Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında gizli tanık olan Serdar Sertçelik’in iddialarının ardından gözaltına alınıp ardından yurt dışına çıkış yasağı verilerek serbest bırakılan Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kerem Gökay Öner’in ifadesi ortaya çıktı.
Sözcü'den İsmail Saymaz'ın aktardığına göre, ifadesinde Kaplan operasyonuna dahil edilmeyerek dışlandığını söyleyen Öner, Serçelik’le hiç görüşmediğini, gizli tanık yapılmasından haberdar edilmediğini ifade etti.
Müdür Yardımcısı Şevket Demircan’ın odasının karşısında görüşme odası ayarlandığını belirterek, “Odada suç örgütü kapsamında alınan şahıslarla mülakat yapıldığını Ufuk komiser söyledi” dedi. Odaya gelen gidenlerin tespiti yapmak için kamerayla kayıt yaptırdığını belirten Öner, “Demircan’ın odada soruşturmaya dahil olan kişilerle görüşme yapması kanuna aykırıdır. Bana bilgilendirme yapılmadı” dedi. Gizli tanık işlemlerinin her aşamasında kendisine bilgi verilmediğini, talimatları Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik’in verdiğini söyleyen Öner, “Tüm dosyayı Demircan üzerinden yürüttü. Rahatsızlıklarımı Çelik’e ilettim” dedi. Demircan’ın Ankara Emniyet Müdürü Engin Dinç tarafından yetkilendirildiğini söyleyen Öner, bu sebeple Demircan’la “alt-üst” ilişkisinde orunlar yaşadıkları, bir gün Dinç’in odasında tartıştıklarını anlattı.
Kaplan tahkikatında bilgisi dışında işler yapıldığı gerekçesi ve mobbing gördüğü iddiasıyla görev yerinin değiştirilmesi talebinde bulunan Öner, Sertçelik’in kaçarken GBT’ye takılmasıyla ilgili de “Sertçelik’in hakkında yakalama kararı bulunurken GBT sorgusuna takıldığına dair bilgi gelmedi” dedi.
"İhlallerden hiçbir şekilde haberim olmadığı için herhangi bir güvenlik önlemi alma yoluna gitmedim”
Ev hapsindeyken adli kontrolü birden fazla ihlal ettiğine dair herhangi bir kurumdan bildirim almadığını söyleyen Öner, “İhlallerden hiçbir şekilde haberim olmadığı için herhangi bir güvenlik önlemi alma yoluna gitmedim” dedi.
Sertçelik ayağından vurulduğunda, doktor raporundaki “gözaltına yapılmasında sakınca vardır” yazısı nedeniyle gözaltı yapılmadığını anlatan öner, devamında yaşananları da şöyle anlattı:
“Savunma alındıktan sonra gözaltının devamına ilişkin boşluk olduğunu düşünüyorum. Bir gün sonra hazır edilmesi talimatı geldiğinde Komiser Metehan İlkyaz görevlendirildi. İlkyaz, Sertçelik’in evde olmadığını söyledi. Ekip görevlendirme ve gerekli araştırmaların yapılması talimatını verdim. İstihbarat Şube Müdürü Yücel’i arayarak, Sertçelik’in ivedi olarak tüm adreslerinin tespitini istedim.”
“Olaydan Sertçelik’in evde olmadığının anlaşılması üzerine haberim oldu”
Öner, talimatlara ilişkin işlemleri Suç Örgütü Büro Amiri Y.Ç. ve Kısım Amiri G.K.’nin yaptığını belirterek, “Olaydan Sertçelik’in evde olmadığının anlaşılması üzerine haberim oldu” dedi.
Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik şaşırmadı, “derhal yakalanması” talimtı vermedi
Öner, Sertçelik’in firar ettiğini haber verdiğinde Çelik’in tepki vermediğini ve şaşırmadığını belirterek, “Nasıl ya, öyle mi” dediğini anlattı. Öner, “Şüphelinin derhal yakalanmasına yönelik talimat vermedi. Şahsın yurt dışına çıkışını engellemek için hudut kapılarına kimlik bilgilerini bildirdim” dedi.
Öner, “Kaplan soruşturmasında herhangi bir kimse gizli tanık olma talebiyle bana gelmedi. Alt birimden gelen memurlardan kendilerine böyle bir talep geldiğini bana iletmediler. Dosyada gizli tanık tedbirinin uygulandığını, gizli tanık ifadesi alındıktan sonra öğrendim” ifadelerini kullandı.
Kaplan’ın avukatıyla görüşen polisleri istihbarat izlemiş
Ayhan Bora Kaplan’ın kara para aklama iddiasıyla cezaevinde ifadesini almak üzere Komiser M.Ç. ile polis Y.Ö., M.S. ve C.Y. görevlendirildi. Bu görevlendirmeyi Çelik’in yaptığını söyleyen Öner, şunları söyledi:
“Bu işlemler yapılırken, Çelik ile Demircan tartışmış. Çelik’e ‘İzmir’de sorun mu oldu’ diye sordum. Memurların hata yaptığını söyledi. ‘Başka birimde görevlendirilmeleri için yazı yazdım’ dedi. Demircan’a sorunun ne olduğunu sordum. Y.Ö.’nün masaj salonuna gittiğini ifade etti. Üç memurla ilgili neden işlem yapıldığını sorduğumda geçiştirici cümleler kullandı. Basından, gizli tanıkların açık kimliklerinin polisler tarafından Kaplan’ın avukatına 300 bin dolar karşılığında verildiğini öğrendim. Çelik, memurların gittiği restoran kameralarının istihbaratçılar tarafından alındığını söyledi, ‘Bu bize karşı kumpastır’ dedi. Görüntülerin alınmasında ne sakınca olacağını sorduğumda geçiştirdi.”
Yazının tamamını okumak için tıklayın.