CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sakarya Meydan Muharebesi’nin 100. yılı dolayısıyla kaleme aldığı "Cihatsever değil, barışseveriz" başlıklı yazısında, "Mustafa Kemal başardı, ondan aldığımız ilhamla biz de başaracağız. Kimseye kin tutmadan, bütün âlemi bir kabul ederek" dedi. Kılıçdaroğlu, 2023'te Cumhuriyet'in kuruluşununu 100. yılının kutlanacağına vurgu yaparak, "Kimsenin şüphesi olmasın, Cumhuriyetimiz ikinci yüzyılına girdiğinde, Cumhuriyetimizin demokrasiyle taçlandırılması, güçlendirilmiş parlamenter sistemin kuruluş çalışmaları başlamış olacak" ifadesini kullandı.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Sakarya Meydan Muharebesi'nin 100. yılı için kaleme Cumhuriyet'te kaleme aldığı yazısında, "İşgalcilere ve egemen güçlere karşı, hukukumuzu temin edinceye kadar silahlarını elden bırakmayan ancak savaş taraftarı da olmayan, herkesle barış yapmak isteyen Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları gibi, bugün bizler de ülkemizi bölgemizde gerilimlere, çatışmalara çözüm üreten bir ülkeye dönüştürebiliriz" dedi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun yazısının bir bölümü şöyle:
"Sakarya Meydan Muharebesi, askeri sonuçları kadar önemli siyasi sonuçlarıyla da Türkiye Cumhuriyeti’nin mihenk taşlarından biridir. Çünkü Atatürk, tüm savaşlarda olduğu gibi Milli Kurtuluş Savaşı’na başladığı gün itibarıyla esas olarak barışı hedeflemiştir.
Sakarya Meydan Muharebesi sonrasında TBMM’de yaptığı konuşmada, milli sınırlarımız içinde hür ve bağımsız yaşama amacımızı, zafer kazanmış bir kumandanın değil, barış isteyen bir devlet adamının duygularıyla, özlemiyle betimler. Kazanılan zaferi önemsizleştirmez ancak kendisini ve milletini barışsever olarak nitelendirir.
“Bütün cihanın bilmesi lazımdır ki, Türk halkı, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve onun hükümeti uşak muamelesine tahammül edemez” der ancak devam cümlelerinde barışa, düşman olarak karşımıza dikilen ülkelerle de gelecekte barış içinde yaşama isteğine yer vardır.
Yunus Emre’nin, “Biz kimseye kin tutmayız, bütün âlem birdir bize” dizelerinden ilham almışçasına, “..İtilaf devletleri dahi varlığımızı ve milli bağımsızlığımızı tanıdıkları takdirde onlarla da aramızda hiçbir ihtilaf sebebi kalmayacaktır, derhal barış sağlanabilir. Biz savaş değil, barış istiyoruz. Sulh yapmaya hazırız ve bence buna mani hiçbir sebep yoktur” vurgusu yapar.
Barış arayışının 100. yılı
Bu çerçevede, “23 Ağustos - 13 Eylül 2021” tarihleri sadece Sakarya Meydan Muharebesi’nde kazanılmış bir büyük zaferin yıldönümü değildir. Mustafa Kemal Atatürk’ün, dünyada benzeri görülmemiş askeri bir zaferden kalıcı bir barış çıkarma mücadelesinin de yüzüncü yılıdır.
Unutulmamalıdır ki ulu önder Atatürk, milletinin istiklali için “yedi düvele/ dönemin egemen güçlerine” karşı savaşmaktan çekinmeyen ancak barıştan başka bir şey de düşünmeyen bir dâhiydi. Dolayısıyla Sakarya Meydan Muharebesi zaferi, “Yurtta ve dünyada barış” ilkesiyle özdeş bir başlangıcı ifade eder.
Savaş meydanlarında kazanılan zaferlerin, iktisadi zaferlerle olduğu kadar diplomatik zaferlerle de taçlandırılmasının miladıdır. Örneğin, Fransa’nın Sakarya Savaşı’nın hemen ardından TBMM ile imzaladığı Ankara Anlaşması, bu tür bir taçlandırmadır. 20 Ekim 1921 tarihli anlaşma, Sakarya Meydan Muharebesi’nin sonuçlarından biri olarak, TBMM’nin milli amaçlarının ilk defa Batılı bir işgal devleti tarafından kabulüdür.
Özetle, Sakarya Meydan Muharebesi’nin yüzüncü yılı barışı daha çok konuştuğumuz, barışı daha çok istediğimiz bir yıl olsun. Ülkemizin egemenlik haklarından ödün vermeksizin, yakın ve uzak komşularımızla barış dolu bir geleceği kurabiliriz. Üstelik bu barış dolu geleceğin öncüsü de biz olabiliriz.
İşgalcilere ve egemen güçlere karşı, hukukumuzu temin edinceye kadar silahlarını elden bırakmayan ancak savaş taraftarı da olmayan, herkesle barış yapmak isteyen Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları gibi, bugün bizler de ülkemizi bölgemizde gerilimlere, çatışmalara çözüm üreten bir ülkeye dönüştürebiliriz.
Unutmayın, gelecek yıl Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin ve Büyük Taarruz’un yüzüncü yılını, bir sonraki yıl da 2023’te cumhuriyetimizin kuruluşunun yüzüncü yılını kutlayacağız. Kimsenin şüphesi olmasın, Cumhuriyetimiz ikinci yüzyılına girdiğinde, Cumhuriyetimizin demokrasiyle taçlandırılması, güçlendirilmiş parlamenter sistemin kuruluş çalışmaları başlamış olacak.
102 yıl önce Samsun’da bir büyük inançla işe başlayan, 101 yıl önce Ankara’da bir zümre, aile veya kişinin hâkimiyetine dayalı değil, halkın iradesine dayalı demokratik bir meclis toplayan, 100 yıl önce benzeri görülmemiş bir zaferden barış çıkarmak için çaba harcayan Mustafa Kemal Atatürk yol göstericimizdir.
Mustafa Kemal başardı, ondan aldığımız ilhamla biz de başaracağız. Kimseye kin tutmadan, bütün âlemi bir kabul ederek."