Kazdağları'nda maden direnişi; halk beton ve talana karşı ayakta

T24 Çevre

Kazdağları, Türkiye'nin oksijen kaynağı olarak bilinen ve doğal güzellikleri ile ünlü, madencilik faaliyetlerinin tehdidi altında. Çanakkale'nin Bayramiç ilçesine bağlı Hacıbekirler köyü sakinleri, Halilağa Bakır Madeni projesine karşı mücadelelerini sürdürüyor. Çevresel etki değerlendirme (ÇED) raporuna rağmen, yurttaşlar Danıştay kararını beklerken, şirket faaliyetlerine devam ediyor ve bölgede beton dökmeye başladı.

TIKLAYIN - Cengiz Holding'in Kazdağları'ndaki çevre katliamı devam ediyor: Beton dökme işlemi başladı

Köylüler, "Burası bizim vatanımız, toprağımızı maden şirketine vermek istemiyoruz," diyerek, direnişlerini ifade ediyorlar. BirGün'ün haberine göre, Hacıbekirler köyünden Süleyman Güven, maden projesine karşı dava açtıklarını ve mücadeleyi sonuna kadar götüreceklerini söyledi: "Bizim köyümüzü, toprağımızı, doğamızı madene feda etmeye niyetimiz yok."

Köy sakinlerinden 75 yaşındaki Habibe Dönmez, maden projesinin kendilerine getireceği zararları şöyle aktardı: "Bu maden bizi zehirleyecek. Neden bizim sağlığımızı ve doğamızı tehdit eden bir şeye izin verelim ki? Ben 75 yıldır buradayım ve madene değil, temiz havaya, suya ve sağlıklı bir çevreye ihtiyacım var."

TIKLAYIN - Köylülerin Kazdağları için direnişi sürüyor: Cengiz Holding'in hukuksuz kesimi durdurulmazsa ormanımız yok olacak

Yanıklar köyünden 55 yaşındaki Ayfer Keneroğlu, madencilik faaliyetlerinin bölge için ölüm fermanı olduğunu vurgularken, "Biz Kazdağları'nın temiz havasında yaşamak istiyoruz. Maden yapılırsa suyumuz ve havamız kirlenecek. Biz burada ölmek istemiyoruz, sağlıklı bir yaşam sürmek istiyoruz" açıklamasında bulundu.

Gülümser Çelik ise, köylerine döndükten sonra yaşadığı hayal kırıklığını şöyle anlattı: "Yanıklar’da doğup büyüdüm ve buraya temiz hava için geri döndüm. Şimdi maden projeleriyle hayatımızı da toprağımızı da elimizden almak istiyorlar. Emekli maaşıyla başka bir şehirde nasıl geçinebiliriz? Biz kendi sütümüzü, yoğurdumuzu yapıyoruz, bu da giderse yaşamımızı sürdüremeyiz."