Türkiye’nin, üç haftalık tam kapanma sürecinin başından bu yana tartıştığı, kanuna dayanmayan, ve İçişleri Bakanlığı’nın kapanma genelgesinde de yer almayan içki satışlarının yasaklanması konusunda yeni bir skandal yaşandı.
Şu ana kadar 21 kentte, Hıfzıssıhha Kanunu’nda bu konuda karar alınmasına yönelik düzenleme bulunmamasına rağmen il hıfzıssıhha kurulları, içki satışının yasaklanması konusunda kararlar aldı. 21 kent arasında, İzmir, Antalya, Kırklareli gibi CHP’li belediyelerin yönettiği kentlerin de bulunması dikkati çekti. Ancak İzmir, Aydın, Bolu, Antalya ve Kırklareli belediye başkanları, kendilerinin ya da temsilcilerinin yasak kararına imza atmadıklarını açıkladı.
Bunun üzerine, bu kentlerdeki valilikler, kamuoyuna duyurdukları, CHP’li başkanların da imzasının olduğunun göründüğü kararları sitelerinden kaldırdı. İlgili valiliklerden, imza atmadığını söyleyen başkanların imzasının yer aldığı belgelerin nasıl oluşturulduğu, "sahte evrak" niteliğindeki belgeyi kimin işleme koyduğu konusunda bir açıklama gelmedi. Avukatlar, konuyla ilgili suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor.
Avukatlar ortaya çıkardı
İlk kez Aralık 2020’deki sokağa çıkma yasakları sırasında uygulanan ancak kanuni dayanağı olmadığı gerekçesiyle tepki çeken içki yasakları tartışması, üç haftalık tam kapanma süreci öncesinde boyutlandı.
İçişleri Bakanlığı genelgesinde, bu konuda herhangi bir yasaklama kararı yer almamasına rağmen bakan ve hükümet yetkililerinin içki satışı yapılamayacağı yönündeki açıklamaları, fiili bir yasağın uygulanmasına yol açtı.
Hukukçular, herhangi bir kanunda, içki satışının yasaklanabileceği konusunda düzenleme yer almadığını, pandemi ile içki satışı arasında ise kamu yararı açısından bağlantı kurulamayacağını belirterek, yasak kararının, "kanunsuz" olduğu yönünde görüş bildirdi.
Bu duruma rağmen, kapanma sürecinin başlamasıyla, içki satışı engellendi. Şu ana kadar 21 kentte, bu fiili duruma meşruiyet kazandırmak için, Hıfzıssıhha Kanunu’nda, bu konuda herhangi bir düzenleme yer almamasına rağmen il hıfzıssıhha kurulları tarafından içki satışının yapılamayacağı yönünde karar alındı.
Bu kentlerden 8’inin CHP’li belediyelerce yönetiliyor olması ve belediye başkanlarının da valilikler tarafından açıklanan kararlarda imzalarının bulunması dikkati çekti.
Avukat Ali Gül ve içerisinde yer aldığı avukat grubu, bu kararları inceledi ve ilgili bazı belediyelere sorduklarında, "Kararda imzamız" yok yanıtını aldı. Gül, skandalı sosyal medya hesabından şöyle duyurdu:
"Başkanlara sormadan karar aldılar"
"Süreci yeniden kısaca özetlemek istiyorum. Alkol satışını ilk olarak bir sözle yasakladılar. Fiilen bu yasağı uygulamaya çalıştıkları yerler oldu. Biz tepki gösterince, buyrukla devlet yönetilemez diyince il hıfzıssıhha kurullarında apar topar karar almaya başladılar.
21'den fazla ilde bu kararları apar topar çıkardılar. Belediye başkanları bu kurulların üyesi. Belediye başkanlarına danışmadan, bir toplantı bile yapmadan bu kurullardan oybirliği ile karar yazdırıp yayınladılar. Bu karara dayanarak esnafın alkol satışını zorla engellediler.
İzmir, Aydın, Bolu ve Antalya başkanları şu ana kadar açıklama yaptılar ve kararı imzalamadıklarını söylediler. Oysa ki valilik bu kararı yayınlayıp işleme aldı bile. Böyle bir hukuk skandalı olamaz, burası sizin babanızın malı mı? Devlet memuru musunuz beylerbeyi misiniz?
Bu İl Hıfzıssıhha Kurulu kararlarını da her ilde almadılar. Anladığım kadarıyla İçişleri Bakanı'na daha yakın isimler apar topar gelen talimatla bir temel hak ve hürriyeti yasaklamışlar. Alkol satışını kanunla bile yasaklayamazsınız diyorduk, adamlar sahte belgeyle yasaklamışlar.
Dava hazırlığı için bunları kontrol etmesek bu skandalı ortaya çıkartamayacaktık. Hala bir açıklama yapmayan belediyeler var, umuyorum ki onlar da imzalamamıştır. Fakat onlardan açıklama bekliyoruz, suç duyurularının temeli bu açıklamalar olacak.
Bu skandalın haberini yapacak gazeteciler var mıdır? Aksi takdirde üstüne hiçbir açıklama bile yapmadan geçirecek bunu valilikler ve hükümet."
Valilikler kararı siteden kaldırdı
Gül'ün açıklamalarından sonra Kırklareli Belediye Başkanı Mehmet Siyam Kesimoğlu da. açıklanan karara imza attığı iddiasını yalanladı.
Kesimoğlu, Gül'e, "Böyle bir durum söz konusu bile değil yayınlanan kararı incelersen toplantıya Başkanvekilimin katıldığını ve onun da imzadan imtina ettiğini görebilirsin. Sen bana şart koşacağına açıkça takipçilerine burada beni ve kurumumu haksız yere suçladığını bildir lütfen" yanıtını verdi.
Daha sonra ise "Ortada bir yanlış anlaşılma var. Kurulun sekreteryası Sağlık İl Müdürlüğü’ne aittir, konu üyelerce çevrimiçi olarak görüşülür, orada evraka bağlanır ve ilan edilir. Alkol yasağı konusunda tavrımızı ilettik ve notumuz düşülerek evrak yeniden yayınlandı Bir art niyet söz konusu değil" açıklamasını yaptı.
Gül, Kırklareli’ndeki durumun, karşı oy kullanmayan başkan vekilinin imzadan imtina etmesinden kaynaklandığını, bu yüzden oybirliği ile karar alınmış gibi açıklama yapılmış olabileceğini kaydetti.
Gül'ün açıklamalarından bir süre sonra, belediye başkanlarının, "imza atmadık" açıklamasını yaptıkları kentlerin valilikleri, oybirliği ile alındığı söylenen kararları sitelerinden kaldırdı.
Aralarında Çanakkale’nin de olduğu bazı kentlerde ise belediye başkanları kararda imzalarının bulunduğunu doğruladılar.
"Sahte evrak" için suç duyurusu
İzmir başta olmak üzere birçok kentte avukatlar, içki yasaklarına karşı açmaya hazırlandıkları dava dilekçelerine, "sahte evrak" düzenlendiği iddiasını da eklediler.
Karar alma yetkisi de tartışmalı
Hıfzıssıhha kurulları tarafından oybirliği ya da oyçokluğu ile alınan kararların kanuniliği de tartışma konusu oldu. Hıfzıssıhha Kanunu’nda, salgın hastalıklarda içki satışı ya da benzeri yasaklar konulabileceğine yönelik herhangi bir düzenleme yer almıyor. Hukukçular, yorum yoluyla da bu sonuca ulaşmanın mümkün olamayacağına dikkati çekiyor.