Karar gazetesi yazarı Mehmet Ocaktan, yeni anayasa ve başkanlık sistemi tartışmalarıyla ilgili olarak, "Şu anda kamuoyuna yansıdığı kadarıyla AKP’nin nihayet doğru bir modele yöneldiği ve bu konuda ciddi çalışmalar yaptığı anlaşılıyor. Unutmayalım, doğru bir başkanlık modelini de içeren yeni bir anayasa hem AKP’nin toplum nezdindeki kredibilitesini arttıracak, hem de demokrasinin kalitesini yükseltecektir" dedi. "Ayrıca Başbakan’ın, referandum için gerekli 330 oyun bulunması konusunda ‘Güneş Motel’ algısı oluşturabilecek davranışlardan kesinlikle kaçınılması yönünde uyarıları var ki, bu gerçekten önemli" ifadelerini kullanan Ocaktan, "Açıkçası bu süreçte toplumu bir kutuplaşma çıkmazına sokmadan, anayasayı ve başkanlık sistemini herkesin anlayabileceği bir dille tartışmak gerekiyor. En tehlikelisi de başkanlığı amigolar üzerinden tartışmak... Eğer kutuplaşma siyasetini besleyecek bir takım siyasi amigoların lider kutsama ya da ‘ihanet’ diliyle bu süreci zehirlemesine izin verirsek gerçekten yazık olur" görüşünü dile getirdi.
Mehmet Ocaktan'ın, "Yeter ki amigolar başkanlığı zehirlemesin" başlığıyla yayımlanan (13 Nisan 2016) yazısı şöyle:
"Türkiye’nin yeni ve sivil bir anayasa konusunda karar vermek için çok önemli günlerden geçtiği muhakkak. Kuşkusuz bugünler, darbe anayasasından kurtulmak için de çok önemli bir fırsat. Eğer bu parlamento sivil bir anayasa yapmayı başarabilirse tarihe geçecek bir başarı hikayesinin altına imza atmış olacak.
Hiç kuşkusuz yeni anayasa sürecinin en zor ve kritik noktası, bir sistem değişimini de beraberinde getirecek olan ‘başkanlık sistemi’ gündemli olmasıdır. Eğer sadece yeni bir anayasa yapıyor olsaydık, aslında işler daha kolaydı. Ama öyle değil, AK Parti içinde başkanlık modelinin de olduğu yeni bir anayasa konusunda kararlı. Ayrıca da parlamenter sistem ne kadar demokrasinin bir unsuruysa, başkanlık sistemi de demokrasi içinde makbul bir model.
***
Eğer CHP Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda oyunbozanlık yapmayıp doğru bir tartışma zemini oluşturulabilseydi, belki de Türkiye ilk kez bütün sivil siyasi aktörlerin konsensüs sağladığı bir anayasa metnine kavuşacaktı. Ama olmadı, tarihi fırsat heba edilmiş oldu.
MHP’nin kendi tabanını AK Parti’ye kaptırma endişesi, HDP’nin de Kandil vesayeti yüzünden kendisini denklem dışı bırakması sonucu AK Parti yeni anayasa konusunda tek başına kaldı.
Her şeye rağmen fırsatlar kaçmış değil. Eminim ki AK Parti’nin evrensel hukuk normları çerçevesinde ‘kuvvetler ayrılığı’na dayalı, denge ve denetlemenin olduğu modern bir anayasa taslağını parlamentoya sunması bütün ezberleri bozacaktır. Böylesine özgürlükçü bir anayasa metnine onay vermeyen bir muhalefet bunu topluma izah etmekte güçlük çekecektir.
Şimdi bütün mesele AK Parti’nin doğru bir başkanlık modelini hazırlayıp hazırlayamayacağına odaklanmış bulunuyor. Henüz işin esası ortaya çıkmadığı için toplumun önemli bir bölümü doğru bir model ortaya çıkıp çıkmayacağı konusunda endişeli. Zira şu ana kadar bir şehir efsanesi biçiminde ‘her derde deva’ olarak ortalarda dolaşan başkanlık sistemi yüzünden toplumun zihni karışık.
***
Şu anda kamuoyuna yansıdığı kadarıyla AK Parti’nin nihayet doğru bir modele yöneldiği ve bu konuda ciddi çalışmalar yaptığı anlaşılıyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun hem hukuksal realiteyi, hem de toplumsal hassasiyeti dikkate alan değerlendirmeleri AK Parti’nin meseleyi ciddi bir şekilde ele aldığını gösteriyor. Unutmayalım, doğru bir başkanlık modelini de içeren yeni bir anayasa hem AK Parti’nin toplum nezdindeki kredibilitesini arttıracak, hem de demokrasinin kalitesini yükseltecektir.
AK Parti’nin oluşturduğu komisyonda değerlendirmelerde bulunan BaşbakanDavutoğlu diyor ki: “Bizim tezimiz yüzde 100 başkanlık sistemi olmalı. Tartışmaları bu başlık altında yürütmeliyiz.” Bu arada Davutoğlu’nun başından itibaren ‘kuvvetler ayrılığı’ ve ‘denge denetleme’ ilkeleri konusunda kararlı olduğunu da biliyoruz.
***
Ayrıca Başbakan’ın, referandum için gerekli 330 oyun bulunması konusunda ‘Güneş Motel’ algısı oluşturabilecek davranışlardan kesinlikle kaçınılması yönünde uyarıları var ki, bu gerçekten önemli. Zira böyle bir algı anayasanın mehabetini bozabileceği gibi, referandumu da toplum nezdinde zora sokabilir.
Açıkçası bu süreçte toplumu bir kutuplaşma çıkmazına sokmadan, anayasayı ve başkanlık sistemini herkesin anlayabileceği bir dille tartışmak gerekiyor. En tehlikelisi de başkanlığı amigolar üzerinden tartışmak... Eğer kutuplaşma siyasetini besleyecek bir takım siyasi amigoların lider kutsama ya da ‘ihanet’ diliyle bu süreci zehirlemesine izin verirsek gerçekten yazık olur"