Gündem

Kılıçdaroğlu: Seçimde hedefimize ulaşamadık, demek ki bir şeyler eksik

Meclis'te yumruklu saldırıya uğrayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, grup toplantısında yaptığı konuşmada, seçimlerde istedikleri hedefe ulaşamamalarını 'demek ki eksiklerimiz var' şeklinde yorumladı

08 Nisan 2014 17:07

Partisinin Meclis'teki grup toplantısında konuşmak üzere geldiği Meclis'te yumruklu saldırıya uğrayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, saldırı sonrası kürsüye çıkarak açılamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, seçimlerde parti olarak 'hedeflerini gerçekleştiremediklerini' belirterek,  "Hedefimiz neydi, en azından beklentilerimizi gerçekleştiremedik. Şikayet etmek gibi, faturayı halka çıkarmak gibi bir lüksümüz yok. Neden beklentilerimizi gerçekleştiremedik, bunun üzerinde çalışacağız. Eksiklerimiz var demek ki, demek ki bir yerlerde belli şeyler eksik" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:

"Herkesi sükûnete davet ediyorum. Demokrasi yolu, engellerle doludur. Bu CHP liderine yapılan ilk saldırı değildir. Rahmetli İsmet İnönü’ye de taşlar atıldı, kafası yarıldı, saldırılar düzenlendi. Ama bir tek hedefimiz var. Bu ülkeye sağlıklı bir demokrasiyi ya getireceğiz, ya getireceğiz."

"Baskılar, şiddet, bunlar bizi engelleyemez. Biz, hiç kimsenin önünde diz çökmemiş bir gelenekten geliyoruz. Yedi düvele karşı mücadele etmiş bir gelenekten geliyoruz. Öyle biri yumruk atacak, biz geri adım atacağız. Asla atmayacağız, inançlarımızdan vazgeçmeyeceğiz."

"30 Mart 2014 yerel seçimlerini geride bıraktık. Hemen bir cümle söyleyeyim, çalıştık. Öncelikle ben, yerel seçimler dolayısıyla 3 kesime teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Bunlardan birincisi  sandığa gidip bir demokrasi şöleni içinde oy kullanan bütün yurttaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum. Gerçekten de demokrasi güzel bir şey, hangi görüşten olursa olsun insanlarımız sandığa gidip tercihlerini yapacaklardır. Yüksek bir katılım oldu. CHP’ye oy versin, vermesin. Sandığa gidip oy kullanan bütün vatandaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum."

"İkinci teşekkürüm, gençlere. Ankara seçimlerinden sonra biliyorsunuz bir şaibe algısı çok net biçimde toplumun gündemindeydi. Bine yakın genç, CHP’nin genel merkezine geldi ve aynı zamanda bu seçimlerde ilk kez 2,5 milyon gencin oy kullanma hakkı doğdu. Miting meydanlarında çok sayıda gençle karşılaştık, onlar bizim umudumuz, onlar bizim geleceğimizdir. Onları her zaman kucakladık. Bine yakın genci bir akşam CHP Genel Merkezi’nde görünce gururlandım. Hiçbiri CHP üyesi değildi ama beklentileri v e umutları vardı. O beklentileri asla boşa çıkarmamak gibi bir görevimiz var. İkinci teşekkürüm, gönüllü olan bu gençlere."

"Üçüncü teşekkürüm kadınlara. CHP’de kadınlar gerçekten de olağanüstü bir çaba harcadılar. Arzu ettikleri ölçüde olmasa bile her birisi birer demokrasi savunucusu olarak meydandaydı.  Üçüncü teşekkürüm onlara."

"Bu seçim çağdaş bir demokraside olması gereken seçimlerden farklıydı. Oralarda iktidar mücadelesi yapılır. Biz devletle mücadele edilen bir seçim gerçekleştirdik. Başbakanı, valisi, kaymakamı, jandarması, polisi, bütün bunların tamamı bir blok oluşturmuş, karşısında da muhalefet vardı.
Düşünün AA’nın genel müdürü bile iktidar partisine servis yapıyor. Onun bilgi vermesi gereken kitle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları. O özel olarak bilgiyi, belli bir siyasi partiye veren bir kişi. Üzülerek söylüyorum, yıllar ilerledi, daha sağlıklı, daha tutarlı bir demokrasiyi oluşturmak yerine, hepimiz tanıdık olduk daha şaibeli bir sürece demokrasinin sokulduğuna. 44 ilde elektrikler kesildi, diğer zamanlar kesilmiyor da neden seçim akşamı kesiliyor? Kedi trafoya girmiş. Arkadaşlara sordum, Şero trafoya girmiş mi diye. Şero’nun trafoya girmediğini öğrendik. Ama kediyi görmek istiyorsanız, Bakanlar Kurulu’na bakın. Kediler orada artık."

"Siyasete girerken hep şunu söyledik. Halka her ortamda doğruları söyleyeceğiz .Seçimler beklentilerimizi karşıladı mı? Hayır. Açık yüreklilikle. Şu anlama gelmesin, bizim oylarımızda düşüş var, hayır. 2009’a göre 300 bin oyumuz attı ama bu bize yetmiyor. Oy artışımızdan sevinemedik. Daha büyük bir beklenti içindeydik. Hedefimiz neydi, en azından beklentilerimizi gerçekleştiremedik. Onu anlayamadık. Şikayet etmek gibi, faturayı halka çıkarmak gibi bir lüksümüz yok. Neden beklentilerimizi gerçekleştiremedik, bunun üzerinde çalışacağız. Eksiklerimiz var demek ki, demek ki bir yerlerde belli şeyler eksik. Ya bizden kaynaklanıyor, ya da söylemimizden. Meşhur bir söz var, Roma bir günde inşa edilmedi. Ağır da olsa kararlı adımlarla gidiyoruz."

"Bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz. Beklentilerimiz yüksekti, neden? Bir siyasal iktidar düşünün, 4 bakanı yolsuzluk dolayısıyla istifa etmiş. Bir siyasal iktidar düşünün, Başbakan’ın oğlunun evinde sıfırlanmak isteyen milyonlarca euro var. Genel müdürlerin evinde ayakkabı kutularından dolarlar fışkırıyor. Türkiye’nin bu yükü çekemeyeceğini düşündük. Türkiye’nin böyle bir yapıya daha ciddi tepki göstereceğini düşündük."

"O nedenle beklentilerimiz yüksekti ve ben gittiğim bütün miting meydanlarında kamuoyunun vicdanınba seslendim. Vicdan çok önemli bir kavramdır. İnsanın kendi iç dünyasında hesaplaşmasıdır. Doğruyla eğriyi kendi iç dünyasında test etmesidir. Komşusu açken tok yatan benden değildir” hadis-i şerifini sorgulamaktır vicdan. Vicdan kul hakkı yiyenlere kapı aralamamaktır. Ve vicdanın temelinde ahlak yatar. Ahlak çok erdemli, soylu bir kavramdır. Bütün inançların ortak temelini oluşturur."

İlgili Haberler