Karar gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, ABD ve AB yaptırımlarına ilişkin olarak, "İş bu noktaya gelmeden ülkemizi 'masaya yatırılan ülke' konumuna düşürmeyecek bir müzakere dili bulmamız, oluşturmamız lazımdı." görüşünü savundu.
Taşgetiren yazısında, "Yaptırıma maruz kalan ülke' olarak dünya gündeminde konuşulmak hoş değil. Daha önce AB tarafından 'masaya yatırıldık.' AB liderleri 'Biden gelsin, o zaman konuşalım Türkiye’yi' dediler, Mart’a ertelediler, Amerika o zamanı beklemedi, yaptırımı devreye soktu.Şahsen benim içim acıyor. İnsanın onuruna dokunuyor. Amerika’ya (Batı’ya) isyan ediyorum. Ama ilişkiler neden bu noktaya geliyor? Doğu Akdeniz’de haklıyız. Kıbrıs’ta haklıyız. Azerbaycan’da haklıyız. Tartışmalı başlıklar olsa da Amerika ve Avrupa ile en problemli konuların başında bunlar geliyor. Amerika ve genelde Batı, Azerbaycan’da, Kıbrıs’ta, Doğu Akdeniz’de açık biçimde haksızlık yapıyor. Bu haksızlıklar açık olduğu için, diyelim insan hakları alanındaki itirazları da, bu haksızlığı örten gerekçelere dönüşüyor." düşüncesini dile getirdi.
Taşgetiren, "Diyorum ki iş bu noktaya gelmeden ülkemizi 'masaya yatırılan ülke konumuna düşürmeyecek bir müzakere dili bulmamız, oluşturmamız lazımdı. Söylemde isyanları oynamayı, öfkemizi kamuoyuna yansıtmayı tercih ettik. Bu, içerde halkın duygularını siyasi desteğe dönüştürmekte işe yarıyordu. Ama sorun çözmüyordu. O isyan - öfke dili politikaya dönüşebilecek gücü arkasında taşıyor olsa anlarım. Bakın işte, Amerika, 'Yaptırım uygularım' dedi, dedi ve şimdi uygulamayı devreye soktu. Biz de 'Trump Caatsa’nın hepsini devreye sokmadı, yaptırım maddelerini azalttı, Avrupa’da da herkes Yunanlı – Fransız değil, oradan oy birliği ile yaptırım çıkmaz, en azından Almanya fren koyar' gibi teselliler geliştiriyoruz." ifadesini kullandı.