Kültür-Sanat

Kadyanda Antik Kenti, Antik Çağ'ın acımasız sporunun merkezi çıktı

14 Nisan 2025 11:41

Güncelleme: 14 Nisan 2025 12:33

Antik Çağ'ın acımasız sporlarından biri olan "pankration", bilinen adıyla pankreas müsabakalarının, milattan sonra 2’nci yüzyılda Kuzey Likya’nın bir dağ kenti olan Kadyanda’da bayram havasında düzenlendiği ortaya çıktı.

Muğla’nın Fethiye ilçesi Yeşilüzümlü Mahallesi’nde, deniz seviyesinden 1 kilometre yükseklikte 15 hektarlık alandaki Kadyanda Antik Kenti’nde ekibiyle yüzey araştırmalarını sürdüren Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Onur, 2024 yılındaki çalışmalarda 30 yeni yazıt bulunduğunu belirtti.

Çalışmalara Prof. Dr. Werner Tietz aracılığıyla Köln Üniversitesi’nin kısmi finans ve bilimsel destek sağladığını kaydeden Prof. Dr. Onur, Koç Üniversitesi Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Merkezi’nin de destek verdiğini söyledi. Prof. Dr. Onur, Fethiye Müze Müdürlüğü ile koordineli yürütülen çalışmalara ayrıca destek veren Fethiye Belediyesi, Yeşilüzümlü Muhtarlığı, Yeşilüzümlü Jandarma Komutanlığı’na da teşekkür etti.

Yüksek konumda önemli bir kavşak

Kadyanda Antik Kenti’nde yoğun kalıntı olmasına karşın, Fethiye Müzesi başkanlığında yürütülmüş kurtarma kazıları dışında yeteri kadar araştırma yapılmadığını belirten Prof. Dr. Onur, “Biz de bu nedenle antik kentte bir yüzey araştırması yürütmeye karar verdik " dedi.

Antik kentin bir dağ kenti olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Onur, şöyle konuştu:

Fethiye'yi yukarıdan gören, Fethiye Limanı'na hakim bir kent. Fethiye Limanı'ndan kuzeye doğru gidebilecek bütün yolları kontrol edebilecek konumda duruyor. Bu haliyle klasik dönemden itibaren oldukça önemli bir kavşak diyebileceğimiz kentlerden biri." 

30 yazıt önemli bilgiler içeriyor 

Antik kentte daha önce bir Alman ekibin kısıtlı araştırmalar yaptığını söyleyen Prof. Dr. Onur, kentte şu an itibarıyla yaklaşık 105 yazıt bulunduğunu söyledi, 30’un üzerindeki yeni yazıtlarda önemli bilgiler yer aldığını ifade etti.

Bu yazıtlardan beklentilerinin, kentin Roma dönemi öncesinde nasıl bir konuma sahip olduğunu anlayabilmek olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Fatih Onur, bununla ilişkili yeteri kadar veri elde edemediklerini söyledi. Ancak çalışmalarında, kentin terk edilmesinden hemen önceki şaşaalı dönemine ilişkin dikkat çekici bir durum tespit ettiklerini anlatan Prof. Dr. Onur, şunları söyledi:

Enteresan bir durum tespit ettik. 2'nci yüzyılda kentin bir spor faaliyetleri merkezi olduğunu gördük. Aslında genel anlamda bu yüzyıllarda diğer kentlerde de sportif faaliyetler olduğunu biliyoruz, ancak oldukça yüksek konumda olan bir kentte bu sportif faaliyetlerin yoğun şekilde yapılmış olması enteresandı."

Bir yazıt çok dikkat çekici 

Tespit ettikleri 30 yazıttan birinin çok önemli olduğunu anlatan Prof. Dr. Onur, bu yazıtta nadir rastlanan bir sporun adının geçtiğini belirtti.

Prof. Dr. Onur, doğrudan bu sporla ilgili yarışmalar düzenleyen kişinin kendi yazıtının olmasının, kent için önemli bir unsur olduğunu aktardı.

Antik dönemde güreş sporunun çok ilgi gördüğünü ifade eden Prof. Dr. Onur, tespit ettikleri bu yazıttaki bilgilerin bir ilk olduğunu söyledi.

Yazıtta güreş kadar masum müsabaka olmayan ‘pankration’ denilen spor türünden söz edildiğini anlatan Prof. Dr. Onur, “Pankration, güreşin içinde boks, karate gibi sporların da olduğu bir spor türü. Yani fiziksel anlamda kişiye zarar verebilecek, hatta ölüme kadar götürebilecek derecede sert bir spor" dedi.

"Kentte ilk kez bir yazıtta bu spora rastladık" 

Bölgede bulunan, az sayıdaki antik kentte bu spordan söz edildiğini belirten Prof. Dr. Onur, şöyle devam etti:

Kadyanda Antik Kenti'nde doğrudan doğruya bu yarışmaları düzenleyen kişinin heykel kaidesinde, güreşin yanı sıra pankration sporundan söz ediliyor.

Bütün bu yarışmaları, organizasyonu bu kişi yapıyor. Ayrıca bu müsabakaların yapılabilmesi için cebinden para harcamış.

Yazıtta kentin eski gymnasion binasının inşası deniyor. Yani eskiyi yeniden faal hale geçiriyor. Gymnasion inşaası Yaşlılar Meclisi aracılığıyla yapılıyor. Müsabakalar düzenleniyor, ödüller veriliyor.

Yazıttan bu kentteki faaliyetleri öğrenirken aynı zamanda çok eskiden beri var olan fakat faal olmayan ve tamire ihtiyacı olan bir gymnasion olduğunu da öğrenmiş oluyoruz.

Bu kişi kendi döneminde eski dediği için, eski kavramının Helenistik döneme kadar gidebileceğini tahmin ediyoruz. Bu da bize ayrıca kentin binalarını anlamamız açısından yardımcı oluyor."

"Hem de ekonomik döngü sağlansın"

"Kutsal Yarışmalar" denilen güreş gibi pankration müsabakalarının da sadece eğlence amacıyla düzenlenmediğini vurgulayan Prof. Dr. Fatih Onur, o dönemde imparatorluğun genelinde ekonomik dengesizlik olduğuna dikkati çekti.

Prof. Dr. Onur, şunları kaydetti:

Bunların aşılabilmesi için bu tip yarışmalar düzenleniyordu. Yani hem moral hem de ekonomik döngü sağlansın diye. Çünkü yarışmalara bölgeden insanlar gelip gidiyor. Dolayısıyla kentte ekonomi canlanıyor. İçinde ekonominin de olduğu bir bayram gibi geçiyor yarışmalar. Bölgesel döngüyü sağlayan, insanların hareketini sağlayan bir sistem bu.

Kent terk edilmiş 

Kentin en dikkat çekici yanının ise terk edilmesi olduğunu anlatan Prof. Dr. Onur, şunları söyledi:

Kentin içerisinde yapılara baktığımız zaman hep Roma dönemi yapıları görüyoruz. Roma döneminden sonraki süreçlerde ise kentte değil bir kilise, bir tane bile Hristiyanlık izine rastlamadık. Bu aslında çok görülen bir durum değildir." 

Düzenlenen müsabakaların muhtemelen kentin son şaşaalı günleri olduğunu kaydeden Prof. Dr. Onur şunları söyledi:

Bu kent Hristiyanlığı dahi görmeden terk edilmiş. Bunun nedenleri arasında en makul seçenek, kentin su sistematiğinin yani sarnıç sisteminin bozulmuş olması ki bu deprem nedeniyle olabilecek bir şey. Bu sistemi yeniden yapamazlar, çok zor. Çünkü bayağı zahmetli iş. Zaten özellikle o dönemde insanlar ovalara inmeye başlıyor. Muhtemelen kenti bıraktılar ve aşağılarda bir yerlerde yaşamlarına devam ettiler."

Prof. Dr. Fatih Onur, konumu, verimli ovası ve bölgedeki bir başka antik kent olan Telmessos’un limanına erişimiyle stratejik avantaja da sahip olan Kadyanda Antik Kenti’ndeki çalışmalarının bir amacının da kentin planını çıkarmak olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Onur, bunun için Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Uzay Bilimleri ve Teknolojileri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nusret Demir ile birlikte çalıştıklarını vurguladı.

Kentin lidar taraması yapıldı 

Doç. Dr. Nusret Demir ise Kadyanda Antik Kenti’nde dron ile gerçekleştirdikleri lidar (objelere gönderilen ışınların çarpıp geri dönerek mesafe hesaplanması) verisi hakkında bilgi verdi. Bu verinin en önemli avantajının hem ağaçlar ve bitki örtüsünün üzerinden hem de bitki altında çok yoğun veri sağlamak olduğunu anlatan Doç. Dr. Demir, şöyle devam etti:

Çalışmamızda tamamen zemini görmemiz için uyguladığımız yöntemlerle bitki örtüsünü kaldırdık. Santimetre mertebesinde araziyi hassas şekilde modelledik. Üç boyutlu dijital ikizini oluşturduğumuz araziyi, arkeoloji uzmanlarımızla paylaştık."

Lidar çalışmasıyla alanda gözle görülememiş yapıların tespit edildiğini söyleyen Doç. Dr. Demir, kentin birebir, aynı ölçekli üç boyutlu haritasını yaptıklarını aktardı.

Antik kent alanında çok yoğun bitki örtüsü bulunmasının kendilerini çok zorladığını vurgulayan Doç. Dr. Demir, şöyle konuştu:

Kadyanda Antik Kenti’nde çok yoğun bitki örtüsü olması nedeniyle normal görüntüyle veri alsaydık, bu analizi yapamayacaktık. Çünkü aşağıyı göremiyoruz. O yüzden lidar kullandık. Bu bitki örtüsünün iyi şekilde ayıklanabilmesi gerekiyordu. Çünkü herhangi bir bitki örtüsü kaldığı zaman bu buluntu olarak da algılanabilirdi."  (DHA)


Arabanızı park ederken iki kere düşüneceksiniz


Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir