Cizre’de dün akşam 12 yaşındaki Nihat Kazanhan’ın polisten çıktığı iddia edilen bir kurşunla hayatını kaybetmesiyle ilgili bir açıklama yapan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, “Sömürgeci savaşın en kirli ve en kuralsız biçimde topyekun uygulandığı 90’lı yıllarda bile direnmesini bilen Cizre – Botan halkı, AKP devleti ve paraleli Hüda – Par’a karşı elbette direnecek, serhıldanları daha da yükseltecektir. Halkımız, AKP devletine ve Hüda – Par’ın saldırılarına karşı öz savunmasını ve örgütlülüğünü geliştirerek cevap vermelidir. Kürdistan'da hiçbir saldırı karşılıksız kalmamalıdır. Halkımız her türlü saldırılara karşı öz savunma, meşru ve demokratik direnme hakkını geliştirerek karşılık vermelidir” dedi.
ANF'de yer alan habere göre, yazılı bir açıklama yapan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, AKP’nin Kürt sorununun çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi için müzakere adına hiçbir adım atmazken, istikrar dediği kamu düzeni adına her gün cinayetler işlediğini belirtti. Kürtlerin kızları ve oğullarını katletmeye devam ediyor diyen KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı açılamasında şunları belirtti:
“En son Cizre’de 12 yaşındaki Kürt çocuğu Nihat Kazanhan AKP devletinin polis kurşunlarıyla katledilmiştir. Cizre’de son iki aydır üst üste cinayetler işlenmektedir. Bu cinayetlerin AKP iktidarının, polis ve asker güçleriyle paralel Hüda - Par tarafından işlendiği tescilidir.
Cizre’de devletinin zırhlı araçları plakasız dolaşmakta, halkın üzerine kurşun yağdırmaktadır. Sicili geldiği Trabzon’da belli olan yeni Emniyet Müdürü ile birlikte, Cizre’de tam bir devlet terörü estirilmiştir. DTK eş başkanları Hatip Dicle ve Selma Irmak’ın Reber Apo’nun Cizre – Botan halkına mesajını iletmek üzere gittikleri Cizre’de aynı gün hiçbir olay olmadığı halde Nihat Kazanhan’ın polis kurşunlarıyla katledilmesi, AKP devletinin Kürt halkına olan düşmanlığını ve Önder Apo’nun ısrarla geliştirmek istediği müzakere sürecine nasıl sahte ve ikiyüzlü bir politikayla yaklaştığını açıkça gözler önüne sermektedir.
AKP devletinin, Kürt Halk Önderi Reber Apo’yla yaptığı görüşmelerin amacı Kürdistan'da sömürgeci sistem istikrarını sağlamaktır. Bir taraftan çözüm süreci adına sahte algı yaratarak Kürtleri yanıltmaya, her türlü baskı ve operasyonlara karşı sesiz ve tepkisiz kalmaya zorlamak istemekte, diğer yandan siyasi ve kültürel soykırım politikalarıyla yoğun tutuklama ve katliamlarla halkı sindirmeye ve teslim alamaya çalışmaktadır.
AKP devleti, Önder Apo’yla çoktan müzakere oturup nihai çözüme doğru ciddi bir mesafe almak gerekirken, süreci her gün geriye çekip operasyon geliştirerek cinayetler işlemeye devam etmektedir. Bütün bu gelişmeler göstermektedir ki, AKP devleti asimilasyonist – inkarcı zihniyetini bir milim olsun terk etmemiştir. Kamu düzenini sağlamak adına halen çocukları katlederek sonuç alacağını düşünmemektedir.
Başta Cizre – Botan halkı olmak üzere, Kürdistan halkı sömürgeciliğin bu inkarcı ve katliamcı zihniyet ve uygulamalarına yabancı değildir. Sömürgeci savaşın en kirli ve en kuralsız biçimde topyekun uygulandığı 90’lı yıllarda bile direnmesini bilen Cizre – Botan halkı, AKP devleti ve paraleli Hüda – Par’a karşı elbette direnecek, serhıldanları daha da yükseltecektir. Halkımız, AKP devletine ve Hüda – Par’ın saldırılarına karşı öz savunmasını ve örgütlülüğünü geliştirerek cevap vermelidir. Kürdistan'da hiçbir saldırı karşılıksız kalmamalıdır. Halkımız her türlü saldırılara karşı öz savunma, meşru ve demokratik direnme hakkını geliştirerek karşılık vermelidir.”