Gündem

Kartalkaya Kayak Merkezi'nde 76 kişinin hayatını kaybettiği yangın faciası hakkında köşe yazarları ne dedi?

Fotoğraf: AA

22 Ocak 2025 07:22

Güncelleme: 22 Ocak 2025 08:34

Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'nde bulunan Grand Kartal Otel'de dün (21 Ocak) sabaha karşı çıkan yangında 76 kişi hayatını kaybetti. Facia köşe yazarlarının gündemindeydi.

Köşe yazarlarının Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki yangınına dair değerlendirmeleri: 

Can Ataklı: Yine bir faciadan sonra aklımız başımıza geldi

"Bolu Kartalkaya kayak merkezindeki Grand Kartalkaya otelinde çıkan yangın ne yazık ki pek çok kişinin ölümüne neden oldu. Saatlerce süren yangından sonra ortaya birçok iddia atıldı. 7 katlı otelin yangın merdiveni yokmuş. Bina içinde yangın söndürme sistemi bulunmuyormuş. Otelde yangın alarm sistemi kurulmamış. Personel yangın eğitiminden geçmemiş. Her yıl binlerce kişinin geldiği bir kayak merkezinde itfaiye teşkilatı olmadığı gibi tek bir yangın söndürücü araç bile tahsis edilmemiş. Bu otel beş yıldızlı bir otel. Belediye alanı dışında turizm bakanlığı denetiminde. Her zaman olduğu gibi yine hepimizi derin üzüntüye boğan bir faciadan sonra geldi bunlar aklımıza."

Yazının tamamı için tıklayın.

Deniz Zeyrek: Otelin en üstteki iki katının kaçak olduğunu iddiası 

"Bu tür oteller Turizm Bakanlığı'nın verdiği belgelerle işletiliyor. O nedenle de denetimler Turizm Bakanlığı tarafından yapılıyor. Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, itfaiye raporlarının olumlu olduğunu açıklayarak sorumluluğu Belediye'ye yıkmaya çalıştı ama bir kaynağım durumun öyle olmadığını, mevzuata göre Bakanlığın denetim konusunda tam ve tek yetkili olduğunu söyledi. Bu otelin en üstteki iki katının kaçak olduğunu iddia eden bir kaynağım, 'Hatta otel belgeyi aldığında üst katta restoran da yoktu' dedi. Yangın söndürme tesisatlarının, yangın çıkışlarının her yıl denetlenmesi gerektiğini de söyleyen kaynağım, 'Bu ölçekte bir yangın felaketi yaşandıysa, otelde yangın tertibatı yeterli değildir. Bu da denetimin hakkıyla yapılmadığını gösteriyor' yorumunu yaptı."

Yazının tamamı için tıklayın.

Yıldıray Oğur: Asıl konuşulması gereken, otelin sahibinin pek de denetlenmesi kolay olmayan biri olması

"Şimdiden sorumlu kim tartışmasında herkes kendi cephesinde saf tuttu bile. İktidarı destekleyenler CHP'li belediyeyi, muhalifler Kültür ve Turizm Bakanlığı'nı suçluyor. İkisinden de sorumlu olduğu gibi buz gibi bir gerçek pek itibar görmüyor. En az konuşulan ve asıl konuşulması gereken ise otelin sahibinin pek de denetlenmesi kolay olmayan biri olması."

Yazının tamamı için tıklayın.

Sedat Ergin: Kartalkaya'da 76 vatandaşımız neden öldü?

"Bir yangın patlak verdiğinde ne yapılması gerektiği bu kurallarda yazılıdır. Örneğin, yangın çıktığında yayılmaması için yapının ne şekilde donatılması gerektiği bellidir. İnsanların hangi kaçış yollarından kendilerini dışarı atacaklarının da bu kurallarda gösterilmiş olması gerekir.

Ancak dün televizyonlarda, bulundukları odaların camlarından, içerdeki çarşafları birbirine bağlayarak aşağı sarkıtıp, bunlara tutunarak aşağı inmeye, kendilerini kurtarmaya çalışan insanların görüntüleriyle karşılaştık.

Camdan çıkmayı denediklerine göre, bulundukları kattan kendilerini dışarı atabilecekleri bir kaçış yolu bulamamışlardı. Oysa emniyetli bir şekilde binadan çıkışlarını mümkün kılacak bütün önlemlerin düşünülmüş olması gerekmez miydi? Aslında kâğıt üstünde bu önlemler düşünülmüş görünüyor."

Yazının tamamı için tıklayın.

Abdulkadir Selvi:mOtel yangını değil ihmal öldürdü

"Güne Bolu Kartalkaya'dan gelen otel yangını haberiyle başladık. Acımız büyük. Grand Kartal Oteli'nin mutfak kısmında çıkan yangınla ilgili ihmal ve kusur araştırılıyor. Otelin ahşap olmasının facianın boyutlarını artırdığı söyleniyor. Yangının çıkışı sırasında ve daha sonra ihmal olmasa bu kadar büyük bir facia yaşanır mıydı? O nedenle otel yangını değil ihmal öldürdü diyorum. Ama gidenler gitti. Büyük bir can pazarı yaşandı. Tatil yapmak için geldikleri otelde kimi dumanla boğularak kimi yanarak can verdi. Bu acıya yürek dayanmaz. Yangında yakınlarını kaybedenlere Allah sabır versin. Milletimizin başı sağ olsun."

Yazının tamamı için tıklayın.

Emin Çölaşan: Ne işe yarar bu yayın yasakları?

"Bu iktidar her önemli olay sonrasında ‘yayın yasağı' getirmeye fena halde alışmış durumda. Dünkü olay sonrasında da aynı olaya tanık olduk. Önce RTÜK, sonra da Bolu'da bir mahkeme tarafından yayın yasağı getirildi. Ne işe yarar bu yayın yasakları? Ortada bir felaket var. Onlarca insanımız can vermiş...Hem de feci bir biçimde. Çaresiz bir biçimde yanarak, kavrularak. Neyi kimden gizlemeye çalışıyoruz? Peki ama yayın yasağı niçin? Herkes kendi gücünü kanıtlamanın peşinde mi? Çok yanlış, çok anlamsız bir karar. Üstelik dün gördük, bütün televizyon kanalları şakır şakır yayında idi."

Yazının tamamı için tıklayın.

Uğur Dündar: Yayın yasağı nedeniyle daha fazla yazamıyorum

"Düne ise Bolu-Kartalkaya'dan gelen facianın yüreklerimizi yakan haberiyle uyandık. Aralarında Sözcü ailesinin değerli ve saygın yazarlarından Nedim Türkmen ile ailesinin de yer aldığı 66 canımızı yitirmiş olmanın dayanılmaz acısını yaşadık. Faciada hayatlarını kaybedenleri rahmetle anarken 51 yaralımıza da acil şifalar diledik. (Yayın yasağı nedeniyle daha fazla yazamıyorum.)"

Yazının tamamı için tıklayın.

Mustafa Mutlu: Güvenlik önlemleri, her türlü riske karşı alınmalıydı, peki; alınmış mı?

"Acımız çok büyük! Her yerde yangın çıkabilir. Olabilir. Ama... Bu kadar yoğun insanı barındıran bir yapının güvenlik önlemleri, her türlü riske karşı alınmalıydı. Peki; alınmış mı? Görünen o ki, hayır! İki yangın merdiveni var ama yerini bilen, yangın sırasında kullanabilen yok. Yangın alarmı yok, varsa da çalışmıyor. Her odada, koridorlarda olması gereken otomotik yangın algılama ve söndürme sistemi yok. Bunları bırakın, kolayca ulaşılabilecek yangın tüpü bile yok. Olası bir yangına müdahale ekibi yok... Mutfak, kalorifer dairesi gibi yangın riski taşıyan alanlarda izolosyon yok. Bakanlıkların denetimi yok... Böylesine yoğun bir kalabalığın bulunduğu yerde bir itfaiye merkezi yok. En yakın itfaiye merkezi 45 kilometre mesafede."

Yazının tamamı için tıklayın.

Yavuz Donat: Yara, yıllarca kanayacak

"Büyük acı... Yok olan hayaller... Zehir olan tatil... Söyleyecek söz bulamıyoruz. 76 can kaybı... 51 yaralı. Milletçe üzüntümüz sonsuz. Başımız sağ olsun. Sorumlular elbette cezalandırılacak. Ama... Ya kaybettiklerimiz? Yara, yıllarca kanayacak."

Yazının tamamı için tıklayın.

Salih Tuna: Sorumlu olan kim varsa hesap vermeli

"Kimse sorumluluktan kaçamaz. Başta otelin sahipleri olmak üzere ilgili bakanlıktan belediye başkanına kadar sorumlu olan kim varsa hesap vermeli. Yüzde yüz dolu turistik bir otelde yangın alarmının bile çalışmaması, can havliyle yaşlı-genç insanların pencerelerden atlamak zorunda kalması nereden baksanız fecaattir."

Yazının tamamı için tıklayın.

Dilek Güngör: Ortada bir yetki karmaşası olduğu açık

"Dün yapılan açıklamalara bakın. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, 76 cana mezar olan otelin ruhsatının Turizm Bakanlığı tarafından verildiğini, kendi yetki sınırları dışında bir bölge olduğunu söylüyor. Anlayacağınız, sorumluluğu bakanlığa atıyor, algı yapıyor. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy ise 2021 ve 2024'te denetleme yapıldığını, itfaiyenin yetkisinde olan yangın yeterlilik belgesinin olduğunu anlatıyor. Burada haklıyı haksızı tartışmayacağım. Zira daha cenazeler bile defnedilmeden yapılan bu tartışmanın yanlış olduğunu düşünüyorum. Fakat, ortada bir yetki karmaşası olduğu açık…"

Yazının tamamı için tıklayın.

Melih Altınok: Yangın tedbiri gibi, bir otel için en hayati şartın onca yıl boyunca denetlenmemesinin izahı var mı?

"Yetkililerin otelde iki adet bulunduğunu açıkladıkları yangın merdivenlerinin dışarıdan görünmemesi de garip. Görgü tanıkları, yangın merdivenlerinin binanın içine çıktığını söylüyor. Yangın esnasında müşterilerin çarşafları birbirine bağlayarak bina dışına ulaşmaya çalışmaları da her şeyi özetliyor. İşletmenin Turizm Bakanlığı'na beyan ettiği, 'Bahsi konusu işletmenin faaliyete geçmesinde yangın tedbirleri açısından herhangi bir sakınca yoktur' raporunu hazırlayan İtfaiye Müdürlüğü yetkilileri ise bu gibi 'önemsiz' ayrıntıya takılmamışlar. Çok 'hoşgörülülermiş' doğrusu! Otelin çok eskiden yapılması da bir bahane değil. Yangın tedbiri gibi, bir otel için en hayati şartın onca yıl boyunca denetlenmemesinin izahı var mı? Bölgedeki diğer oteller için de itfaiyenin verdiği 'sakıncasız' raporları acilen gözden geçirilmeli."

Yazının tamamı için tıklayın.

Mevlüt Tezel: Bu oteli en son kim denetledi?

"Çocuklara karne hediyesi olsun diye geceliği 38 bin TL olan Bolu'daki Grand Kartal Otel'e git. Ve çıkan yangında hayatını kaybet! Otelde ahşap malzeme yoğun bir şekilde kullanılmış. Yangın merdiveni var ama otelin içinde! Otelde kalanlar yangın alarmının çalmadığını söylüyor. Otelde yangına karşı yeterli önlemlerin alınmadığı belirtiliyor. Böylesine gözde bir turistik merkezde yangına karşı neden bir itfaiye aracı hazır bekletilmez? Gelen son haberlere göre 66 kişi hayatını kaybetti, 51 kişi yaralandı. Bunun adı katliamdır! Bu oteli en son kim denetledi? Kim işletme ruhsatı verdi? Otel işletmecisi kim? Yangın faciaya dönüşürken kimlerin ihmali oldu? Sorumlular kimlerse en ağır şekilde cezalandırılmalı! Hesap sorulmazsa yine aynı faciaları yaşarız."

Yazının tamamı için tıklayın.

Mustafa Balbay: İlk önlemler arasında yayın yasağı var! 

"Kartalkaya'daki faciayla ilgili iktidarın aldığı ilk önlemler arasında yayın yasağı var! Keşke bunun yerine cumhuriyet savcılarından birinin görevi kamuoyunu bilgilendirmek olsaydı. İlk bulgulara göre suçlu, sorumlu kimse ortaya çıksaydı!"

Yazının tamamı için tıklayın.

Arif Kızılyalın: ıpkı 6 Şubat depremleri gibi geçiştirilecek

"Evrensel hukuk kurallarının uygulandığı bir ülkede olsak şimdiye kadar onlarca siyasi ve bürokrat hesap veriyor olurdu. Tıpkı 6 Şubat depremleri gibi geçiştirilecek. Anlaşılan o ki yandığımızla kaldık!"

Yazının tamamı için tıklayın.

İnanç Uysal: Bu sefer de Bolu Kartalkaya... 

"Bu sefer de Bolu Kartalkaya'da bir otelde çıkan yangın ve yiten canlar geliyor gündeme. Adını anarak daha da ünlü etmek istemediğim bazı sosyal medya mücahitleri buradan bile siyaset devşirip Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan'a yangın ve sığınmacılar üzerinden saldırıyorlar. Oysa bu meselede sorumlu idarenin Bakanlık olduğunu bilmemeleri mümkün değil. Biraz iddalı oldu sanırım bu cümle aslında pekala o da mümkün ama bana bu cehalet hali biraz kasıtlı görünüyor."

Yazının tamamı için tıklayın.

Turgay Güler: Hiçbir tedbir, önlem yok!

"Otelin yangın uyarı sistemi yok. Yangın söndürme sistemi yok. Yangın merdiveni yok. Otelin uzman personeli yok. Otel ahşap ve buna uygun tedbir yok. Yok! Hiçbir tedbir, önlem yok! Sonuç facia! Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan 'ruhsatı ben vermedim' deyip çekildi. İtfaiye ruhsatını kimi veriyor, bakkallar odası mı? Hadi sen vermedin de kim denetliyor, kanarya severler derneği mi?"

Yazının tamamı için tıklayın.

Hikmet Genç: Bu faciaya sebep olan kim/ler ise, en hızlı ve en ağır şekilde cezalandırılması şart

"Ağır bir imtihan. Yanarak, dumandan boğularak ya da metrelerce yükseklikten atlayarak can verdi insanlar... Güvenlik tedbirlerinin alınmaması, yangın yönetmeliklerinin uygulanmaması, sahte yangın yeterlilik ruhsatı.., vesaire... Bu faciaya sebep olan kim/ler ise, en hızlı ve en ağır şekilde cezalandırılması şart."

Yazının tamamı için tıklayın.

Kurtuluş Tayiz: Turizm Bakanı'nın yaptığı açıklamadan anlıyoruz ki, bugüne kadar yüzlerce, hatta binlerce otelde yaptıkları denetimlerin pek bir güvenirliği yok

"Turizm ve Kültür Bakanlığı'nın yaptığı denetimlerde binanın yangın yeterlilik belgesinin olduğu görülmüş. Kağıt üzerinde görülmüş tabii, gerçekte ne kadar yeterli olduğu denetlenmemiş. Turizm Bakanı'nın yaptığı açıklamadan anlıyoruz ki, bugüne kadar yüzlerce, hatta binlerce otelde yaptıkları denetimlerin pek bir güvenirliği yok. Kartalkaya'daki oteli denetledikleri gibi ellerine benzer belgeler tutuşturulmuş olabilir.

Yangın yeterlilik denetimini yapan itfaiyeye gelirsek. Yetki belediyede. Belediye inkâr etse de faaliyet raporlarında konaklama yerlerinin rutin kontrolünü üstlendikleri anlaşılıyor. Bu durumda sorulacak soru söz konusu otele yangın yeterlilik belgesi nasıl verilmiş? Hangi tarihte, kimin tarafından? Rüşvetle mi? Ömür boyu bedava tatil karşılığı mı?"

Yazının tamamı için tıklayın.

Cem Küçük: Türkiye'de iyi giden şey çok ama kötü giden şey de çok... İnsan hayatının değeri mesela sıfır. 

"Ülkemizde verilen evrakların hepsi kâğıt parçası. Dağ başında bir otel. Yanında başka oteller de var. O civarda itfaiye ile alakalı bir alan olması gerekmez mi? 66 can gitti. Ama evraklar tamamdı. Evraklar tamam olunca sorunlar bitiyor(!) O evrakların hepsi kâğıt parçası. Yeterlilik belgesi almış. Almış ama yangına müdahale edememiş. Küçük bir itfaiye aracı olsa fena mı olurdu? Türkiye'de iyi giden şey çok ama kötü giden şey de çok... İnsan hayatının değeri mesela sıfır. Hiç önemi yok. Ölen öldüğüyle kalıyor. Tedbir alma yok. Her şey masabaşında iyi... Yeterlilik belgesi varsa her afet ve kazadan kurtuluruz(!)"

Yazının tamamı için tıklayın.

Bolu'daki Grand Kartal Otel yangınında ölü sayısı 76'ya yükseldi! İşletme sahibi dahil 9 kişi gözaltında | Neler yaşandı, yangına ne sebep oldu?

Dağda yangın katliamının ortaya çıkardığı skandal: Türkiye'nin en önemli kış turizmi merkezlerinden Kartalkaya'da itfaiye aracı yok!

Yangında da aynı, depremde de: Can kaybı belirsiz, yetkili belirsiz, denetleyen belirsiz, eleştiri bile yasak

 

Kızılcık Şerbeti kamera arkası: Nursema, Pembe, Fatih, Doğa ve diğer karakterler konuştu