İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi'nin (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM), Çiğli ilçesinde katı atık depolama tesisi ile yakınındaki dağlık bölgede oluşan ve bazı evlerin tahliye edilmesine neden olan heyelanın nedeninin insan ve doğa kaynaklı olduğunun tespit edildiğini açıkladı. DAUM Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, "Birçok çalışmada heyelanın durdurulabildiği biliniyor. Burada biraz geç kalınmış. Çok ciddi kaynak ayrılmalı. Bölgede heyelanın aktif olduğu görüldüğü için sürekli izlenmesi gerek" dedi.
Harmandalı Katı Atık Depolama Tesisi'nde ve yanı başında yükselen dağlık bölgede oluşan derin yarık ve göçükler, endişeye neden oldu. Geçen yıl şubat ayından itibaren mayısa kadar bölgede 6 ev, tahliye edildi. Bu evlerden bir kısmı, arazideki yarıklar nedeniyle yıkıldı. DEÜ DAUM, bölgede deprem ve heyelan ilişkisi üzerine araştırma yaptı. DAUM Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, heyelan ve yarıkların sebebinin hem bölgedeki jeolojik yapı ile iklim hem de araziden toprak alınması ve çöp dökme tesisinin varlığı olduğunu belirtti.
Doğa ve insani nedenlerin bölgede heyelana yol açtığını kaydeden Prof. Dr. Sözbilir, "Harmandalı, heyelana duyarlı bir bölge. Normalde böyle bir jeolojik yapıya sahip bölgeye, çöp depolama alanı yapılmaması gerekiyor. İlk olarak bu noktada hatalı bir süreç başlamış. Bölgeye çöp depolama yapılması ilk hata. Bölge çöp depolama alanı olarak seçildikten sonra gelişen süreçte ise depolama alanı dolmaya başlayınca zemin bu ağırlığı hissetti" dedi.
“Yağışlar ve depremler zemini olumsuz etkiliyor”
Çöp depolama alanıyla deprem arasındaki ilişkiye de değinen Prof. Dr. Sözbilir, "Harmandalı fayı, çöp depolama alanının oturacağı zemini önceden paramparça etti. Yani çöp depolama alanı, jeolojik olarak sakıncalı bir zemine oturtulmuş. Aşırı yağmur ve 30 Ekim 2020 depremindeki ana şok ve artçıların bölgeyi sürekli sarsması da zemini olumsuz etkilendi. Yağışlar ve depremler zemini olumsuz etkiliyor. Yol ya da bina yapmak için araziden toprak alındığını da tespit ettik. Çöp dökme işlemi başladıktan sonra 2000'li yılların başlarında bölgedeki kaymalar başlamış. Bugünlere doğru çöp depolama alanı belli bir büyüklüğe de ulaşınca zemin duyarlılığını iyice yitirmiş. Aşırı yağmurda kayaların içinden su geçiyor. Belirli kayma düzlemleri boyunca heyelan belli bir süreklilikte gerçekleşiyor" diye konuştu.
Yiyecekler için olası tehlike
Bölgenin sürekli izlenmesi gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Sözbilir, tehlikeye dikkat çekerek, "Birçok çalışmada heyelanın durdurulabildiği biliniyor. Burada biraz geç kalınmış. Çok ciddi kaynak ayrılmalı. Bölgedeki yapıyı çok iyi anlamak lazım. Aksi halde harcanacak para boşa gider. Bölgedeki heyelanın aktif olduğu görüldüğü için sürekli izlenmesi gerekiyor. Heyelan çöplüğün en üst sınırından başlıyor. Bu çöp depolama alanını da buradan almak imkansız" dedi.
Çöp depolama alanından süzülen sular yer altı sularına karıştığı için tarımsal faaliyetlerin de etkilendiğini dile getiren Sözbilir, "Bölge aynı zamanda Menemen Ovası'nın beslenme alanı. Çöp depolama alanından süzülen sular tarım yapılan Menemen Ovası'na gidiyor. Bu hatalı seçim nedeniyle çöp depolama alanından süzülen sular ovadaki yer altı suyuna karışarak tarımsal faaliyete zarar verir. Çöpten oluşan yer altı suyunu kullanıyorsak, bitkilerimizin de bu sudan beslendiği anlamına geliyor ve bu bitkileri tüketiyoruz. Çöpün varlığı nedeniyle özellikle bu bölge ciddi bir problem yaşıyor" diye konuştu.
Acil olarak konutların yer aldığı heyelanın batı ve kuzey bölgelerinde önlem alınması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Sözbilir, "İleride bir problem yaşanmaması için binaların duyarlılığını sağlamak açısından projeler hayata geçirilmeli. Bunun çok acil şekilde yapılması gerekiyor" dedi. (DHA)