Karar yazarı Mustafa Karaalioğlu, "Hepimiz aynı gemideyiz" diyen Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a tavsiyelerde bulundu. Karaalioğlu, tavsiyesinde "Artık herkese bu kavramların sahici ve değerli olduğunu hissettirecek adımları atalım. Herkese derken gerçekten herkese" ifadesini kullandı.
Karaalioğlu'nun "Aynı gemide seyahat keyfi için" başlığıyla yayımlanan yazısının bir bölümü şöyle:
Cumhurbaşkanı en son “Hepimiz aynı gemideyiz” dedi. Gayet tabi, bir ülkenin bütün vatandaşları aynı gemidedir. Birinin iyi ve kötü halleri diğerinin hayatını etkiler. Geminin bir kısmı su alıyorsa tamamı batma tehlikesi yaşıyor demektir. Ya da tersi… Kader birliği; ortak fayda, ortak mutluluk veya ortak istikamet açısından benzetme son derece doğrudur.
Bununla birlikte ülkeler gemi gibi denizin ve ıssızlığın ortasında yaşamazlar. Siz çok isteseniz de gemi arzuladığınız istikamete gitmeyebilir. Dünya diye bir gerçek vardır ve aldığınız almadığınız ve de alamadığınız bütün kararlar mukadderatınızı etkiler. Geminin rotasını belirlemek ve sahili selamete varmasını temin etmek için ortak aklı ve istişareyi çalıştırmak zorundasınız. Bir demokraside ortak akıl da yönetici elitin, iktidarın ve bürokrasinin beyin fırtınasından ibaret değildir. Bütün ülkenin; yani, muhalif muarız, zengin fakir, genç yaşlı, kadın erkek, azınlık çoğunluk ahalinin tamamının beyin fırtınası yapabilme serbestisi demektir. Yani, en basit ve bilinen tabirle düşünce özgürlüğü ve ifade hürriyetinin varlığı demektir. Bu olursa, herkesin fikrini rahatça ifade edebildiği bir sistem kurulursa o zaman gemide seyahat de keyifli olur.
Türkiye, 24 Haziran’dan beri, yani başkanlık sistemine geçişin ilk seçiminden itibaren ekonomik kriz, diplomatik gerilimler ve şimdi de tekrarlanan seçimler nedeniyle gerçek gündemine odaklanamadı. Gerçek gündem dediğimiz şey, ekonomiden diplomasiye kadar bütün sorunların anası olan demokrasi eksikliğinin giderilmesi ve hukuk devleti düzeninin acilen tesisidir. Bu ihtiyaç öylesine acil bir hal aldı ki ve bunlara bağlı sorunlar o kadar birikti ki Cumhurbaşkanı’nın bu kez toplumun önüne tartışma koymak yöntemini pas geçip doğrudan hamle yapmasının vakti geldi.
Evet demir soğumalı, evet aynı ruhu taşıyoruz, evet aynı gemideyiz… Hatta yeni değil, onyıllardır söylendiği gibi sevinçte, tasada, kederde, kıvançta da biriz…
Buna ne şüphe…
Ama artık herkese bu kavramların sahici ve değerli olduğunu hissettirecek adımları atalım. Herkese derken gerçekten herkese… Kimsenin dini, dili, fikri, etnik kökeni, bölgesi ve doğuştan gelen özellikleri nedeniyle ayırım göremeyeceği prensibine riayet ederek hayata geçirelim. Sadece sorunlarını hâlâ çözemediğimiz Kürtlere ya da Alevilere değil, bu kesimlere ilaveten mutsuzlukları gözlerinden giderek daha fazla okunan yeni problemli kesimlere de eşit vatandaş olduğunu hissettirelim.
Hissettirelim ki bu ülke sorunlarını çözmek yerine kendi kendisine afra tafra yapmaktan ve birbirine eziyet etmekten kurtulabilsin.