Cumhuriyet yazarı Hikmet Çetinkaya, Kobanê sınırındaki insan zincirinde vurularak ölen, Marmara Üniversitesi'nde yüksek lisans öğrencisi olan Kader Ortakaya’nın otopsi raporu ile olayın görgü tanıkları arasındaki çelişkili ifadeleri yazdı.
Otopsi raporunda “muhtemel şarapnel yaralanmasına bağlı ölüm” ifadesinin yer aldığını ifade eden Çetinkaya bu ifadenin Kader’in yaralanma şekliyle tutmadığını ve askerin eylemciler üzerine ateş açtığına dair görgü tanıkları bulunduğunu belirtti.
Suruç Kaymakamı Abdullah Çiftçi’nin “Sınırda bekleyen gruptan askere taş atılmış. Asker bunun üzerine gaz bombası kullanarak müdahale etmiş. Asker kesinlikle silahlı müdahalede bulunmamış, kurşun atılmamış” açıklaması ile HDP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan’ın “Olay anında oradaydım ben, gözlerimle gördüm. Sınırı geçmeye çalışıyorlardı.Arkaları dönükken askerler gaz bombası ve gerçek mermilerle ateş açtı. Hiçbir uyarı yapılmadı. Kaldı ki Kobani’ye gidiyorlardı. Askere yönelik hiçbir şey yapmadılar” ifadelerinin birbiri ile çeliştiğini hatırlatan Hikmet Çetinkaya’nın Cumhuriyet gazetesinde “Sınırda Cinayet!..” başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Perşembe günü “insan zinciri” eylemine katılan bir grup genç Suruç’tan Kobani’ye geçmek istedi sınırdaki tel örgüleri aşarak...
Görgü tanıklarının anlattığına göre sınırda bekleyen askerler tarafından gaz bombası ve gerçek mermilerle gençlere ateş açıldı...
Toplumsal Özgürlük Platformu üyesi olan 28 yaşındaki Kader Ortakaya, başından vurularak öldürüldü...
Aradan üç gün geçmesine karşın Kader’i asker mi öldürdü, yoksa başka birisi mi henüz anlaşılamadı!
Kader’in başına isabet eden mermi mi, gaz bombası kapsülü mü, şarapnelparçası mı?
Bunu da bilmiyoruz!
Görgü tanıkları “asker” derken, yetkililer doyurucu bir açıklama yapmıyor. Neden?
Vicdanı olan herkesin bu soruyu sormaya hakkı vardır!
Öldüren kim olursa olsun!
Toplum acılar cehenneminde yaşamaktan bıkıp usandı...
Bırakın gençlerimiz Türk olsun, Kürt olsun, Laz olsun, Ermeni olsun, Süryani, Arap olsun...
Mezhebi, inancı, dili, dini, ırkı ne olursa olsun!
Filistin için nasıl ağıt yakıyorsak, zalimliğe karşı çıkıyorsak, yaşadığımız topraklarda çocuklarımız düşleriyle yaşasın!
Türkiye-Suriye sınırı zaten yol geçen hanı oldu...
Ne olacak, o gençler de geçsin, daha önce geçtikleri gibi!
İmralı’da Apo’yla görüşmeler yapılırken gençler tel örgüleri aşarak Kobani’ye geçse ne olur!
Peşmergeler geçmedi mi? El Nusra Reyhanlı’da çadırlarda eğitilmedi mi? Cihat savaşçıları, kelle avcıları Antakya yöresinde yaşamadı mı?
***
Şimdi benim merak ettiğim, Kader Ortakaya’nın otopsi raporunun kamuoyuyla paylaşılıp paylaşılmayacağı...
Sivil insanların askere yönelik bir girişimi olmadan, nasıl ateş açabilir güvenlik güçleri?
Suruç Kaymakamı Abdullah Çiftçi, sınırda yaşanan müdahale ve Kader’in ölümüyle ilgili askeri yetkililerle görüştüğünü belirterek, şu açıklamayı yapıyor:
“Sınırda bekleyen gruptan askere taş atılmış. Asker bunun üzerine gaz bombasıkullanarak müdahale etmiş. Asker kesinlikle silahlı müdahalede bulunmamış, kurşun atılmamış. Çok büyük olasılıkla kişi Kobani’nin içinde vurulmuş.”
HDP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan ise tam tersini söylüyor:
“Olay anında oradaydım ben, gözlerimle gördüm. Sınırı geçmeye çalışıyorlardı.Arkaları dönükken askerler gaz bombası ve gerçek mermilerle ateş açtı. Hiçbir uyarı yapılmadı. Kaldı ki Kobani’ye gidiyorlardı. Askere yönelik hiçbir şey yapmadılar.”
Benim sınır karakollarında, bombalı tuzaklarla öldürülen Mehmet için de yüreğim yanar, vadilerde etkisiz hale getirilenler için de...
Bingöl’de öldürülen polislerimiz için de, Diyarbakır’da karısıyla pazarda alışveriş yapan astsubayımız için de...
Yüksekova’da cadde ortasında öldürülen askerlerimiz için de...
Şimdi yine soruyorum:
Demokratik eylem yapmak suç mu?
Evet, benim ülkemde suç!
***
15 yaşındaki Berkin Elvan’ı ölüme gönderdik, ailesine başsağlığı bile dilemeyip çocuğa terörist yaftası yapıştırdık...
Ethem, Ahmet, Ali İsmail ve daha niceleri...
Unuttuk değil mi?
Çünkü unutan bir toplumuz...
Belleğimizde hiçbir iz kalmıyor, bilgiler siliniyor...
Sınırda bir cinayet işleniyor, gizleniyor...
Medyamız suskun!
Daldan dala tartışma programları, vatan kurtaran Şabanlar topluluğu...
Kendileri çalıp kendileri oynuyor...
Mermi Kader’in başının arkasından girip sol gözünden çıkmış milletvekili İbrahim Ayhan’ın iddiasına göre...
Türkiye laik demokratik, sosyal bir hukuk devleti değil mi?
Bir açıklama istiyorum!
Sınırda cinayet işlendi....
Katil kim?
***
Cumartesi saat 18.00...
Şanlıurfa Valiliği’nin açıklamasını okuyorum. Otopsi raporunda Kader’in ölümünün“muhtemel şarapnel yaralanmasına bağlı ölüm” olduğunu öğreniyorum.
30-40 kişilik gençlerden oluşan grup perşembe günü sınırdan Kobani’ye geçerken orada çatışma olmadığı söyleniyor...
O zaman bu rapor çelişkili... İnsanın kafası karışıyor.
Şarapnel parçası Kader’in başının arkasından girip sol gözünden nasıl çıkar?
Karamsarım, kaygılıyım, hüzünlüyüm!..