İyi Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Cihan Paçacı, Vakıfbank hisselerinin Hazine'ye devrine tepki gösterdi. "Milletin vakfı gasp edilmektedir" diyen Paçacı, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Vakıfbank'ı damadının emrine verdiğini ifade etti. İyi Parti'nin Erdoğan'a Kanuni Sultan Süleyman'ın 'vakıf bedduası' ile yanıt verdiğini söyleyen Paçacı, "Biz bu bedduaya canı gönülden 'Amin' diyoruz" dedi.
Vakıfbank hisselerinin adeta damada peşkeş çekildiğini söyleyerek sert bir dille eleştirilerde bulunan Paçacı şöyle konuştu:
“Milletin vakfı gasp edilmektedir. Erdoğan, Vakıfbank’ı damadının emrine vermiştir. 3 Aralık 2019’da gece yarısı yayımlanan KHK ile vakıflar genel müdürlüğüne ait yüzde 58,5 oranında çoğunluğu teşkil eden Vakıfbank hisseleri Hazine’ye yani damadım emrine verilerek adeta peşkeş çekilmiştir. Sermaye Piyasası Kanunu’na göre Vakıfbank gibi halka açık olan şirketlerde yönetimi oluşturan çoğunluk hisselerinin değiştirilmesi sonucunda ilgili kanunundaki düzenlemelerin devreye girmesi gerekmektedir. 24 Ocak 2014 tarihli 28891 sayısı Resmi Gazete’de yayımlanan SPK’nın pay alım teklifi tebliğin pay alım teklifine ilişkin esaslar başlığını taşıyan beşinci maddesinin 1. Fıkrası zorunlu pay alım teklifi başlığını taşıyan 11. Maddeye birinci ve ikinci maddesi, pay alım teklifinde bulunmasında muafiyet başlığını taşıyan 18. Maddenin 1b fıkrası hükümleri dikkate alınarak konunun değerlendirilmesi şarttır. El değiştirilen yüzde 58,5’luk hisse için hisse sayısı ise 1 milyar 461 milyon 283 bin 424 olup bu devir sonucu 8 milyar 30 milyon 629 bin 185 TL ödenmesi gerekmektedir. Finansal hesaplama ile ilgili hatalara ve sorulara geçmeden önce önemli konulara kamuoyunun dikkatini çekmek istiyorum.”
Vakıf gelirleriyle kurulduğuna dikkati çeken İyi Partili, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün vakıflar adına yönetim yaptığını belirterek şunları kaydetti:
“Vakıf malları bir kuruma veya şahsa verilemez, devletleştirilemez”
“Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Vakıfbank hisseleri satılabilir, el konulabilir, devredilebilir bir hisse değildir. Uzun süredir Vakıfbank’ın Hazine’ye devredilebilmesi için çalışma yapıldı hatta 2013 yılında Sayın Ali Babacan’ın Hazine’den sorumlu bakan olduğu dönemde Anayasa Mahkemesi’nden gerekli hukuksal gerekçe çıkartılmaya çalışıldığı bilinmektedir. Bu yönteme yani zorla hukuku değiştirerek hukuksal olmayan bir biçimde bir mala el koymak ve bu malın vakıf malı olması tarihsel bir hata ve hukuka karşı hile yapma çabasıdır. Bin yıldır vakıf malına el koyma yaşanmamıştır. Vakıf malı tahsisli maldır. Tahsis edilen vakıf veya amaç halinde kullanılamaz. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün hisseleri mazbut vakıflara ait olup Osmanlı dönemi vakıflarının gelirleriyle kurulan bir bankadır. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün görevi bu vakfı vakıflar adına sadece idare etmekten ibarettir. Bu devredilen hisseler herhangi bir idari organa ait olmayıp ortak vakıf malıdır. Vakıf malları bir kuruma veya şahsa verilemez, devletleştirilemez.”
“Vakıfban’ın Katar’lılara devir için mi yoksa yandaşlara devri için mi düşük tutulmuştur?”
Sermaye Piyasası Kanunu’na göre Vakıfbank gibi halka açık şirketlerde yönetimde çoğunluk hisselerin değişmesi sonucunda ilgili kanundaki düzenlemelerin de devreye girmesi gerekir. Bu durumda 9.49 liralık fiyatın hem Vakıfbank’ın ortağı Vakıfbank Emekli Sandığı’na hem de borsada halka açık kısımda borsadan Vakıfbank hisselerini almış olanlara yapılması gerekirdi. Bugün borsası Vakıfbank hissesi halen 5.25’ten işlem görmektedir. Neden diğer hissedarlara teklifte bulunulmadı? Kriz dönemi yaşadığımız bu ekonomik ortamda bankasının satış işine girişilmesi gerçekten kabul edilebilir bir durum değildir. Eğer banka satışı bu fiyattan söz konusu olacaksa bankanın 4.1 milyar Amerikan Doları olarak belirlenen değeri de piyasa değerinden oldukça düşüktür. Vakıfban’ın Katar’lılara devir için mi yoksa yandaşlara devri için mi düşük tutulmuştur? Hisseleri halka açık olan Vakıfbank’ın değerlenmesi hangi kriterlere göre yapılmıştır, değerlemeyi kim yapmıştır? Özellikle belirtmek isteriz ki değerlemeler bankaların karlılıkları üzerinden yapılır. Burada anlaşılan hisse fiyatı hazırlanırken öz kaynak değerinin bile altında bir rakam ile hesaplama yapılmıştır. Bu durumda bilançosunda kârlılığının en az olduğu kriz döneminde banka satmak yok pahasına bir satış olacaktır. Bu durum piyasada ucuza mal kapatmak anlamına gelir ve bu durum hukuk devleti anlayışı ile bağdaşmaz.
"Vakıfbank’ın hisseleri ne amaçla Hazine’ye devredilmiştir?"
Söz konusu devir işlemi sonucunda Vakıflar Genel Müdrülüğü’ne doğrudan ödeme yapılacak mıdır? Yoksa Hazine kira sertifikası ihracı yapılarak gelen nakit ya da oluşacak sertifika ile mi ödeme yapacaktır? Kısacası Hazine’de ödeme yapacak para var mıdır, yok mudur? Hazine’de para yoksa Hazine borçlanarak mı banka alıyor? İşte bu durum bankanın başka bir amaçla Hazine’ye devredildiğini akıllara getirmektedir. Vakıfbank’ın hisseleri ne amaçla Hazine’ye devredilmiştir? Sarayın gizli bir hedefi mi vardır? Bankanın gerek sorunlu kredilerinin ödenmiş sermayeye oranının açıklanması şarttır. Çünkü borsada halka açık bir şirket bu banka ve çoğunluk hisseleri ile el değiştirmektedir. Bankanın 2018 sonu bilançosuna göre 28 milyar öz kaynağı vardır. Ve buradan hisse değeri hesaplanınca 11 milyon 2 lira çıkmaktadır. 9.49 lira nereden çıkmaktadır. Bankanın öz kaynağı 12 ayda 15 milyar TL erimiş midir? Vakıflar Genel Müdürlüğü bürokratların yönettiği bir kurumdur.
"Doğrudan siyasi bir girişimdir"
Hazine ve Maliye Bakanlığı ise tamamen siyasi ve bu değişimi bankaya doğrudan siyasi bir girişim olarak görmek gerekir. Bu el değiştirmede dışarıdan Türkiye analizi yapan kurumlar ve yabancı yatırımcılar olumsuz etkilenecektir. Vakıflar Bankası uzun zamandır AK Parti iktidarının satışını istediği bir kamu kurumu niteliğinde bir bankadır. Yasalar da kamuoyu da vakıf malı olan bu kamuoyu bankasına bugüne kadar sahip çıkmıştır. O vakıf hisseleri ki tüyü bitmemiş yetimlerin hakkıdır ve damat Berat Bey’in emrine yasalara aykırı şekilde devredilmiştir. Türkiye’de SPK ve SPK kanunu var mıdır, yok mudur? Eğer varsa, eğer Vakıflar Kanunu varsa yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin iptal edilmesi gerekir.
İyi Parti, Kanuni Sultan Süleyman'ın bedduası ile karşılık verdi
“Bu vakıf malını kaçırma operasyonuna Kanuni Sultan Süleyman’ın vakıf bedduası ile cevap vermek yerinde olur. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün resmî sitesinde yer alan Kanuni’nin vakıf bedduası şu şekildedir: “Sultan, emir veya herhangi bir kimseye bu vakfı değiştirmek, bozmak, nakletmek, eksiltmek, başka hâle getirmek, iptal etmek, işlemez hâle getirmek, ihmal etmek ve değiştirmek helal olmaz. Kim onun şartlarından herhangi bir şeyi veya kaidelerinden herhangi bir kaideyi bozuk bir yorum ve geçersiz bir yöntemle değiştirir, iptal eder ve değiştirilmesi için uğraşır, fesh edilmesine veya başka bir hale dönüştürülmesine kastederse, haramı üstlenmiş, günaha girmiş ve masiyetleri irtikap etmiş olur. Böylece günahkârlar alınlarından tutularak cezalandırıldıkları gün Allah onların hesabını görsün. Mâlik onların isteklisi, zebaniler denetçisi ve cehennem nasibi olsun. Zira Allah'ın hesabı hızlıdır. Kim bunu işittikten sonra, onu değiştirirse onun günahı, değiştirenler üzerindedir. Kuşkusuz O, iyilik edenlerin ecrini zayi etmez..." Bu bedduayı biz yapmadık. Yaklaşık 500 yıl önce bu günleri gören Kanuni Sultan Süleyman yapmıştır. İyi Parti olarak biz bu bedduaya canı gönülden “Amin” diyoruz.