Gündem

İzmir'de sokakta akıma kapılan 2 kişinin ölümüne ilişkin davada, 13 sanık tutuklu yargılanmaya devam edecek

İzmir'de sokakta elkektrik akımına kapılan 2 kişinin ölümünde ara karar verildi. 13 tutuklu sanığın tutukluluk hali devam edecek

06 Eylül 2024 11:03

Güncelleme: 06 Eylül 2024 19:35

İzmir'de, yağışlı havada sokakta yürürken akıma kapılan 44 yaşındaki İnanç Öktemay ve 23 yaşındaki Özge Ceren Deniz'in ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 22,5'ar yıla kadar hapis cezası istenen Gediz Elektrik Genel Müdürü Uğur Yüksel, İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, İZSU Genel Müdür Yardımcısı Serdar Sadi, Adana Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı eski İZSU Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu, Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş. Metropol Bölge Müdürü Ali Arcan, Gediz Elektrik'ten Dağıtım Sistem İşletme ve Bakım Müdürü Ekrem Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 13'ü tutuklu, 42 sanığın yargılandığı davaya, dün 11 saat süren ilk duruşmanın ardından bugün devam etti. Davanın 2’nci gününde tutuksuz sanıklar ile ölenlerin yakınları dinlendi.

İzmir'de yağışlı havada sokakta yürürken akıma kapılan İnanç Öktemay (44) ve Özge Ceren Deniz'in (23) ölümüne ilişkin 13'ü tutuklu, 42 kişinin 22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasının ilk celsesi 2 gün sürdü. Mahkeme başkanı, sanık ve avukatların savunmalarının ardından ara kararını açıkladı. Tutuklu 13 sanığın adli kontrol şartının yetersiz kalacağını belirtip tutukluluğun devamına hükmetti. Diğer tutuksuz sanıklardan sadece hamile olan Alara Ekli'nin, konutu terk etme kontrol şartı kaldırıldı. Duruşmanın yeni tarihi ise yoğunluk ve uygunluğa göre ilerleyen tarihlerde belirlenecek.

"Biz nasıl acı çekiyorsak onlar da çeksin"

İzmir'de yağışlı havada sokakta yürürken akıma kapılan İnanç Öktemay ve Özge Ceren Deniz'in ölümüne ilişkin 13'ü tutuklu, 42 kişinin 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın 2’nci gününde tutuksuz sanıklar ile ölenlerin yakınları dinlendi. Özge Ceren Deniz'in annesi Filiz Abi Osmaniye'den Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Anne Abi, şunları söyledi:

"Bu konuda daha önce emniyete ifade verdim. Kızımın ölümüne sebep olan olayda ihmali, sorumluluğu kusuru olanların hepsinin en üst seviyeden ceza almasını istiyorum. Bütün sanıklardan şikayetçiyim. 'Hamileyim', 'Hastayım' diyenlerin sürünmesini istiyorum. 'Kanser tedavisi görüyorum', 'Hamileyim' diyenler içeride çürüsün. Biz nasıl acı çekiyorsak onlar da çeksin. Onların da çocuğu var. Elektrik çarparak ölsün. Benim çocuğum tıp okumak için yıllardır ders çalışıyor. Siz 42 kişi torpille işe girdiniz. Erciyes Üniversitesi'ni kazanmıştı. 5'inci sınıfta İzmir'e geçti. Benim kızım 42 katil yüzünden öldü. İzmir düzgün bir şehir diye gönderdim. Sizi de elektrik çarpsın. 42 kişi de müebbet görsün. Benim kızım torpille işe girenlere çok karşıydı ama bu 42 kişi torpille girmiş. Neden 5 yıldır yapmadınız? Yazıklar olsun size. Hepiniz suçu birbirinize atıyorsunuz. Hamile kadın da içeride kalacak, hasta olan da. Müebbet istiyorum. Hepsinin içeride çürümesini istiyorum. Benim kızım tek başıma Avrupa'ya gidip geliyordu. Avrupa'da bir şey olmadı orada oldu. Ben belediye başkanlarının da ceza almasını istiyorum. '55 gün hapiste yattım' diyorsunuz ama benim çocuğum geri gelmiyor".

 

"Geri getirsinler oğlumu"

Öktemay'ın annesi Nevin Öktemay, "Keşke oradan ben geçseydim de ben ölseydim. Evladım ölmeseydi. Geri getirsinler oğlumu. Getirsinler. Şikayetçiyim. Davaya katılmak istiyorum" derken babası Yalçın Öktemay ise "Şikayetçiyim. Davaya katılmak istiyorum" ifadelerini kullandı. Ağabeyi Gökhan Öktemay da "Kardeşimin ölümüyle ilgili sorumluluğu olan herkesten şikayetçiyim. Davaya katılmak istiyorum" diye konuştu.

Sanıklar savunma yaptı

Tutuksuz sanıklardan ilk olarak dinlenen Gediz Elektrik'te Metropol Bölge Operasyon yöneticisi tutuksuz sanık Abdülkadir Satuk, "Olay öncesinde bilgim yoktu. Elim olaydan sonra öğrendim. Bana atfedilen suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.

"Kırıldıysa da bildirme yetkim yok"

Tutuksuz sanık İZSU Yapı Denetim Koordinatörü Alara Ekli, "Görev tanımım gözlemci tarafından sunulan raporları sahaya gidip denetlemektir. Olayla ilgili şubat ayının ilk haftası imalat asfaltlandıktan sonra kaç adet mazgal yapıldığını ve ızgaranın kaç metrede bağlı olduğunu görüp sonrasında da hak edişleri başlattık. Tek başına imza yetkim yoktur" dedi. Ekli, İZSU'nun bölgede beton kırıldığı iddialarıyla ilgili soruya ise "Kendi görev alanımla ilgili hiçbir aykırılık görmedim. Olayın üzerinden çok zaman geçti. Kırıldıysa da bildirme yetkim yok" yanıtını verdi.

"İmza yetkim yok"

Gediz Elektrik'te Yapım İşleri Sorumlusu Uzmanı tutuksuz sanık Alper Doğan, "Hak ediş evraklarını hazırlanması ve ön kontrolünün yapılması için görevlendirildim. Söz konusu proje ile ilgili uygun imzalı hiçbir belgem olmamasına rağmen yaptığım incelemede uygun olduğunu size belirtebilirim. İmza yetkim yok. Sadece evrakları hazırladım. TEDAŞ enerji kablolarının montajı ile ilgili usul, esas belirlemiştir. Bunun ikinci maddesi kanal derinliği ile ilgilidir. Kanal önce 10 santimetre kum, sonra kablo sonra tekrar kum ve geri kalanlar olarak devam eder. Burada bilirkişi heyeti inceleme yaptı. Kanal açıldığında sarı doğal gaz bandını görüyoruz. Doğal gaz ve elektrik, ateşle barut gibi yan yana gelemez. Doğal gaz hattı elektrik hattına en fazla 20 santimetre yaklaşabilir. Çünkü elektrik kablosunda yaşanan ısınma da doğal gazı etkileyebilir. Bilirkişi inceleme yapıyor. Kanal derinliği 57 santimetre. Bu TEDAŞ'ın yayınladığı standartları karşılamaktadır" ifadelerini kullandı.

"Bu mazgallarla hiç ilgim yok"

Tutuksuz sanık İZSU inşaat mühendisi Deniz Sunal, "Sanık kürsüsünde olduğum için çok üzgünüm. 2023'te İZSU'da ilk işime başladım. İş yerinde amirlerimin yönlendirmesiyle çalışıyorum. Bu mazgallarla hiç ilgim yok. Kontrol heyetindeki arkadaşlarla birlikte yüklenici firmanın hak edişiyle ilgi sadece mazgalların yapılıp yapılmadığına baktım. Sorumluluğum yok" dedi. Avukatların, 'Hayati önem taşıyan bir işte kontrol yapılırken sadece buraya 2 mazgal şu ölçülerde yapılacaktı, yapılmış' tarzında gözleme dayalı mı çalışıyorsunuz?' soruna Sunal, "Evet, görevim orada kaç ebatta ve kaç mazgalın yapılıp yapılmadığını kontrol etmek" yanıtını verdi. Müdafi avukatların Sunal'ın görev ve yetkilerini ısrarlı sormaları üzerine, imalatı yapılan mazgalların imalatında kullanılan kum ve beton gibi malzemelerin teknik şartnameye uygun olup olmadığının denetlenip denetlenmemesi noktasına dikkat çekildi. Sanık Sunal ise “Yapılan mazgalların teknik şartnameye uygun olup olmadığını, doğru malzemenin kullanılıp kullanılmadığını nasıl anlıyorsunuz?" sorusuna da "Benim görev tanımım, çalışma yapılan bölgeye gidip raporda yer alan bilgilerin doğruluğunu denetlemek. Orada 3 tane mazgal yapılıp yapılmadığına baktım" yanıtını verdi.

 

 

Duruşmaya 30 dakika ara verildi

Duruşmada savcılık makamını temsil eden İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Vekili Necati Kayaközü, mütalaa verdi. 13 tutuklu sanığın tutukluluğunun devamını isteyen Başsavcı Vekili Necati Kayaközü, "Müzakere cevaplarının beklenilmesi, suçtan zarar görme ihtimaline binaen müştekilerin katılma taleplerinin kabulü, İzmir Barosu'nun suçtan zarar görmediği anlaşıldığı için davaya katılma talebinin reddi, olayla ilgili bilgi ve görgüsü olduğu anlaşılan tanıkların tespiti, dosyaya sunulan kamera kayıtlarının incelenerek rapor tazmininin istenmesi, sanık savunmaları tamamlandıktan sonra olay yerinde keşif yapılarak dosyaya yeni gelen delillerde yeni bilirkişi raporunun alınması, suçun sadece kamu görevlileri tarafından işlenen özgü suçlardan olmaması nedeniyle bir kısım sanık müdafinin katılma talebinim reddine, tutuklu sanıkların üzerlerine atılı suçun vasıf ve maiyeti, delil durumu, henüz diğer sanıkların savunmalarının alınmamış oluşu, dosyada mevcut beyan ve belgeleri ile kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların mevcudiyeti ve delilleri karatma şüphesiyle tutukluluk hallerinin devamına, adli kontrol kararı olan sanıkların adli kontrollerinin devam etmesi talep olunur" dedi. Ardından mahkeme başkanı duruşmaya 30 dakika ara verdi.

Mahkemenin ilk günü 11 saat sürdü

Öktemay ve Özge Ceren Deniz'in ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 22,5'ar yıla kadar hapis cezası istenen 13'ü tutuklu, 42 sanık, dün İzmir 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı. Duruşmada savcılık makamını İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Vekili Necati Kayaközü temsil ediyor.

Duruşmanın ilk gününde tutuklu sanıklar Gediz Elektrik şirketinde teknik şef Ahmet Orhan Kaygısız, Gediz Elektrik şirketinde arıza onarım müdürü Ali Külak, İZSU'nun ihalesini alan özel bir firma sahibi Arif Kapuş, İZSU'da Kanalizasyon Daire Başkanı tutuklu sanık Barış Koç, mazgal ihalesini alan firmada işçi Barış Sevgili, ihaleyi verdiği taşeron firmada mühendis tutuklu sanık Doğan Kılıç, Gediz Elektrik AŞ'de arıza onarım ekibinde işçi olarak çalışan tutuklu sanık Fırat Akbay, Gediz Enerji Yatırımları A.Ş.'de arıza onarımın bölge yöneticisi olarak çalışan Mehmet Fatih Tosun, İZSU çalışanlarından Mehmet Zeki Aytulun, Gediz Enerji Yatırımlar A.Ş.'de arıza onarım mühendisi tutuklu sanık Mert Ceylan, Gediz Elektrik A.Ş.'de arıza onarım biriminde işçi tutuklu sanık Mesut Türkan, İZSU Kanalizasyon Daire Başkanlığı'nda şube müdürü tutuklu sanık Ömer Karabilgin ve Gediz Arıza Birimi tutuklu sanık Yavuz Üner ile avukatları dinlendi. (DHA)

Ne olmuştu?

İzmir'de 12 Temmuz saat 18.00 sıralarında başlayan sağanakta, Bayraklı'da metrekareye 39,7 kilogram yağış düştü. Yağış nedeniyle kent merkezi Bayraklı ve Konak ilçelerinde bazı cadde ile sokaklar suyla dolarken, araç sürücüleri ve yayalar zor anlar yaşadı. Sağanaktan korunmak için kaçmaya çalışan Demokrasi Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Özge Ceren Deniz suyla dolan yolda elektrik akımına kapıldı. Onu kurtarmak isteyen ikinci el eşya satışı işiyle uğraşan İnanç Öktemay da akıma kapılıp, bir anda yere yığıldı. Deniz ve Öktemay, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. İnanç Öktemay İzmir'de, Özge Ceren Deniz Osmaniye'de toprağa verildi.

14 kişi tutuklandı

Soruşturma kapsamında ilk olarak gözaltına alınan 30 kişiden 14'ü tutuklandı. Hakkında gözaltı karar verilen 2 şüpheliden birinin kanser tedavisi gördüğü, 1 şüphelinin de yurt dışında olduğu belirtildi. Tutuklanan şüphelilerden Zekeriya T. ise daha sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Yürütülen soruşturmada 11 kişi hakkında daha gözaltı kararı verildi. Savcılık talimatı ile 26 Temmuz'da Adana Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı eski İZSU Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu, İZSÜ Genel Müdür Gürkan Erdoğan, Genel Müdür Yardımcısı Serdar Sadi, Gediz Elektrik'ten Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel, Metropol Bölge Müdürü Ali Arcan, Sistem İşletme ve Bakım Müdürü Ekrem Yıldırım, Operasyon Direktörü Sefa Pişkinleblebici, Planlama ve Teknoloji Direktörü Necati Ergin, Yapım İşleri Saha Sorumlusu Mürsel Arıcı, Yapım İşleri Sorumlusu Uzman Alper Doğan ve Gediz Elektrik personeli Halit Özpelit gözaltına alındı. 11 şüphelinin tamamı, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

İlk ön bilirkişi raporunda ihmaller zinciri

Bilirkişi incelemesine ilişkin teknik detayların yer aldığı raporda, olay yerini kapsayan Gdz Elektrik'e ait alçak gerilim devrelerinin yalıtım dirençlerinin ölçüldüğü, F ve M besleme devrelerinin birer faz kablosundaki kaçakların yaşanılan olayın açık nedeni olabileceği belirtildi.

Kazı çalışması sonucu M besleme devresine ait tek damarlı kablolardan birisinin yağmur tahliye mazgal kapağı altında sıkışmış ve yalıtımının zedelenmiş durumda olduğunun görüldüğü, F besleme devresine ait arızalı faz iletkenine ise olay yerinde rastlanmadığı kaydedildi.

Elektrik kablolarının yönetmeliğe göre yüzeyden 60-80 santimetre derinlikte olması gerekirken olay yeri çevresinde 36-45 santimetre aralığına gömülü olduğu, temasın olduğu noktada ise derinliğin mazgal kapağı seviyesine geldiğinin aktarıldığı raporda, şu görüşlere yer verildi:

"Mazgal kapağı bitişiğinden geçirilen beyaz renkli drenaj borusunun kabloları kapağa doğru yükseltmesi ve bu arada kablo koruyucu borunun bu bölümde iptal edilmiş olması, İZSU uygulamalarının sonucudur. Bu durumun, kazanın asli nedenlerinden biri olduğu kanaatindeyiz. Kabloların 36-45 santimetre aralığındaki derinliğe gömülmüş olması, kazanın yaşanmış olmasının asli nedenlerinden bir diğeri olarak Gediz A.Ş'nin uygulamaları sonucu olduğu kanaatindeyiz. Sonuç olarak her iki kurumun ihmalleri olduğu kanaatine varılmaktadır."

Raporda, ölüm olayının yaşandığı bölgede İZSU'nun çalışması öncesi de sorunlar yaşandığına ilişkin tanık ve şüpheli ifadelerinin bulunduğuna işaret edilerek, "Olaylar zincirinin 4 Ocak 2024'teki İZSU çalışmasından önce başlamış olması 2015 yılında devreye alınan bu kabloların sorunlarının yalnızca İZSU çalışması ile ilgili olmadığına işaret etmektedir. 5-6 yıl önce yaya kaldırımı altındaki onarımı yapılan yanık kablo arızaları da dikkate alındığında bölgenin denize olan yakınlığı, su taşkınlarına müsaitliği gibi yerel koşulların yeterince dikkate alınmadığı, arızaların kök nedenlerinin analiz edilmeyip bir an önce arızayı gidererek işi sonlandırma alışkanlığı gibi olumsuz uygulamaların olayda etken olabileceği değerlendirilmiştir." ifadeleri yer aldı.

İZSU ile Gdz Elektrik'in hataları sıraladı

Raporun sonuç bölümünde ölümlere neden olan faz-toprak arızasının yaşanmasında etkili olan unsurlar ise şöyle sıralandı:

"Gdz Elektrik tarafından, 2015 senesinde yapılan altyapı çalışmaları esnasında kabloların, asgari 60-80 santimetre derinliğe gömülmüş olmaması; İZSU ekiplerinin, yağmur suyu tahliye mazgalı ve drenaj borusu ile ilgili işler sırasında elektrik kablolarını yüzeye daha da yakınlaştırmaları, İZSU ekipleri ile Gdz Elektrik arasında altyapı çalışmalarında yeterli koordinasyonun olmaması, birbirlerini denetleyemedikleri gibi hatalı durumları düzeltme konusunda işbirliği yapamamaları olayın yaşanmasında etkili olmuştur."

İkinci bilirkişi raporu: Koruyucu ve önleyici tedbir alınmamış

Raporda, ayrıca elektrik tesisatı boyunca meydana gelebilecek yalıtım hataları sonucu can kayıplarının önlenmesi için en önemli koruma önlemi olan RCD (Artık Akım Koruma Cihazı) ve RCM (Artık Akım İzleme Cihazı) sistemlerinin dağıtım şebekelerinde kullanımı için TEDAŞ'ın uygulama yönetmeliğinde düzenleme yapılması gerektiği de belirtildi.

Raporda olayın öngörülebilir ve önlenebilir olduğu, kaçınılmazlık unsurunun ise bulunmadığı değerlendirildi. Buna göre, olayın gerçekleşmesinde, öngörülemeyecek ve önlenemeyecek olan herhangi bir olağanüstü doğa olayının bulunmadığı kanaatine varıldı, olayın gerçekleşmesinde birtakım ihmaller ve teknik kusurlar silsilesi ile Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay dışında gelişen zincirleme kusur unsurlarının sebep olduğu tespit edildi.

TIKLAYIN - İzmir'deki "sokakta elektrik akımından ölüm" soruşturması: Gözaltına alınan 10 kişi adliyeye sevk edildi

Bilirkişi raporunda, söz konusu olayın gerçekleştiği yerde iki kurumun da koruyucu ve önleyici tedbirler almadığı belirlendi. Bilirkişi raporunda konuya ilişkin şu ifadeler yer aldı:

“İZSU'ya gelen yol su ihbarlarına istinaden herhangi bir koruyucu ve önleyici bir iyileştirme esaslı tadilat yapılmayarak, rögar kapak çevresinde basit kapak yükseltme benzeri basit tadilatlar yapılıyor. Bu esnada rögarlar eksik kompaksiyon veya altındaki niteliksiz dolgu nedeniyle oturmaya devam ediyor. Kablolarda tekrar hasar oluşuyor, gayri resmi olarak rögar çevresinde GEDİZ tarafından 4 ekli onarım yapıldığı anlaşılıyor. Yüzeysel olan kablolar derine indirilmek ve rögarla teması kesilmek suretiyle koruyucu ve önleyici tedbirler alınmıyor."

Olay, raporda adım adım anlatıldı

Öte yandan, bilirkişi heyeti olay silsilesini çıkarttı. Bilirkişi raporunda, olay adım adım şu şekilde yer aldı:

“Cumhuriyet Bulvarı'ndaki sel ve su baskınları nedeniyle yağmur suyu rögarlarının oturduğu zeminde yumuşama ile birlikte uzun süreli oturmalar başlıyor. İZSU tarafından Arif Kapuş'a monte ettirilen yağmur suyu rögarları ve bulvar üzerindeki diğer yağmur suyu rögarları sel ve su baskınlarını önleyemiyor. Rögarların içi baskınlarla birlikte pislik ve çamur doluyor. İçi pislik ve çamur dolan rögarlar da kesit daralması ile birlikte yağmur sularını tamamen tahliye edemez duruma geliyor. İZSU tarafından rögarlarda bakım ve temizlik yapılmıyor veya yeteri sıklıkta yapılmıyor. İlaveten, rögarlarda çökme ihbarlarına rağmen koruyucu/önleyici tedbirler alınmıyor. Oturmaya devam eden rögarlar hemen yanındaki ve altındaki m kodlu kablo izolasyonuna hasar vererek kaçak akım başlıyor. Çok tehlikeli ortam oluşuyor. Bu ortam yağmur yağana kadar kendini göstermiyor. 12 Temmuz 2024 tarihinde yağan yağmurdan dolayı Cumhuriyet Bulvarı 750 metre boyunca yağmur suyu ile doluyor. Rögar çevresinde çökme ile gelişen asfalt kaplama hasarı ile yağmur suları kaçak elektrikli m fazı ile buluşuyor, artık rögar çevresinde tamamen kaçak elektrikli su birikintisi oluşuyor. Özge Can Deniz, rögarın üzerine basarak akıma kapılıyor. Hemen arkasından, düştüğünü zannedip onu kurtarmak için dokunan İnanç Öktemay akıma kapılıyor, uzun süre su birikintisi içinde yatarak can veriyorlar. Bu süreçte yağmur suyu rögarlarının etkili bir şekilde çalışmadığı görülüyor."

 

 

 

TIKLAYIN - İki kişinin akıma kapılıp ölmesiyle ilgili elektrik dağıtım şirketinden açıklama geldi: Onayımız olmaksızın şebekemiz üzerine üç yeni ızgara yapılmış!

TIKLAYIN - TTB'den İzmir'de iki kişinin elektrik akımına kapılıp ölmesi olayıyla ilgili çağrı: Sorumluluğu olanlar cezalandırılmalı

TIKLAYIN - Başkan Tugay'dan İzmir'de 2 kişinin can verdiği olaya ilişkin açıklama: Elektrik hatlarının yapım tekniğine aykırı olduğu belgelendi

TIKLAYIN - Bakan Tunç'tan İzmir'deki elektrik hattı kaçağında insanların öldüğü olaya ilişkin açıklama: Kim sorumluysa gözünün yaşına bakmayacağız

TIKLAYIN - İzmir'de 2 kişinin sokakta yürürken elektrik akımına kapılmasıyla ilgili tepkiler çığ gibi; "Burası adını bilmediğimiz bir Güney Amerika ülkesi değil", Bu cinayettir!"