İyi Parti Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu, “Sağlık Bakanlığı, şimdiye kadar uyguladığı ve eksiklerini gördüğü performans sisteminden vazgeçerken, aynı hükümette yer alan Milli Eğitim Bakanlığı’nın aynı yolu tekrar seçmesi garip bir ironizmdir. Öğrencinin ders çalışacağı, ödev yapacağı ortama sahip olma lazım. Birinci sınıfa gelen öğrencilerin yüzde 40’ı sabah kahvaltısı yapmadan okula geliyor. Gerekli ders araçlarını aileler temin edecek maddi güce sahip değildir” dedi.
İyi Parti Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu, bugün TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Kabukcuoğlu, düzenlediği basın toplantısında Öğretmenlik Meslek Kanunu’na tepki gösterdi.
20 yıllık AKP hükümetlerinin; çalışarak, emek vererek yükselmenin önünü kestiğini savunan Kabukcuoğlu, “İltimas, adam kayırmacılık, istismar edilen sınavlar yüzünden, ülkemiz maalesef bu konuda liyakatli personele sahip olmaktan uzaktır. Oysaki eğitim, refahı artırmanın kişisel yükselmenin en meşru ve helal yoludur” diye konuştu.
"İktidar eğitimi, öğretmeni önemsizleştirmiştir"
Kabukcuoğlu’nun konuşması şöyle:
“İktidar eğitimi, öğretmeni önemsizleştirmiştir. Atama bekleyen 700 bin öğretmen bunun en somut delilidir. Öğretmenlikte kariyer planlaması yaptığı iddia edilen kanunlarla, öğretmenlerin sadece maaşlarında bin liraya kadar artışa gidilmiştir. 8 bin 500 liraya kadar maaş alan öğretmenlerin kazançlarında genel bir iyileştirmeye ihtiyaç vardır.
Bu ücretler yetersizdir. Yeni çıkan 'Öğretmenlikte Kariyer Kanunu' ile öğretmen, baş öğretmen aynı işi yapacak, bir farklılık olmayacak, sadece bir miktar ücret farklılığı olacak. Bu da muhtemeldir ki kurum içerisinde birtakım huzursuzluklara neden olacaktır. Sağlık Bakanlığı, şimdiye kadar uyguladığı ve eksiklerini gördüğü performans sisteminden vazgeçerken, aynı hükümette yer alan Milli Eğitim Bakanlığı’nın aynı yolu tekrar seçmesi garip bir ironizmdir.
"Layık görülen 8 bin 750 lira maaşla, öğretmenler hiçbir şekilde konforunu sağlayamaz"
Maaşları yetersizdir. Öğretmenlere layık görülen 8 bin 750 lira maaşla, öğretmenler hiçbir şekilde konforunu sağlayamaz. Yatay ve düşey kariyer planlaması yoktur. Bulundukları sosyal çevreden kaynaklanan sorunları vardır. Ücra yerlerde lojmanları yoktur. Farklı yerden gelen öğretmenler toplumla kaynaşmakta sorun yaşamaktadırlar. Sosyal çevre eğitime nadiren önem verir. Maddi imkânsızlıklar çocukları okula gitmekten alıkoyar. Öğrencinin velisinden/ailesinden kaynaklanan sorunlar da var. Ailenin eğitime önem vermesi şarttır.
"Birinci sınıfa gelen öğrencilerin yüzde 40’ı sabah kahvaltısı yapmadan okula geliyor"
Öğrencinin ders çalışacağı, ödev yapacağı ortama sahip olma lazım. Birinci sınıfa gelen öğrencilerin yüzde 40’ı sabah kahvaltısı yapmadan okula geliyor. Gerekli ders araçlarını aileler temin edecek maddi güce sahip değildir. Okul öncesi eğitim, yüksek eğitimden daha önemlidir ve okul öncesi eğitim konusunda ülkemiz maalesef gerilerdedir. Liyakate önem verilmiyor. Liyakatsiz insanların, günümüz Türkiye’sinde fazlasıyla buldukları siyasete yaslanma tavırları ile etrafa mobing yapıyorlar ve gelişmenin önünü tıkıyorlar.
"Bir tarafta atama bekleyen 700 bin öğretmen varken, sözleşmeli ya da ücretli öğretmen alıyor ve istihdam ediyoruz"
Kalabalık sınıflar öğretmeni zayıf zaman ve sınıf yönetimine zorlamaktadır. Kalabalık sınıflar öğretmen üzerinde en fazla stres yaratan durumdur. İkili eğitim de öğretmenlerin stresini artırmaktadır. Örneğin Eskişehir merkezinde 2’li eğitim veren 34 eğitim kurumu vardır. Öğretmenlerimiz ücretli sözleşmeli olarak ayrıma tabi tutmak çok önemli bir sorundur. Bir tarafta atama bekleyen 700 bin öğretmen varken, sözleşmeli ya da ücretli öğretmen alıyor ve istihdam ediyoruz.” (ANKA)