Yaşam
BBC Türkçe

Kangurular, maymunlar, timsahlar: Türkiye nasıl hayvan kaçakçılığının merkezi haline geldi?

14 Mart 2025 22:04

Güncelleme: 14 Mart 2025 22:06

Merve Kara-Kaşka

Edirne'de bir otomobilin içinde Türkiye'ye sokulmaya çalışılan kangurular ve uçan sincaplar.

Sabiha Gökçen Havalimanı'nda onlarca timsah.

Antalya Otobüs Terminali'nde yavru makak.

İstanbul Havalimanı'nda papağanlar... ve bir yavru goril.

Bunlar 2024 yılında Türkiye'de yakalanan kaçak hayvanlardan bazılarıydı.

Ticaret Bakanlığı'nın BBC Türkçe ile paylaştığı verilere göre 2010-2024 yılları arasında Türkiye'de 482 farklı olayda 1 milyon 221 adet canlı ve cansız hayvanın yanı sıra kürk, deri, diş, boynuz gibi hayvan parçaları ele geçirildi.

Resmi verilere göre uluslararası yaban hayat kaçakçılığı için önemli bir geçiş noktası olan Türkiye'de yakalamalar son iki yılda yüzde 100'den fazla arttı.

İngiltere merkezli Yaban Hayatı Ticareti İzleme Ağı'nın (Traffic) 2024'te yayımladığı Avrupa Birliği odaklı kaçakçılık raporu, 2022 yılında Türkiye'nin bölgeye yasadışı yaban hayat ihracatı yapan ilk beş ülkeden biri olduğunu ortaya koydu.

BBC Türkçe bu artışın arkasındaki nedenleri araştırdı.

En büyük dördüncü kaçakçılık türü

Türkiye'nin de taraf olduğu Nesli Tehlike Altındaki Yabani Bitki ve Hayvan Türlerinin Uluslararası Ticaretine Yönelik Sözleşme (CITES) kapsamında binlerce hayvan, bitki türü veya bunların parçalarının ticareti özel izinlere bağlı olarak gerçekleşiyor.

Yaban hayat kaçakçılığı, yaban hayvanlarının ve bitkilerinin canlı olarak veya parçalarının kaçak yollarla alınıp satılması anlamına geliyor.

Uluslararası Polis Teşkilatı'na (Interpol) göre yaban hayat kaçakçılığı uyuşturucu ya da insan ticareti gibi suçlardan sonra yıllık yaklaşık 20 milyar dolar hacmiyle en büyük dördüncü kaçakçılık türü.

Ticaret Bakanlığı Gümrükler Muhafaza Müdürlüğü'nün BBC Türkçe ile paylaştığı verilere göre 2010-2024 yılları arasında Türkiye'de yakalanan canlı hayvan ve kürk, deri, diş, boynuz gibi hayvan parçalarının değeri 147 milyon TL idi.

Bu el koymaların 420'si CITES kapsamında ticareti yasak veya kısıtlı olan hayvan türleriyle ilgiliydi.

Saka kuşu ve sülük başı çekiyor

Resmi verilere göre son Türkiye'de 14 yılda yakalanan türler arasında saka kuşu ve sülük başı çekiyor.

BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan İstanbul Üniversitesi Avcılık Ve Yaban Hayatı Programı'ndan Dr Çağdan Uyar, sülüklerin sağlık sektöründe ve alternatif tıpta kullanımının; sakaların da eşsiz görünümü ve ticari değerinin talep oluşturduğunu söylüyor.

Uluslararası kaçakçılık verilerini tutan Wildlife Trade Portal'a göre yakalanan diğer türler arasında Jako diye de bilinen Afrika gri papağanı, yavru timsah ve binlerce küçük su kaplumbağası da var.

Dala konmuş bir Gri Afrika papağanı.
Türkiye'ye kaçak yollarla sokulduktan sonra yakalanan ve Gaziantep Hayvanat Bahçesi'ne götürülen gri papağan, 16 Ocak 2024.

Yakalamalar neden arttı?

Bakanlığa göre geçtiğimiz yıllarda yabani hayvan yakalamaları genel olarak benzer seviyelerde seyrediyordu.

Ancak son iki yılda yüzde 100'ün üzerinde artış olduğu belirtiliyor.

Bakanlığa göre sadece 2024 yılında toplam 42 olayda 32 milyon 482 TL değerinde kaçak yaban hayvanı ve parçası ele geçirildi.

Elinde fıstık tutan bir yavru makak maymunu
27 Aralık 2024'te Antalya Otobüs Terminalinde bir kutuda yakalanan yavru makak maymununa "Fıstık" ismi verildi.

Dr. Çağdan Uyar, yakalamalardaki artışlarının yaban hayvan kaçakçılığı trafiğine artışla paralel gerçekleştiğini belirtiyor.

Bunun en önemli sebebinin ise "ekonomik getiri ve faydalı türlerin patentini alma yarışı" olduğunu belirtiyor.

"Tür bazında incelendiğinde ilk önceliğin sağlık sektörü olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye'de yakalanan tıbbi sülüklerin sayısının çok oluşu yine bu şekilde açıklanabilir" diye ekliyor.

İnternet baskın pazar haline geldi

Yaban hayat kaçaklığından elde edilen canlı hayvanlar moda ve alternatif tıp sektörlerinin yanı sıra statü sembolü olarak da kullanılabiliyor.

Yaban Hayatı Koruma Vakfı'na göre (WWF), internet yaban hayat kaçakçılığı için artık baskın pazar konumuna geldi.

WWF'in 2024'ün ortasında yayımlanan raporuna göre kaçakçılığın büyük bölümü açık e-ticaret siteleri, sosyal medya ve WhatsApp gibi mesajlaşma uygulamaları üzerinden gerçekleşiyor.

Türkiye'ye yasa dışı yollarla getirilen ve dünyadaki en zehirli örümcek türleri arasında yer alan tarantulalar, internet ortamında tanesi 7 bin liraya kadar fiyatla satılıyor.

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından satışın tespiti halinde, hayvan başına 60 bin 187 lira ceza uygulandığı belirtiliyor.

Nesli tükenen hayvanlarla 10 TL'ye fotoğraf

İngiltere merkezli Traffic izleme ağına göre sosyal medya bu canlılara ulaşmayı kolaylaştırırken talebi büyütebiliyor.

Hatta bazı sosyal medya fenomenleri mağdur hayvanları takipçi etkileşimi için kullanabiliyor.

Örneğin İngiltere'de araştırmacılar Marmaris'teki bir kafede isteyenlerin 10 TL karşılığında uygunsuz koşullarda tutulan hayvanlarla fotoğraf çekilebildiğini tespit etmişti.

Bulgular 2017 yılında Cambridge Üniversitesi tarafından yayımlanan bir makalede yer aldı.

Tayland'da bir turist kucağında loris tutuyor.
Uluslararası Doğa Koruma Birliği'nin (IUCN) kırmızı listesinde yer alan yavaş loris, nesli tükenmekte olan ve korunan hayvanlardan biri.

Diğer yandan bu suçla mücadele için yeni girişimlerden ve teknolojilerden de faydalanılıyor.

2018 yılında WWF gibi kurumların koordinasyonunda kurulan mücadele koalisyonuna 50'ye yakın e-ticaret, sosyal medya ve teknoloji şirketi katıldı.

Bunlardan biri olan çevrimiçi pazar yeri eBay, 2024 yılında yapay zeka teknolojisini kullanarak yaban hayat kaçakçılığıyla ilişkili 500 bin ilanı platformundan kaldırdığını söylüyor.

Valizlerle taşınıyor

Resmi verilere göre son 14 yılda gerçekleştirilen yakalamaların yaklaşık yüzde 90'ı kara gümrük kapıları ile havalimanlarında kaydedildi.

Gümrük Muhafaza personelinin yaptığı aramalarda kara gümrük kapılarında ağırlıklı olarak canlı hayvan türleri; havalimanlarında ise hayvan parçaları ele geçirildi.

Bunlar gereken yasal izinlerin kontrolü ya da önceden alınan ihbarlar veya risk analizleriyle yakalanıyor.

Kaçakçıların büyük bir bölümü Türkiye'nin doğusundaki kara gümrük kapıları üzerinden Türkiye'ye giriş yapıyor. Varış yerlerinin Avrupa olduğu düşünülüyor.

Karınca arayan bir karıncayiyen - pangolin.
WWF'e göre son on yılda bir milyon karıncayiyen kaçırıldı. Nesli tehlike altındaki hayvanın, internette derisinden yapılan ayakkabıları ya da pullarından yapılmış 'ilaçları' bulmak mümkün.

Ticaret Bakanlığı'na göre canlı örneklerin yurt dışına çıkarılmasında doğrudan yolcu valizleri kullanılabiliyor.

Bunun yanında kıyafet cepleri, asılı torba gibi düzenekler, oyuncak ya da kitap içlerine saklamak gibi çok daha farklı yöntemlere de başvuruluyor.

Örneğin 2024'te gümrük yetkilileri 100'den fazla canlı yılanı pantolonun içinde Çin'e sokmaya çalışan bir adamı yakalamıştı.

Yine 2024'te İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'nda, bir yolcunun valizinde Mısır'dan kaçak yollarla getirilen Nil timsahları ele geçirilmişti.

Cezalar caydırıcı mı?

Yakalanan hayvan başına 11 ila 60 bin TL arasında pazar cezası uygulanıyor.

Eğer Türkiye'deki endemik bir tür yurt dışına çıkarılmaya çalışılıyorsa, Çevre Kanunu kapsamında idari para cezası daha yüksek uygulanabiliyor.

Ancak uzmanlar daha fazla önlem alınabileceğini düşünüyor.

Bulgaristan sınır kapısından geçmek üzere olan bir araç
Resmi verilere göre canlı hayvan kaçakçılığı en fazla kara yoluyla yapılıyor.

BBC Türkçe'ye konuşan İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Çevre ve Orman Hukuku Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Osman Devrim Elvan, Türkiye'deki düzenlemelerin farklı kanunlara atıf yaparken suçun unsurlarını ve yaptırımlarını "net olarak" ortaya koymadığını savunuyor.

CITES kapsamında suçlarla ilgili Türkiye'deki yargı kararlarını analiz ettikleri bir araştırma yaptıklarını söyleyen Elvan, uygulamalarda yetersizlikler gördüklerini belirtiyor.

Ekim 2024'te yayımlanan uluslararası hakemli bir araştırma, Türk yargı sisteminin uluslararası sözleşmeleri etkin bir şekilde kullanmadığını savunuyor.

Araştırmaya göre 6831 sayılı Orman Kanunu'nda yaban hayatına ilişkin hükümleri daha çok avcılık ağırlıklı ve yaban hayat ticaretinin kontrolüyle ilgili mevzuat yetersiz.

Organize suç örgütleri suistimal ediyor

2015-2021 yılları arasındaki 140 binden fazla yakalama verisini analiz eden Birleşmiş Milletler, yaban hayat kaçakçılığını yürüten organize suç örgütlerinin Amazon'dan Asya'a dünya çapındaki kırılgan ekosistemleri suistimal ettiğini söylüyor.

Interpol, bu suçlarla mücadele için son yıllarda farklı uluslararası projeler yürütüyor.

Bunlardan biri olan ve Dünya Gümrük Örgütü tarafından koordine edilen Thunder, Türkiye'nin dahil olduğu 138 ülkede yürütülüyor.

Operasyon kapsamında 2024 yılında dünya çapında toplam 365 şüpheli tutuklandı.

Ticaret Bakanlığı, Thunder 2023 kapsamında İstanbul Havalimanı'nda 10 bin 300 adet tilki kuyruğuna el konulduğunu belirtiyor.

Özel jandarma birimi kuruldu

Türkiye sınırları içindeki suçlarla mücadele için İl Jandarma Komutanlıkları altında görev yapan Çevre Doğa ve Hayvanları Koruma Timleri görev yapıyor.

Prof. Dr. Elvan, farklı birimlerde koruma timlerinin oluşturulması gibi gelişmelerin olumlu olduğunu belirtiyor.

Bunun yanında gerek Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü gerekse gümrük teşkilatında CITES konusunda bilgili personelin sayısının artırılması ve özel eğitimlerle mücadelenin daha etkin yürütülebileceğini ön görüyor.

Hayvanlar doğal ortamlarına dönebiliyor mu?

2015-2021 arasında dünya çapında ele geçirilen 4 bin bitki ve hayvan türünün 3 bininden fazlasının nesli tükenme tehlikesi altında olduğu belirtiliyor.

WWF yaban hayat kaçakçılığının nesli tükenmekte olan türler için habitat kaybından sonra ikinci en önemli tehdit olduğunun altını çiziyor.

Canlılar yakalansa bile doğal yaşam alanlarına dönme şansları oldukça düşük.

Dicle Nehri'nde bulunan kırmızı yanaklı su kaplumbağaları akvaryumda.

BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Yaban Hayatı Fotoğrafçısı ve Bilim Yazarı Pedram Türkoğlu, yakalanan hayvanların "neredeyse hiçbir zaman" doğasına dönemediğini belirtiyor:

İstanbul Medeniyet Üniversitesi'nde yaban hayvanlarının anatomisi alanında uzmanlaşan Türkoğlu, "Yeniden bulunduğu doğaya götürülmesi büyük masraf ve iş gücü isteyen süreçler. Ne yazık ki bu yükün altına girebilen yönetim sayısı az ya da yok...

"Dolayısıyla esaret altına girmesi veya bulunduğu çevreye bırakılıp istilacı/yabancı tür statüsüne geçmesi kaçınılmaz."

Yaban hayat kaçakçılığı hayvanlardan insanlara geçebilen hastalıklar ve salgın risklerini de artırabiliyor.

 

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir