeri hizmete olan olumsuz etkisi, disiplinsizliğin işlendiği yer ve sonuçlarının TSK’ya olumsuz etkileri ve askeri disiplinin ağır bir biçimde zedelenmesi gerekçesiyle kanun ve yönetmeliklerimizde belirtilen “Hizmete engel davranışlarda bulunmak” disiplinsizliğini oluşturabileceği değerlendirilen eylemleriniz hakkında “Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası verilmesi maksadıyla Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kuruluna sevk edileceğinizden konuya ilişkin savunmanızı yapınız.”

Tutanakta o gün yaşananlar şöyle aktarıldı:

“Mezun teğmenlerin, tören provalarının başladığı 13 Ağustos 2024 tarihinden itibaren çeşitli zamanlarda Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu (MSÜ KHO) Öğrenci Alay Komutanlığı ile MSÜ KHO Dekanlığı’na başvuruda bulunarak programda bulunmayan ve mevzuattan kaldırılan andı tören esnasında okumak ve vefat eden devre arkadaşları Harbiyeli İsmail Karaağaç’ı anmak için devre birincisi tarafından yapılması planlanan tören konuşmasında değişiklik yapılmasını talep edildi. Teğmen E.E, ilk olarak 19 Ağustos 2024 tarihinde Bölük Komutanlığı’na başvurdu. Akabinde değişik zamanlarda farklı makamlara üç başvuruda daha bulunuldu. Bu arada ‘Geçici Görevli Harbiyeli Alay komutanı’ görevindeki personel tarafından da aynı konuda sıralı amirlere başvuruldu.

Tören öncesi uyarı

Teğmenlerin Tabur Komutanının, söz konusu andın mevzuattan kaldırılması nedeniyle okunmasının uygun olmadığı başvuran personele ifade edildi. Ayrıca 20 Ağustos 2024 tarihinde tören provaları nedeniyle yapılan tabur içtimasında (toplanma) tüm personelin yönergeye uyması gerektiği, yönergede belirtilen metnin dışına çıkılmasının mümkün olmadığı ve farklı yemin metninin okunamayacağı hususu topluca ses yayın sisteminden teğmenlere tebliğ edildi. Mezuniyetten bir gün önce 29 Ağustos 2024 tarihi akşamında her yıl yapıldığı, ifadelerle belirtilen geleneksel tabur eğlencesi esnasında Harbiyelilerin topluca birçok marş ve türkü okuduğu bu esnada Albay Celal Dora Alanı Atatürk büstü önünde rastgele toplanıldı. Devre ikincisi arkadaşlarının ısrarı üzerine mevzuattan kaldırılan andı 29 Ağustos 2024 gecesi yapılan kutlamada plansız şekilde okudu.

Resmi törenden sonra

Aynı gün gecesinde ‘Geçici Görevli Harbiyeli Alay Komutanı’ ile irtibata geçerek devre birincisinin kendisi olduğundan bahisle bu andı okuması gereken kişinin kendisi olması gerektiğini ifade etti. Sonraki gün olan 30 Ağustos 2024 tarihinde icra edilmesi düşünülen teğmenlerin geleneksel kılıç çatma faaliyetinde programda bulunmayan ve mevzuattan kaldırılan andın kendisi tarafından okunması için yardım istedi. 30 Ağustos 2024 tarihinde programda bulunmayan ve mevzuattan kaldırılan andın devre birincisi tarafından okunması gerektiği yönündeki talebine istinaden ‘Geçici Görevli Harbiyeli Alay Komutanı’ tarafından tabur whatsapp duyuru grubuna törenin resmi bölümünden sonra kılıç çatma faaliyetinin icra edilmesi mevzuattan kaldırılan andın okunması maksadıyla tüm devrenin sahada toplanması yönünden atılan mesajla teğmenlerin törenden sonra okunmasına yönelik planlamanın bir gün önce yapıldığı anlaşıldı.

Subay andımızı son defa okuyacağız

30 Ağustos 2024 tarihinde MSÜ Kara Harp Okulu Komutanlığı’nda icra edilen Diploma ve Sancak Devir Teslim töreni tören geçişinin 18.30’da tamamlanmasına müteakip mezun teğmenler, şeref tribününün karşı istikametindeki paravanın arkasına alındı. Emniyet tedbirleri çerçevesinde mezun teğmenler paravanın arkasında bekletildi. Bir süre sonra paravanın arkasından çıkan bazı teğmenler, saha içerisine girip yay şeklinde bir düzen içerisinde toplanmaya başladı. Toplanan grubun ‘Geçici Görevli Harbiyeli Alay Komutanı’ teğmen tarafından idare edildi. Bu esnada koşar adımlarla sunu kürsüsüne gelen topçu teğmen E.E.’nin açık kalan ses yayın düzeninden tüm arkadaşlarının sahada toplanmaları yönünde ‘175 devresi sahaya, 175 devresi sahaya, 175 devresi sahaya, sayın velilerimiz 175. Dönem mezunları olarak son kez subay andımızı okumak istiyoruz. Lütfen sahayı boşaltınız, lütfen sahayı boşaltınız. Arkadaşlar sahaya, Malazgirt sahaya’ şeklinde anonsta bulundu. Bu sırada toplanmış bulunan grup tarafından subay kılıçları çatılarak toplu söylemlerden sonra Topçu Teğmen E.E. koşarak grubun ortasına girdi. Kılıcı ve kılıcı havada olacak şekilde mevzuattan kaldırılan programda olmayan andı okuttu.”

AKP Bursa Milletvekili Mustafa Varank, teğmenleri 'disiplinsizlik'le suçlarken 15 Temmuz darbe girişiminde rol alan ve 'FETÖ'cü olmak suçlamasıyla ihraç edilen askerlere benzetmişti. Söz konusu tutanakta buna ilişkin hehangi bir ibare yer almadı.