Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının Libya’da bulunmasına ilişkin yetkiyi 18 ay uzatan tezkere TBMM’de kabul edilirken, daha önce aynı nitelikteki tezkere için “hayır” oyu kullanan İyi Parti’nin tutumunu değiştirmesi tartışma yarattı. Libya’da asker bulundurulmasına başından bu yana karşı çıkan CHP tezkere için “hayır” derken, Millet İttifakı’ndaki ortağı İYİ Parti, daha önce “hayır” dediği tezkere için bu kez “evet” oyu kullanarak, AKP ve MHP ile birlikte hareket etti. Bu durum, “ittifak ortakları neden görüş ayrılığına düştü” sorularına yol açtı. Parti kurmayları, güncel kritik konularda her partinin kendi başına karar verdiğini, ortak karar almak bir durumun söz konusu olmadığını belirtirken, geçen yıl Suriye ve Irak tezkerelerinde de iki partinin farklı yönde oy kullandığına dikkati çekti. İYİ Parti ise tutum değişikliğini, Akdeniz, Yunanistan ve Suriye odaklı gelişmelerle açıkladı.
2020’de Suriye’de asker bulundurulmasına ilişkin tezkere TBMM’ye geldiğinde, İyi Parti, net bir karşı tutum alarak, daha görüşmeler başlamadan, “Hayır” oyu vereceğini kamuoyuna açıkladı. CHP de aynı oturumda tezkere için “Hayır” dedi.
Millet İttifakı’nın omurgasını oluşturan iki parti, CHP ve İyi Parti, Libya’da asker bulundurulmasına yönelik yetkinin 18 ay uzatılmasına yönelik dün TBMM’ye gönderilen tezkerede ise ters düştü. CHP, HDP ile birlikte tezkereye “hayır” derken, İyi Parti, AKP ve MHP ile birlikte “evet” dedi.
İlk değil
Ancak ittifak ortakları bu konuda ilk kez ters düşmüyor. Geçen yıl Suriye ve Irak’ta asker bulundurulması süresinin uzatılmasına yönelik tezkere için de İyi Parti, “evet” oyu kullanırken, CHP, “Hayır” demişti.
Çatlak mı var?
Bu tablo, Millet ittifakı konusunda yurtdışında asker bulundurulması gibi temel bir konuda görüş ayrılıkları olup olmadığı tartışması başlattı.
Ancak her iki partinin kurmayları, ittifak çalışmaları ile konunun ilgisinin bulunmadığı görüşünde. CHP’liler, hükümetin, Irak, Suriye ve Libya politikalarına baştan bu yana karşı çıktıklarını, bu ülkelerde asker bulundurulmasının Türkiye’nin elini güçlendirmek bir yana, günden güne büyüyen sorunlara yol açtığını savunuyor. CHP’lilerin istikrarlı görüşü, Türkiye’nin Akdeniz ve Suriye’deki çıkarlarını korumak konusunda verilen yetkilerin hükümet tarafından iç siyaset aracı olarak, hatalı biçimde kullanıldığı yönünde.
İyi Parti’nin görüşü neden değişti?
2020’de İyi Parti adına TBMM’de konuşan Aytun Çıray, tezkereye neden “hayır” dediklerini şu sözlerle açıklamıştı:
"Libya’da ulusal mutabakat hükümetinin yıkılması durumunda mavi vatanın elden gideceği tezi doğru değildir. Hükümet Libya'da basiretsiz bir göçü teşvik etmektedir. Mehmetçik iç savaşın tarafı haline getiriliyor. Türkiye, Arap coğrafyasında nefret objesi haline gelecektir."
İyi Parti’nin dün neden “evet” oyu verdiğini, HaberTürk televizyonuna açıklayan İyi Partili Yavuz Ağıralioğlu ise “Askerlerimiz orada ve onların varlığını ve irademizi zayıflatmak istemiyoruz. Yunanistan’ın şımarıklığını da görüyoruz. Dünyanın sıkıştığını ve bu sıkışmanın Türkiye’nin menfaatlerinin hilafına yapıldığını herkes gibi fark ediyoruz. Yunanistan’a yığınak yapılmasını, Suriye’nin kuzeyine terör devleti kurulması teşebbüsünü görüyoruz” dedi. Ağıralioğlu, daha önce “hayır” demelerini ise “O gün Dışişleri Bakanı gelince bilgi vermeye, biraz Allah kerimdir duygusu içinde olduğunu fark etmiştik. Hükümetin plan yapabilme imkanının olmadığını fark etmiştik. Hayır derken inşallah haksız çıkarız demiştik. Şimdi de Dedeağaç ve adalarda hukuku çiğneyen ve Türkiye’yi sıkıntıya sokmaya çalışan gelişmeleri izliyoruz, PYD, ABD’nin kara gücü gibi. Daha önce hayır demiştik ama şimdi bu yüzden evet diyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Kulislerde İyi Parti’nin tutumunun değişmesinde hem yaşanan gelişmelerin hem de CHP’ye oranla İyi Parti’nin seçmenine “hayır” yönünde tutum almasının nedenlerini açıklamakta güçlük çekmesinin etkili olduğu da konuşuluyor.
Çatlak yok, yola devam
Her iki partinin kurmayları, bu konularda iki partinin birlikte karar vermek gibi bir politikalarının olmadığını, ittifak çalışmaları ile konunun ilgisinin bulunmadığını kaydetti. Suriye ve Irak tezkerelerinde de benzer bir görüntünün olduğunu ancak bunun ittifak çalışmalarını etkilemediğini ifade etti.