Kardeşi 'FETÖ'den tutuklu olan eski AKP Genel Başkan Danışmanı ve eski Sakarya milletvekili Şaban Dişli, Türkiye'nin Hollanda Büyükelçisi olarak atandı. Uluslararası İlişkiler ve Türk Dünyasından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Ahmet Kamil Erozan, konuya ilişkin olarak, " Dışişleri Bakanlığı’nda AKP’nin ideolojik zihniyetine ve yaşam tarzına sahip ‘Büyükelçiler’ almaya başlanmıştır" dedi. Erozan, Şaban Dişli benzeri bir atamanın yolda olduğunu da belirtti.
Büyükelçiliklerde çalışmak isteyen Dışişleri Bakanlığı memurlarının sayısı giderek azalacağına dikkat çeken Erozan’ın yazılı açıklaması şöyle:
Dışişleri Bakanlığı’nda ”usta-çırak ilişkisi” meslek içi eğitimin temelini oluşturmuş ve genç memurlar amirlerinin tecrübelerini örnek alarak diplomasiyi ve uluslararası adab-ı muaşeret (protokol) kurallarını öğrenmişlerdir.
Kariyerde güçlü adımlarla ilerlemek isteyen memurlar geçmişte yurt dışına tayin zamanı geldiğinde görev yeri tercihlerini belirlerken memleket veya şehirden ziyade kendi mesleki eğitimlerine katkıda bulunacağından emin oldukları usta Büyükelçilerin maiyetinde çalışmayı tercih etmişlerdir. Nitekim başarılı bir memura yöneltilen temel soru hep “Siz hangi Büyükelçilerin yanında çalışma şerefine nail oldunuz” olmuştur.
Hal böyle iken Dışişleri Bakanlığı’nda sayıları giderek artan siyasi atamalar sonucu günümüzde ustaların yerini bir siyasi partinin (AKP) ideolojik zihniyetine ve yaşam tarzına sahip “Büyükelçi”ler almaya başlamıştır. Bakanlık kadroları dışından Büyükelçi atama örneklerinin sonuncusu geçtiğimiz hafta Hollanda’ya Büyükelçi atanan, 22-23-24-26. dönemlerde Sakarya Milletvekili ve bir ara Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan Danışmanlığı görevini de üstlenen Şaban Dişli olmuştur. Buna benzer yeni bir atamanın daha yolda olduğu bilinmektedir.
Neo-Monşerler (kadın olmaları halinde Neo-Maşerler) olarak da tanımlanabilecek bu şahsiyetlerin sayısındaki artışla birlikte bunların atandıkları Büyükelçiliklerde çalışmak isteyen Dışişleri Bakanlığı memurlarının sayısı giderek azalacak, genç memurlar “usta” vasfına sahip olmayan bu tür amirler yanında çalışmaktan kaçınacaklardır. Çalışmak durumunda kalanlar ise maalesef mesleki açıdan yeni yetenekler edinmek şansına değil ancak yapılmaması gerekenleri yaşayarak öğrenmek talihsizliğine sahip olacaklardır.