CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazetecilerin telefonlarını sahte isimlerle başvurduğu yargıdan aldığı izinle dinleyen MİT'in "mahkemeleri aldatmadığı, aksine hâkimlerle koordineli çalıştığı" savunmasını eleştirdi. Kılıçdaroğlu, dava dosyasına giren MİT yazısı için "O belge hükümet-yargı ilişkisinin en somut ve inkâr edilemez delilidir. Kuralları nasıl kendilerine uydurduklarını gösteriyor. Yargıç eğer istihbarat örgütü ile işbirliği yapıp karar veriyorsa tarafsızlığına en büyük darbeyi bizzat kendisi vuruyor demektir. Bu konuyu mutlaka parlamentonun gündemine getireceğiz" dedi.
T24'ün ortaya çıkardığı ve Cumhuriyet'in manşetinden yayımladığı MİT yazısı TBMM gündemine geldi. CHP Başbakan Tayyip Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verirken Kılıçdaroğlu, sahte isimle gizli dinlemelerin sadece gazetecilerle sınırlı olmadığını söyledi.
2012 yılında, Taraf Gazetesi Kurucu Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan, Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Yasemin Çongar, yazarlar Amberin Zaman, Markar Esayan ve Mehmet Baransu ile Prof. Mehmet Altan'ın telefonlarının, MİT tarafından, sahte isimlerle yargıdan alınan izinle dinlendiği ortaya çıkmıştı. Yapılan suç duyurusunun ardından savcılık, ilgili MİT personeli için soruşturma izni istedi, ancak MİT, Müsteşar Hakan Fidan'ın imzasıyla gönderdiği yazıda soruştur talebinin reddini istedi. MİT, söz konusu yazıda, "mahkemelerin sahte isimlerle kandırılmadığı, aksine istihbarat faaliyetinin önemini takdir eden hâkimlerle koordineli olarak telefon dinlemesi yapıldığını" dile getirdi. Başbakan Tayyip Erdoğan, bu yazının altına "soruşturma izni vermediğine" ilişkin olarak imza attı.
'Yargı siyasi otoritenin emrinde'
MİT'in dava dosyasına giren bu yazısının T24'te yayımlanmasının ardından başlayan tartışma sürüyor.
MİT yazısını Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer'e değerlendiren CHP Geel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Biz yıllardır Türkiye’de yargının siyasi otoritenin emrinde olduğunu, birlikte çalıştıklarını söylüyoruz. Cumhuriyet’in ortaya çıkardığı bu belge, işte o hükümet-yargı ilişkisinin en somut ve inkâr edilemez delilidir. Kuralları nasıl kendilerine uydurduklarını gösteriyor. Yargıç eğer istihbarat örgütü ile işbirliği yapıp karar veriyorsa tarafsızlığına en büyük darbeyi bizzat kendisi vuruyor demektir. Bu konuyu mutlaka parlamentonun gündemine getireceğiz. Türkiye hukuk devleti. Bu yapılanan hesabı verilmeli.
Konunun sadece gazetecilerle sınırlı olmadığını biliyoruz. Yarın başka yurttaşlar için de yapılacak. Daha önce Hürriyet gazetesi CHP’li milletvekillerinin MİT tarafından izlendiğini gösteren haberler yaptı. Başbakan itiraz bile etmedi. Hatta onaylar tutum içinde oldu. Bakalım bu sefer ne yapacak? Türkiye’nin otoriter bir yönetim ile karşı karşıya olduğunu söylüyoruz. Bu belge de Türkiye’yi bir diktatörün yönettiğinin kanıtıdır.”