Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın kendisi için söylediği "Bay Temel, hem ben şöyleyim böyleyim diyeceksin, hem bayrağımızı yakanlarla beraber olacaksın, bir de biz hiçbir ittifakta yokuz diyeceksin, kimi uyutuyorsun" sözlerine cevap verdi.
Partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenleyen Karamollaoğlu, gündemdeki siyasi gelişmeleri değerlendirdi. Yerel seçim sürecinde iktidarın kullandığı dil ve üsluba yönelik eleştirilerini dile getiren Karamollaoğlu, "Biz isterdik ki bu seçim süreci huzurun, ahlakın, erdemin hakim olduğu bir süreç olsun. Fakat ne yazık ki 31 Mart mahalli idareler seçimi Türkiye tarihinde görülmemiş, en düşük ahlaki sürecin yürütüldüğü bir dönem olarak tarihe geçecek. İftira, yalan, ahlaksızlık, tehdit bu seçimin iktidar açısından adeta simgesi haline geldi. Medyasından adaylarına bu vasıf düşüklüğüne her yerde şahit oluyoruz" diye konuştu.
"Hem üzülüyorum hem acıyorum"
'Ey iman edenler. Allah'tan korkun ve doğru söz söyleyin' ayetini hatırlatan Karamollaoğlu, "Bir oy daha kaybetmeyeyim telaşıyla bu kadar çelişkili, gerçeklerle bağdaşmayan ifadeleri kullanmaya, iftiralara başvurmaya hakikaten ihtiyaç var mı? Ben bu hale hem acıyorum hem üzülüyorum. Keşke herkes hakkaniyetle bulunduğu makamın gereğini yerine getirebilseydi" ifadelerini kullandı.
Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanının sadece kendisine oy verenlerin değil, oy vermeyenlerin de Cumhurbaşkanı olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
"Bir makamda eğer bir insan 16 yılı aşkın bir süre oturuyorsa çok sıcak gelir. Bir türlü o oturulan koltuktan kalkmak insanın içine sinmiyor anlaşılan. Onun için aziz milletimize de sesleniyorum Allah rızası için. Sayın Erdoğan'ın geleceği için, yarın bu dünyada değil, öbür dünyada vereceği hesap için bir mola vermesini temin edin, sağlayın. Bu hem milletimiz için önemli hem de Sayın Erdoğan için çok ama çok önemli bir aşama olacak. Buna hakikaten ihtiyacımız var diye düşünüyorum. Artık bu ihtişam sona ermelidir. Bu makam padişahlık makamı değil. İnsanlar milletin oyuyla gelirler, yine milletin oyuyla giderler, yeter ki bu makama yapışma hırsıyla millete zarar verilmesin."
"Ekonomi iyi gitmiyor"
Ekonominin tıkandığını ve iktidarın çıkış yolu bulamadığını belirten Karamollaoğlu, "Ekonomide işler iyiye gitmiyor. İşlerin yakında düzeleceğine dair bir işaret de yok. Ekonomimiz sürekli küçülüyor, hem de yüksek enflasyon içinde küçülüyoruz. Üretim azalıyor, talep de düşüyor. Vatandaşımızın satın alma gücü azalınca harcamalarını azaltmak zorunda kalıyor. Yani topyekün fakirleşiyoruz" diye konuştu.
"Bor özelleştirmesi vatana ihanettir"
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, Varlık Fonu'nun satışa sunulması ile ilgili sert eleştirilerde bulundu. Karamollaoğlu şöyle konuştu:
"Fon kelimesinin altına sığınarak Türkiye'nin en kıymetli varlıklarını satışa çıkardılar. Hele de Etibank'ın bunların içinde olduğunu gördüğüm zaman şaşkına döndüm. Onun içinde bir bor madeni var. O bor madeninin özelleştirilmesi, başkalarına peşkeş çekilmesi, dışarıya satılması kanunen suç. Şimdi siz bir kılıf bulacaksınız, dünyada tekel olan, neredeyse yüzde 65'i ülkemizde çıkan boru sadece bir deterjan maddesiymiş gibi halka takdim edeceksiniz ve şimdi onu eğer böylece pazarlayacaksınız emin olun bu vatana ihanet noktasına kadar gider. Ümit ediyorum ki bu satışları gerçekleştirecek fırsatı bu millet bugünkü iktidara bırakmayacak."
"Sandıkta bunların hesabı görülecek"
Karamollaoğlu, Türkiye'deki temel müesseselerin tamamının satışa çıkarıldığını, bunun Türkiye'nin satışı anlamına geleceğini savunarak, "Bunlar Türkiye'nin mülkünü başkasına teslim edecekler sonra Türkiye'ye hükümet olmaya çalışacaklar? Allah akıl fikir versin. Böyle bir yöntemin kabul edilmesi mümkün değil. İnşallah bunları tatbike ömürleri yetmeyecektir. Bu millet sandıkta bunların hesabını görecek, cezasını verecek" dedi. (DHA)