İlahiyat profesörü Hayrettin Karaman, Orucu bozmayan durumlara ilişkin, "Kadına bakarken dokunmadan boşalmak orucu bozmaz" fetvası verdi.
Karaman'ın Ramazan ayına özel fıkhi bilgiler içeren yazılar kaleme aldığı 12 maddelik "Orucu bozmayan şeyler" listesinde, "Eşini öpmek", "Kadına bakarken dokunmadan boşalmak" gibi ifadelere yer verdi. Ayrıca 'gıybet'in de orucu bozmadığı savunulan liste, sosyal medyada tartışmaya yol açtı.
Karaman'ın Yeni Şafak gazetesinde "Orucu bozmayan şeyler" başlığıyla yayımlanan (7 Temmuz 2014) yazısı şöyle:
I- Oruçlu olduğunu unutarak yemek , içmek ve birleşmek. (Unutmamakla beraber istemeden, kazara boğazından içeri bir içecek veya yiyeceğin girmesi/kaçması müctehidlerin çoğuna göre orucu bozar ve yalnızca kaza gerekir ama bazı müctehidler, "Ümmetim unutma, yanılma (hata, kaza) sebebiyle yaptıklarından bir de zorlanarak yaptıklarından sorumlu değildirler (bunların hükmü kaldırılmıştır)" mealindeki hadise dayanarak" bunların da orucu bozmadığını ifade etmişlerdir.
2- Oruçlu iken uykuda ihtilâm olmak.
3- Kadına bakarken dokunmadan boşalmak.
4- Krem veya sürme kullanmak.
5- Eşini öpmek.
6- Gıybet etmek.
7- İstemeden kusmak.
8- Boğazına toz, un vb. kaçması.
9- Geceleyin cünüb olup yıkanmadan imsak vaktini geçirmek.
10- Dişlerinin arasında kalan ve nohut tanesi kadar olmayan bir şeyi yutmak.
11- Denizde, nehirde, banyoda ve benzeri yerlerde yıkanmak, banyo yapmak.
12- Deri altına, adaleye veya damara iğne yaptırmak.
İğne yaptırmanın orucu bozacağı görüşünde olanlar bulunmakla beraber; eskiden -Ebû Yusuf ve Muhammed'in ictihadlarına uyarak- fetvahanede ve 1948 yılında Ezher Üniversitesi'nin Fetva Komisyonu'nda iğnenin orucu bozmayacağı yolunda fetva verilmiştir.
Bu meseleye bir şekil olarak, dış görünüşü itibarıyla, bir de mânâ ve maksadı bakımından yaklaşmak mümkündür. Dıştan bakıldığında "orucu ancak normal, tabîî deliklerden içeriye giren nesneler bozar" diyen müctehidlere göre iğne ile deriyi, adaleyi, damarı delerek içeriye verilen şey ister ilâç olsun, ister serum olsun orucu bozmaz; çünkü bu ictihad, içeri giren nesneye değil, girdiği yere bakmaktadır. Ancak iğne ile vücûduna bir şeyler alan kişinin maksadına baktığımız zaman hüküm değişir. Eğer maksat tedâvî ise oruç bozulmaz. Serumu almaktan maksat tedâvî değil de açlığı, susuzluğu gidermek, orucun eksilttiğini tamamlamak olursa, bu davranış oruç kavramına ters düşer. Giriş yoluna göre hüküm veren müçtehidler bakımından oruç bozulmaz dense bile, böyle bir davranışın caiz olduğu söylenemez. "Lavman da içeriye bir şey sokmak değil, barsaktakini boşaltmak için yapıldığından orucu bozmaz" diyen fıkıhçılara katılıyorum. Ancak bana göre gerekçe, lavmanın yeme ve içme sayılamayacağıdır.
Rahatsızlığı sebebiyle iğne vb. yaptırma durumunda olup bunu gece yaptırmakta güçlüğe maruz kalanlar bu fetvadan istifade ederek bunları gündüz, oruçlu iken yaptırabilirler. Hasta olmayan, yahut gece kolayca yaptırabilenler oruçlu iken bunu yaptırmamayı tercih etmelidirler.