Gündem

Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a 1 milyonluk “montaj” davası

24 Mayıs 2023 15:33

T24/ANKARA

Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aleyhine CHP’nin “haydi” isimli reklam filmine PKK’lıların eklendiği “montaj videoyu” yayınlaması nedeniyle “hakaret ve iftira” iddiasıyla 1 milyon liralık manevi tazminat davası açtı. Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, davadan kazanılacak tazminatın şehit çocuklarına burs olarak dağıtılacağını söyledi.

Erdoğan “Ama montaj ama şu ama bu” demişti

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun PKK’lılarla beraber reklam filmi çektiğini gösteren görüntülerin montaj olduğunu katıldığı bir televizyon programında “ama montaj ama şu ama bu” diyerek kabul etmişti. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu da Erdoğan’a “montajcı sahtekar” demişti. Montaj videoya ilişkin karşılıklı açıklamaların ardından Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, Erdoğan aleyhine “hakaret ve iftira” iddiasıyla 1 milyon liralık manevi tazminat davası açtı.

“Montaj videolar hazırlattı”

Dava dilekçesinde, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybedeceği düşüncesinden hareketle, düştüğü acziyet içerisinde, Türk halkını yanıltmak üzere Kılıçdaroğlu ile ilgili montaj videolar hazırlatıp dolaşıma sokturduğu ve görüntüleri 7 Mayıs tarihli İstanbul mitinginde de yayınlattığı kaydedildi. Kılıçdaroğlu için seçim aşamasında kullanılmak üzere hazırlanan videoları Erdoğan’ın montajlatıp, tamamıyla yalan ve iftira kapsamlı kurgularla değiştirildiği ve PKK'lıların da videoya eklendiği belirtilen dilekçede, şöyle denildi:

“Genel Başkanımızın terör örgütleri tarafından desteklendiği, terör örgütü ile işbirliği yapıldığı haksız algısı verilmeye çalışılmıştır. Montaj videoyu yaratmak ve yaymak çalışmasının ana aktörü mertçe mücadele etme gerekliliğinden bihaber, acziyet içerisindeki Recep Tayyip Erdoğan'dır! Nitekim davalı 22 Mayıs tarihinde TRT'de yayınlanan programda bu videoların montaj olduğunu ikrar etmiştir. Dolayısıyla davalı, her halükarda suç kapsamlı videoların montaj video olduğunu bile bile bu kayıtları dolaşıma sokup, mitinginde bizzat yayınlatmakla haksız eyleminin asıl sorumlusu olduğunu ortaya çıkarmıştır”

“Yaptırımı olmalı”

Dilekçede Erdoğan’ın İstanbul mitinginde, montajlanmış videoyu izletirken, “Bay Kemal sırtını kimlere dayamış? Kandil’dekilere dayamış. Ya bunlar terörist. Bunlarla beraber yolda yürüyen bay bay kemale benim halkım benim vatandaşım hadi yürü beraber gidelim der mi?” dediği anımsatılarak, “Erdoğan montaj olduğunu bile bile video içeriğinin doğru olduğu algısını kamuoyuna vermeye çalışmıştır. Ahlaksızlık olarak tanımlanan bu eylemin hukuk düzleminde yaptırımı elbette olmalıdır” denildi.

“Ahlaksız saldırı”

Erdoğan’ın Malatya mitinginde de benzer söylemleri olduğu anımsatılan dilekçede, “Hayatının hiçbir döneminde terör örgütleri ile yan yana durmamış aksine terör örgütlerinin karşısında mücadele etmiş, daha ötesi terör örgütlerinin saldırısına maruz kalmış Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili olarak teröristlerle işbirliği yaptığı algısının yaratılmaya çalışılması yargı düzleminde ahlaksız, haksız saldırı kapsamında görülecektir” ifadeleri kullanıldı.

Erdoğan’ın sözleri hatırlatıldı

Dilekçede ayrıca “Erdoğan’ın terör örgütleri ile ilişkisine değinmek, geçmişten günümüze terör örgütlerine vermiş olduğu destekleri somutlaştırmak zorunlu hale gelmiştir!” denilerek, geçmiş konuşmalarına yer verildi.

Erdoğan’ın Nisan 2012'de “MİT Müsteşarımızı İmralı’ya gönderen benim, Oslo’ya gönderen benim. O benim sır küpüm”, 27 Eylül 2012'de “PKK ile görüşme talimatını bizzat ben verdim”, 18 Ekim 2012'de “PKK ile görüşülmesini ben istedim, sıkıntısı olan bana söylesin. Mesela yarın İmralı’ya gitmek gerekiyorsa Müsteşarıma gerekeni yap derim” gibi sözlerine de atıfta bulunulan dilekçede, bu açıklamalarının Erdoğan’ın PKK terör örgütüne bakış açısını, PKK terör örgütü ile iletişim halinde olduğunu, çıkarı söz konusu olduğunda bu eylemlerini sürdüreceği gerçekliğini ortaya koyduğu anlatıldı.

“İftira ve hakareti alışkanlık haline getirdi”

“Davalı Erdoğan’ın geçmişte kullandığı ahlak sınırlarını zorlayan söz ve açıklamalarından yola çıkarak davalının kişiliği de göz önünde bulundurulup davanın kabulüne karar verilmesi talep edilen” dilekçede, şöyle denildi:

“Davalı Erdoğan'ın; hakaret ve iftira kapsamlı sözleri kullanmayı alışkanlık haline getirdiği, bilinçli bir şekilde Genel Başkan'ın kişilik değerlerine zarar vermeye çalıştığı, kendi suç ve hatalarını gizleyebilmek ve onları başkalarına yansıtmak amacıyla böylesi iğrenç yollara başvurduğu gerçekliği gözetilerek değerlendirme yapılmasını diliyoruz.”

Şehit çocuklarına burs olarak dağıtılacak

Dava dilekçesinde, Kılıçdaroğlu’nun “Tazminat miktarları ilgilinin kişiliği, değerleri ve ederi dikkate alınarak belirlenmelidir. Erdoğan'ın kişiliği ve ederi için önceden biçtiğim 5 paralık değeri değiştirecek herhangi bir gelişme de görülmediğinden yine 5 kuruşluk dava aç” şeklindeki talimatı gereği daha önce Erdoğan aleyhine açtıkları tazminat davalarında 5 kuruş talep edildiği anımsatılarak, bu kez 1 milyon liralık dava açılmasının gerekçesi ise, “Kılıçdaroğlu’nun ‘Benim için Erdoğan'ın değerinde bir değişme yok. Ancak milleti bölme iradesini ortaya koymuş olması, fütursuzca yaklaşımı gözetilerek ve tahsil edilecek tüm miktar şehit çocuklarına eğitim bursu olarak verilmek üzere bu kez 1 milyon liralık dava açalım’ şeklindeki talimatı olduğu” sözleriyle açıklandı.

Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik, ayrıca sosyal medya hesabından da bir paylaşımda bulunarak, şunları söyledi:

“Genel Başkanımız ve 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun talimatı gereğince; Türk tarih ve kültürü ile özdeşleşmiş "Mertçe Mücadele" etik değerinden bihaber olan, Müfteriliği ise değer olarak benimseyip içselleştirmiş bulunan, Montajcıbaşından yani Erdoğan'dan; Montaj video sahtekârlıklarının hesabını sormak üzere davamızı açtık! Ancak bu kez Erdoğan’ın ederini gözetmedik! Kişiliğine biçilen değeri aşarak, 1 Milyon TL miktarlı olarak dava açma yoluna gittik: Şehitlerimizin çocuklarına eğitim bursu olarak dağıtılmak üzere...”