Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Göğüs Hastalıkları uzmanı Dr. öğretim üyesi Seha Akduman, kalitesiz uykunun kronik sağlık sorunu astımı geliştirme riskine yönelik yeni araştırmalar yayımlandığını ifade ederek, "Shandong Üniversitesi’nde İngiltere verileri ile yeni yayınlanan bir çalışmada yarım milyon insan, on yıl boyunca izlenmiş ve uyku kalitesi bozuk olan insanlarda astım görülme sıklığının arttığı belirtilmiştir" diye konuştu.
Çin'deki Shandong Üniversitesi'nden bir ekip, 10 yıl boyunca değişen uyku düzenlerine sahip yarım milyon insanı incelemek için UK Biobank'tan alınan verileri kullandı. Uzmanlar, sağlıklı uyku düzenlerinin astım riskinin azalmasıyla bağlantılı olduğunu, zayıf uykunun ise teşhis olasılığını artırdığını buldu.
Dr. Akduman, bu yeni bilgi eşliğinde astım görülme sıklığının azaltılması için uyku hastalıklarının tanısının erken konulması ve erken tedavi edilmesinin önemi ve gerekliliğine işaret etti.
10 yetişkinden birinde görülüyor
Türkiye’de her 10 erişkinden birinde görülen ve son yıllarda hem yetişkinler hem de çocuklarda görülme sıklığı giderek artan astım en önemli kronik hastalıkların başında yer alıyor.
Göğüs Hastalıkları uzmanı Dr. Akduman, stres, obezite, kimyasal ve çevresel faktörlere maruziyetin artması gibi birçok faktörün bu tablonun ortaya çıkmasında etkili olduğuna dikkat çekti.
Astım birçok kronik hastalıkla bağlantılı
Birçok kronik hastalıkta olduğu gibi astımın da obezite, KOAH gibi farklı kronik hastalıklarla bağlantılı olduğunun bilindiğini hatırlatan Dr. Akduman, "Uyku apnesinin birçok hastalık ve sistem ile ilişkisinin bilinmesine rağmen son çalışmalarda obeziteden bağımsız olarak da astım için risk faktörü olduğu, astımın görülme sıklığı ve alevlenmelerini tetikleyebileceği gösterilmiştir" diye konuştu.
Tedavi edilmeyen astımdaki tehlike
Astımın hava yollarında, aşırı duyarlılıkla karakterize kronik bir hastalık olduğunu anlatan Dr. Akduman, en önemli belirtiler konusunda şunları anlattı:
"Bronş yani hava yollarındaki aşırı duyarlılık, inflamasyon dediğimiz yangı artışının sonucunda hava yollarında daralma, artmış balgam üretimi, inatçı öksürüğe neden olur. Öksürükler sabaha karşı, inatçı ataklar halinde, bazen hırıltı ile ortaya çıkar. Nefes açlığı olarak da tariflenen, alınan nefesin yetmediği hissi de hastalar arasında çok yaygındır. Tanı almamış ve takipsiz hastalarda yıllar içerisinde akciğer fonksiyonlarında ciddi kayba sebep olur. Sigara içen ve tedavisiz kalan Astım hastaları KOAH (Kronik Obstruktif Akciğer Hastalığı) özellikleri gösterir."
Erken tanı önemli
Astımda genetik yatkınlık, obezite, alerjik bünyeye sahip olma, mesleki zararlı partiküllere maruziyet gibi birçok risk faktörünün bulunduğunu hatırlatan Dr. Akduman, "Vücudumuzda tüm sistemler birbirleri ile etkileşerek çalışmaktadır. Obezite, astım ve uyku apnesi gibi iç içe geçmiş hastalıklarda, bu kısır döngüden çıkmak için uyku problemli hastaların erken tanı ve tedavisinin yapılması önerilmektedir" diye konuştu. (DHA)