Türkmen bakan Aydın Maruf: Barış ve ortak irade, Kerkük için çok önemli
IKBY'de Türkmenleri bir bakan ve beş milletvekili temsil ediyor.
Görüştüğümüz Türkmen kaynaklar, olayda karşılıklı bir çatışmanın olmadığını, silahlı Haşdi Şabi milislerinin sivil göstericilere ateş etmesi üzerine gerilimin arttığını söylüyor.
BBC Türkçe’ye konuşan IKBY Bölge Bakanı Aydın Maruf, "Barış ve ortak irade Kerkük için çok önemlidir" dedi.
Türkmen bakan Aydın Maruf, Kerkük’teki son gelişmelerin, etnik topluluklar arasında yaşanan bir çatışma olarak lanse edilmeye çalışılmasından rahatsız.
Maruf; Arap, Kürt, Türk, Hristiyan grupların bir arada yaşadığı Kerkük’ü "Irak’ın küçük bir modeli" olarak nitelendirdi, şehirde herhangi bir tarafı etkileyecek bir saldırının, Irak geneline yayılabilme potansiyelde olduğu uyarısını bulundu.
Maruf, Kerkük'te tüm taraflara sağduyu çağrısı yaptı:
"Irak Anayasası'na göre Türkmen, Şii, Sünni, Kürt, Arap her kesim siyasi parti kurup her Irak kentinde ofis açabilir. Buna KDP de dahildir. Ama yaşanan bu hadise Kerkük’ü daha da siyasileştirdi. Bunun daha çok siyasileşmesi Kerkük halkına da olumsuz yansıyacaktır" dedi.
Türkiye’nin her zaman Türkmenlerin yanında olduğunu hatırlatan Maruf, Türkmenlerin de Irak’ta her zaman barıştan, ortak idareden, hak, hukuk ve adaletten yana olduğunu vurguladı:
"Barış ve ortak irade, Kerkük için çok önemlidir. Bunun için Kerkük'te Türkmen, Kürt, Arap, Hristiyan kardeşliğinin her şeyin üzerinde olması gerekir."
Türkmen Kalkınma Partisi Başkanı İlhanlı: Türkmenler iki taraf arasındaki çekişmeye alet olmamalı
Görüşlerini aldığımız Kürdistan Bölgesel Yönetimi Parlamentosu'ndaki Türkmen milletvekillerinden Muhammed İlhanlı ise ‘’Bu olay bizimle ilgili değil ve Türkmenlerin buna alet edilmeye çalışılması çok kötü’’ dedi.
Türkmen Kalkınma Partisi Başkanı Muhammed İlhanlı'ya göre Irak hükümeti ile Kürdistan Bölgesel Yönetimi arasındaki müzakerelerde, KDP’nin Kerkük’te fazla oy alması nedeniyle partinin kentte fiili olarak da varlık göstermesinin önünün açılması kararlaştırıldı.
İlhanlı, "Bu karar yavaş yavaş uygulamaya geçirildi, binanın devri de bu adımlardan biri" diye konuştu.
Arapların ve Haşdi Şabi milislerinin yaşananları seçimler öncesi propaganda malzemesi olarak kullanmak istediğini ve olayları bilinçli olarak sürdürmeye çalıştığını savunan İlhanlı, "Bazı Türkmenlerin de olaylara araç olmasından" rahatsız:
"Sanki Kerkük’teki Türkmenler de buna karşıymış gibi bir algı yaratıldı. Karargah binasının KDP’ye verilip verilmemesi meselesi hükümet, askeri güç ve KDP arasındaki bir meseledir. Federal mahkeme de kararı durdurdu ama bu duruma Türkmenlerin de alet edilmeye çalışılması kötü çünkü bu bizi ilgilendiren bir konu değil.
"Türkmenlerin etnik haklarını orada aramak, siyasi temsiliyetlerini Irak’ın genelinde savunmak yerine bu küçük meselelere Türkmenleri dahil etmek hiç uygun bir davranış olmadı. Türkmenler iki taraf arasındaki çekişmeye alet olmamalı."
Gazeteci Turhallı: Kerkük aslında İran'ın işgali altında
Erbil’de yaşayan gazeteci Ruken Turhallı ise 2017’den sonra Kerkük’te huzurun kalmadığını, şehirde devlet mekanizmasının işlemediği görüşünde.
Turhallı'ya göre Kerkük'teki son olaylarda, Haşdi Şabi üzerinden Irak ve Suriye’de kalıcı bir alan hakimiyeti kurmak isteyen ve bu gücünü kaybetmek istemeyen İran'ın payı çok fazla:
"Resmiyette atanmış vali, Irak ordusu şehre hakim görünüyor ama gerçekte durum öyle değil. Kerkük aslında İran tarafından işgal edildi, İran'ın işgali altında. İran, 2017’den beri Haşdi Şabi Türkmen ve Haşdi Şabi Şia’dan oluşan milis güçlerini oraya hakim kıldı. Yani Kerkük’te devlet yerine paramiliter güçler hakim olmaya başladı.
"Bu gerilimin ana sebeplerinden biri de, Kürtlerin Aralık'ta yapılacak seçimlerde sayısal üstünlük sağlayacak olması. Buna kesin gözüyle bakılıyor ve eğer öyle olursa Kerkük Valisi de çoğunluğu elde eden kesimden atanacak."
Kerkük'te bugüne nasıl gelindi?
Kerkük, Irak'ta en fazla petrol rezervine sahip ikinci şehir. Baas Partisi döneinde şehirde Araplaştırma politikası uygulandı, Kürtler ve Türkmenler bu politikadan zarar gördü.
2003 yılında ABD’nin Irak'ı işgali sonrası Kürtler Kerkük'e dönmeye başladı, şehirde nüfuzları arttı.
Irak Anayasası'nın 140. Maddesi, "tartışmalı bölge" olarak görülen Kerkük'ün geleceği için referandum yapılmasını öngörüyordu.
Söz konusu maddeye göre Saddam Hüseyin döneminde şehirden zorla göç ettirilen Kerküklüler evlerine dönecek ve kentte nüfus sayımı yapılacaktı.
Ancak Iraklı Kürtler 25 Eylül 2017'deki bağımsızlık referandumu sonrası Kerkük’te askeri ve siyasi güçlerini kaybetti. Şehirde kontrol, Irak ordusu ve Haşdi Şabi milislerine geçti.
Şehrin yönetimi de Irak merkezi hükümetine devredildi. Hükümet, Irak’ın güçlü Sünni Arap aşiretlerinden Cuburi'ye mensup Rakan Cuburi’yi kayyum vali olarak atadı.
Kürtlerin çekilmesiyle 16 Ekim 2017'de Kerkük’e giren Irak ordusu ve Haşdi Şabi güçleri, KDP'ye ait binayı boşaltmış ve binayı Operasyonlar Komutanlığı Karargahı olarak kullanmaya başlamıştı.