Dünya
Deutsche Welle

İsviçre'de göçmenlere kota referandumu

İsviçre'de göçmenlere kota getirilmesini öngören yasa teklifi için bugün yapılan referandum sonuçlandı. Resmi olmayan ilk sonuçlara göre seçmenlerin yüzde 50.4'ü ülkeye gelecek göçmenlere kota uygulanmasını istedi.

09 Şubat 2014 19:37


İsviçre denince akla ilk gelenler; karla kaplı dağlar, güvenli banka hesapları ve çizgi film kahramanı Heidi. İsviçre Avrupa'da sevilen bir tatil ülkesi. Ama aynı zamanda başta Almanlar olmak üzere birçok insan için de iş bulup çalışabilecekleri bir ülke. İsviçre Avrupa Birliği ile 1999 yılında bir serbest dolaşım anlaşması imzaladı. Ve İsviçre Avrupa Birliği üyesi olmasa da o tarihten bu yana Avrupa Birliği vatandaşları herhangi bir kısıtlama olmadan bu küçük ülkeye seyahat edebiliyor.

İsviçre Halk Partisi'nin girişimi

İşte pazar günü yapılan referandumun konusu da buydu. İsviçre Halk Partisi'nin “Kitlesel Göçe Karşı İnisiyatif” adlı girişimi, referandumu gündeme getirdi. Sağ popülist parti, göçmenlerin sayısını sınırlamak ve bir göçmen kotası getirmek istiyor. Şimdiye kadar ortalama her yıl 80 bin göçmen İsviçre'ye geliyor. Ülkenin nüfusu ise yakaşık 8 milyon 100 bin. Alman Die Zeit gazetesine göre 1960'lardan bu yana ülkede en büyük nüfus artışı yaşanıyor.

İsviçre Halk Partisi Başkanı Toni Brunner referandum girişiminin nedenini şöyle açıklıyor:

“Bu girişimi artık had hudut kalmadığı düşüncesiyle yaptık. Çok fazla göç alıyoruz. Bu girişimle bilrikte İsviçre kendini yönetme, kendi ölçülerine göre sınırlama ve iş piyasasına göre seçme yeterliliğine yeniden kavuşacak.”

İsviçre'de nüfusun yüzde 23'ünü yabancılar oluşturuyor. İsviçre Halk Partisi Başkan Yardımcısı Christoph Blocher bu kadar yabancı olmaması halinde İsviçre'deki sorunların çözüleceğini ileri sürüyor:

“Ülkedeki tüm sorunlar aslında buraya dayanıyor. Yer sıkıntısı, konut sıkıntısı, ücret baskısı, okul sorunları, hastaneler ve benzeri… Ülke dolup taşıyor.”

Diğer partiler karşı

Girişime ülkedeki diğer partilerin hemen hepsi karşı. Sağ popülistlerin panik ortamı yarattıkları düşüncesindeler. İsviçre Burjuva Demokratik Partisi dışarıdan gelen işgücünün düşmesi halinde bunun ülkeye zararı olacağı görüşünde.

İsviçre Sosyal Demokrat Partisi'nden milletvekili Andreas Gross ise, "İsviçre'de sayısı çok fazla olan, ırkçılardır. Birçok İsviçrelinin endişeleri var ama durumları iyileştikçe de endişeleri artıyor. Hiç olmadığımız kadar iyi durumdayız ve bunu burada çalışan insanlara borçluyuz” diyor.

En çok Almanlar çalışıyor

İsviçre'de çalışan yabancıların başında Almanlar geliyor. Onlardan biri de Jens Eckstein. Eckstein, Basel Üniversitesi Hastanesi'nde doktor olarak görev yapıyor. İsviçre Bakım Çalışanları Meslek Birliği'nin verdiği rakamlara göre ülkede sağlık branşında çalışanların yüzde 30 ila 40'ı yabancılardan oluşuyor. Eckstein ücretlerin yüksek olması nedeniyle Basel'deki hastanede çalışmaya başlamış ve şimdiye kadar yabancı düşmanlığıyla karşılaşmadığını söylüyor.

İsviçre ile Avrupa Birliği arasında bağlayıcı bir antlaşma bulunuyor. Serbest dolaşım anlaşması, imzalanan 7 antlaşmadan oluşan paketin içinde yer alıyor. Taraflardan birinin bunlardan birini geri çekmesi halinde diğerleri de geçerliliğini yitiriyor. Buna göre İsviçre'nin 500 milyonluk Avrupa iç pazarına serbest giriş hakkını da kaybetmesi gündeme gelecek. İsviçre'nin ise bunu göze alması pek mümkün değil zira yaptığı ihracatın yüzde 60'ını Avrupa Birliği ülkelerine yapıyor. Kesin olan bir şey varsa o da referandumun sonucunun İsviçre'de göçmenlerle ilgili tartışmaları sona erdirmeyeceği.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle