11 Eylül 2018 18:59
Dünyada lezzeti, proteini ve kalitesi, Türkiye’de ise üretim rekoltesi ile bir numara olan Diyarbakır mercimeği, günümüzde hak ettiği yerde değil. İklim şartları ve toprağının verimli olması nedeniyle Diyarbakır mercimeği dünyaya nam salmışken, yıllar önce tohumu Türkiye’den alan Kanada, kış mevsiminde elde ettiği ikinci sınıf mercimeği dünya kuru bakla piyasasına sunuyor. Mercimek cenneti Diyarbakır’da ise elde edilen ürün Mersin Limanı’ndan Kanada’ya ihraç edilirken; Türkiye ise her açıdan geri planda olan Kanada mercimeğini ithal ediyor.
Türkiye’de üretimi gerçekleştirilen 8 çeşit baklagil arasında en fazla nohut (yüzde 45), mercimek (yüzde 38) ve kuru fasulye (yüzde 17) üretiliyor. Baklagil üretimi ülke geneline yayılmış olmakla beraber Güneydoğu Anadolu (yüzde 39) üretimde ilk sırayı alırken, Batı Anadolu (yüzde 15) ikinci, Orta Anadolu ve Akdeniz (yüzde 12) üçüncü sırada. Genel olarak kırmızı mercimek Güneydoğu Anadolu’da, yeşil mercimek, nohut, kuru fasulye Orta Anadolu ile geçit bölgelerinde, bakla ve bezelye ise Ege ve Güney Marmara’da yetişmekte. Dünya baklagil üretiminden önemli pay alan ülkemiz aynı zamanda ihracatçı ülke konumunda. Ülkemiz baklagil üretimi önemli ölçüde iç tüketime yönelik kullanılıyor. Bununla birlikte özellikle nohut ve mercimekte ülkemiz ihracatta ön sıralarda yer alıyor. Ülkemizin bakliyat ihracatında genel olarak Ortadoğu ülkeleri, Batı Avrupa ülkeleri, Kuzey Avrupa ülkeleri ve Güney Asya ülkeleri ilk sıraları alıyor. Uzun yıllar baklagil ihracatçısı olarak bilinen Türkiye’nin son yıllarda ithalatında da artışlar yaşanıyor.
Ziraat Mühendisleri Odası verilerine göre Diyarbakır’da baklagil ekim alanları 504 bin da’lık alanda yapılmakta. Baklagillerden kırmızı mercimek ilk sırada olmak üzere nohut, burçak (dane), mürdümük (dane) ve kuru fasulye ekimi yapılıyor. Türkiye toplam kırmızı mercimek ekilen alanların yüzde 20,2’si Diyarbakır ili tarafından karşılanıyor. 2012 üretim miktarlarına bakıldığında Türkiye toplam kırmızı mercimek üretim miktarının yüzde 21,2’si Diyarbakır’da üretiliyor.
Diyarbakır Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Ertan Atalar, yağışlardan dolayı olumsuz bir mevsim yaşanmasına rağmen çok iyi bir hasat dönemi geçirdiklerini söyledi. Kırmızı mercimek üretiminde Diyarbakır'ın Türkiye'de birinci sırada olduğunu belirten Atalar, "Mercimek üretimi bakımından Türkiye birincisiyiz. Diyarbakır mercimeği çok kaliteli ve çok lezzetli. Hububat ekim alanlarının ağırlıklı olduğu, yüzde 84'ünün hububat ekili olduğu bir bölge. Bu hububat arasında mercimek daha çok ekilmekte. Son 3 yılda artan bir üretimimiz vardı. Geçen yıl 390 bin dekar alanda üretimi yapılan mercimek üretim alanı, bu yıl 757 bin dekara çıktı. Üretim de 82 bin tondan 148 bin tona ulaştı. Hem üretim arttı hem de elde edilen ürünün kalitesi arttı” dedi.
Dünya mercimek üretimi 2007 yılında yaşanan kuraklıktan etkilenmiş, 2008 yılında yüzde 14,4 oranında düşüş ile 2,8 milyon tona gerilemiştir. Ancak 2008 yılında 2,8 milyon ton olan dünya mercimek üretimi, toparlanarak 2010 yılında zirve yapmış ve 5 milyon tona yaklaşmıştır. 2011 yılında yaşanan yeni bir kuraklık ve olumsuz hava koşulları ile dünya mercimek üretimi 2010 yılına göre yüzde 7,6 oranında düşüş ile 4,4 milyon tona gerilemiştir. 2012 yılında bir önceki yıla göre yüzde 3,3 oranında artış ile 4,5 milyon tonun üzerine çıkmıştır. Ülkeler bazında dünya mercimek verimine bakıldığında ilk sırayı 2237 kg/ha ile Avustralya almaktadır. Çin 2164 kg/ha ile ikinci, Türkiye 1844 kg/ha ile üçüncü sırada yer almaktadır. Dünya mercimek verim ortalaması 2012 yılında 1071 kg/ha olmuştur.
Dünya’da çeşitli ülkelerde mercimek üretimi yapılmaktadır. Dünyada 2012 yılında 1,6 milyon ha ile en çok ekim alanına sahip olan ülke Hindistan’dır. Onu 990 bin ha ile Kanada ve 238 bin ha ile Türkiye takip etmektedir. Dünya mercimek üretiminin yarısı Kanada (yüzde 33,9) ve Hindistan (yüzde 21,2)’da gerçekleştirilmektedir. 2011 yılına göre Kanada mercimek üretiminde yüzde 2,5 oranında düşüş meydana gelmiş ve 1,49 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Hindistan, Avustralya ve Türkiye mercimek üretimlerinde artış meydana gelmiş ve 2012 yılında Hindistan 950 bin ton, Avustralya 463 bin ton ve Türkiye 438 bin ton üretim gerçekleştirmiştir. Dünya mercimek üretiminin yüzde 34’ü Kanada da gerçekleştirilirken, yüzde 21’i Hindistan ve yüzde 10’u Türkiye’de üretilmektedir. Türkiye mercimek ithalatına son 5 yılda 953 milyon dolar öderken, toplam baklagil ithalatı için kasadan çıkan para 1.5 milyar doları buldu. Dünyanın en çok mercimek üreten ülkesi olan Kanada'da mercimeğin üretimi yıllık bazda 1.5 milyon ile 2 milyon ton arasında değişiyor.
Diyarbakır Ticaret Borsası Başkanı Engin Yeşil, Diyarbakır’ın mercimek üretimi bakımından Türkiye birincisi olduğunun altını çizerek, “Diyarbakır mercimeği çok kaliteli ve çok lezzetlidir. Son üç yılda hem üretim hem de kalite artmıştır. Son yıllarda tarımsal kalkınma ve üniversitemizin yaptığı katkılarla yerli tohum da üretilmeye başlandı. Bu tohumlar oldukça verimli ve bölge ekonomisine kazanç sağladı. 2 ay önce hasat dönemi kapandı. Yağışlardan dolayı olumsuz bir dönem geçirdik ama iyi bir hasat dönemi oldu” dedi.
Hükümetin bakliyat tesislerini desteklemeye dönük politikasını devam ettirmesini isteyen Yeşil, şöyle devam etti:
“Mercimek üretildikten sonra iş bitmiyor. Sanayileşmek gerekiyor. Bakliyat tesislerinin desteklenmesine devam edilmelidir. Önceki dönem Sayın Bakanımız Mehmet Mehdi Eker’in çabalarıyla ve Bakanlık desteğiyle fabrika kuruldu. Paketlenip piyasaya arz ediliyor. Dolayısıyla markalaşıp, ilimizin mercimek potansiyelini dünyaya tanıtabilirsek ihracatta rekor kırarız. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin alım bandına kırmızı mercimeği dâhil etmemesi ve üreticinin talebine olumlu yanıt vermemesi sonucu üreticiler aracılara teslim olmuş durumda. Bu da üreticilerimizi mağdur etmektedir. Ortaya çıkabilecek piyasa fiyatlarındaki düşüşün üreticileri mağdur etmemesi için TMO tarafından alımı yapılmayan kırmızı mercimeğin, yeşil mercimek gibi TMO alım politikalarına dâhil edilmesi gerekmektedir. Bu konuda Sayın Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’den destek bekliyoruz”
Türkiye’de mercimek üretimi açısından birinci sırada bulunan Diyarbakır’ın hak ettiği yerde olmadığını ifade eden Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkan Yardımcısı Erdal Avşar, “Proteini zengin, lezzeti oldukça güzel olmasına rağmen Diyarbakır’ın bereketli topraklarında yetişen mercimeğimiz her açıdan hak ettiği yerde değil. Türkiye’yi besleyen önemli tahıl ambarlarından biri olan Diyarbakır, TÜİK verilerinden de anlaşılacağı üzere mercimek üretimi açısından birinci sırada yer almaktadır. Ancak elde edilen verim daha da artabilir. Bunun için hükümetin desteği gereklidir. Öncelikle Toprak Mahsülleri Ofisi’nin yaklaşık 40 yıldır ambargo uyguladığı mercimeğe artık alım bandında yer vermelidir. Üreticiler bilinçlendirilmeli, kentte yerelden başlayıp ulusal ve uluslar arası arenada markalaşmaya gidilmelidir. Biz Ticaret ve Sanayi Odası olarak gerek markalaşmayı ve gerekse çiftçilerimizin bilinçlendirilmesi konusunu gündemimize aldık. Bu konuda yerel çalışmalarımız ve hükümet nezdinde girişimlerimiz olacaktır. DTSO olarak daha önce Diyarbakır Bazaltı, Diyarbakır Ciğer Kebabı, Diyarbakır İpek’i, Diyarbakır Perdeli Ciğer Kebabı, Diyarbakır İpek Puşisi için Türk Patent ve Marka Kurumu'na Coğrafik İşaret başvurumuz kabul görmüştü. Diyarbakır Mercimek'i için de başvuru çalışmalarımız olacak” dedi.
Diyarbakır mercimeğinin organik olduğunu ifade eden Erdal Avşar, şöyle devam etti:
“Mercimek ekimi sonrasında kullanılan kimyevi ilaçlar 90 günde etkisini gösterirken, Diyarbakır'da hasat 20 gün içinde yapıldığı için kimyevi madde etki etmiyor. Kanada mercimeği 45 dakikada pişerken, Diyarbakır mercimeği 15 dakikada pişiyor. Lezzeti ve proteini açısından bir numara olan Diyarbakır mercimeği, aynı zamanda kansere karşı da etkili olduğu bilim insanları tarafından kanıtlanmış durumda”
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre kırmızı mercimek ekim alanı 2000 yılında 3.9 milyon dekar iken, 2016 yılında 2.35 milyon dekara düşmüştü. Konuya dikkat Diyarbakır Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, çiftçilerin risk oranının az olması nedeniyle mercimekten nohuta yöneldiğini söyledi. Toprak Mahsülleri Ofisi’nin de bu yıl nohuta alım karı aldığını anlatan İskenderoğlu, şunları söyledi:
“Mercimeğe verilen desteğin aynısı nohuta da veriliyor. Nohutta risk oranı daha az olduğu için üretici bu yıl nohuta yöneldi. Geçen yıllara oranla nohuta yönelim yüzde 100’ü geçmiş durumda. 2015’da mercmeğin tonu 2800 TL iken bu yıl 2200 TL’den satılıyor (sıfır analizli). Fiyatta yaşanan gerileme, yağışın zamansız olması ve nohuta verilen primin mercimeğe verilen destekle eşitlenmesi çiftçiyi nohuta yöneltti. Diyarbakır mercimeği, bugün hak ettiği yerde değil. Çiftçi ve üreticilere eğitim verilmiyor. Özellikle arazilerin daha çok verim alması için rotasyona tabi tutulması gerekiyor. Örneğin bir yıl mercimek, gelecek yıl aynı araziye buğday veya nohut ekerse verim daha çok artacak. Ancak bu yapılmıyor. 2018’de 680 bin 806 dönümde mercimek ekimi yapıldı. 143 ton 482 kg mercimek elde edildi. Bu arada pazar payımız yok. Toprak Mahsülleri Ofisi’nin mercimeği de alım bandına açması gerekiyor. TMO, çiftçiden bu yıl nohutu da aldı ancak mercimeği almıyor. 1990’lı yıllardan beri bu band kapatılmış. Başvuru yaptım ancak alım bandı yine açılmadı. Bu alım band açılırsa fiyatlarda bir denge oluşmuş olacak. Devlet desteği ve sertifikalı tohuma daha çok teşvik şart. Aksi durumda mercimek ekiminde gerileyeceğiz. Mezopotamya’nın bereketli toprağından çıkan dünyanın en güzel ve lezzetli mercimeğinin %95’ini Mersin Limanı’ndan Kanada’ya satıyoruz. Kanada’nın en kalitesiz mercimeğini de ithal ediyoruz”
© Tüm hakları saklıdır.