CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Sakarya'da gerçekleştirilen grup toplantısında konuştu. Sakarya'da iki yıl önce yaşanan havai fişek fabrikasındaki patlamada ölenlerin ve mağdur olanların yakınlarıyla bir araya geldiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Hâlâ haklarının teslim edilmesi gerektiğini söylüyorlar" dedi. "Sözüm var, bu kardeşiniz nerede bir haksızlık varsa karşısında dimdik duracaktır" diyen CHP lideri, havai fişek patlaması davasına ilişkin olarak da, "Siyasi otoriteden talimat alıp denetimden kaçanlar, hepsinin burnundan iktidar olunca burnundan fitil fitil getireceğim" ifadelerini kullandı.
Çiftçi ve esnafa seslenen CHP lideri, iktidara geldikleri ilk bir haftada aldıkları kredilerin faizlerini sileceği sözünü verdi; "Tamamını sileceğim hiç meraklanmayın. O beşli çetelerin sırtına yıkacağım, hiç endişe etmeyin" diye konuştu.
"Allah nasip eder iktidar olduğumuzda çiftçi şunu görecek, ürettiğiniz her alın terinin karşılığını alacaksınız. Altılı masanın taahhüdüdür bu" diyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Tekelleri kırmak bu kardeşinizin görevidir. Hiçbir tekel çiftçinin, fındık üreticisinin alın terini sömürmeyecektir. nokta. Sömürtmem. Kazanacaksa bizim çiftçi kazanır. FİSKOBİRLİK'i yeniden ayağa kaldıracağız. Asla çiftçinin zarar edeceği bir modele izin vermeyeceğiz. Hiçbir çiftçi ektiği ürün dolayısıyla asla ama asla bu topraklarda zarar etmeyecek" vaatlerini sıraladı.
Gençlere sandığa gitme konusunda çağrı yapan Kılıçdaroğlu, "Hayalleriniz hedefimdir. Sakın ola ki umutsuzluğa kapılmayın. En zor koşullarda bile Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu ülkeyi bu ülkenin gençlerine emanet etti" ifadelerini kullandı.
Öte yandan Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Adaları işgal etmeniz falan bizi bağlamaz, vakti saati geldiğinde gereğini yaparız. Hani diyoruz ya, bir gece ansızın gelebiliriz" ifadesine tepki gösterdi; "Şimdi gündem ekonomi ya millet perişan vaziyette ya oturuyor vay ben gelirim, yok bir gece gelirim, yok yarın sabah gelirim. Ya sana davetiye mi göndersinler ya. Yüreğin varsa cesaretin yetiyorsa gidersin kardeşim. Bizim palavrayla işimiz yok. Devlet böyle yönetilmez" sözlerini kaydetti.
CHP lideri, altılı masaya ilişkin de konuştu. "Hiçbirimizin özel bir beklentisi özel bir amacı yok. Amaç bu ülkeye huzuru getirmek" diyen Kılıçdaroğlu, altılı masayla HDP'nin ilişkilendirildiği iddialara da, "Bunların tamamı safsatadan ibarettir" diye yanıt verdi.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Üzerimize bir gölge düşecekse o al bayrağımızın gölgesi olmalıydı. Sakarya şehitlerimiz bunun mücadelesini verdiler. Bugün ahilik haftasının da birinci günü. Onlara da çok şey borçluyuz. Onlar bize iyiliği, kin tutmamayı, sevgiyi, çalışmayı, alın terinin ne kadar değerli olduğunu öğrettiler. Ahi Evran'ı da rahmetle analım.
Havai fişek fabrikasındaki patlama
Havai fişek fabrikasında mağdur olan ailelerin yanına gittim. O fabrikada çalışan 7 kişi hayatını kaybetti, 128 kişi yaralandı. Onlar adalet istiyorlar. Ama bu kardeşiniz ve CHP kim adalet istiyorsa hep onun yanında olduk. Kimliğine, inancına, yaşam tarzına bakmadık, bir mağduriyet varsa onun yanında durma felsefesini bize Gazi Mustafa Kemal Atatürk öğretti. Onun için onların yanına gittik. Olay iki yıl önce oldu, sahipleri kendilerini daha güçlü hissediyorlardı baskı kuruyorlardı ama bizim milletvekili arkadaşlarımız ve gönüllü avukatlarımız onlara sahip çıktı. Sabahleyin ailelerden bazıları konuştu, hâlâ haklarının teslim edilmesi gerektiğini söylüyorlar. Devletin dini adalettir. Adaleti sağlamak zorundayız ve o insanlar hâlâ adalet gelmedi diyor. Mahkeme tutanakları var, orada itiraflar var, denetim yapılmadı. Denetimi yapmayan kimse hesap sorulmalıdır diye. Ama bu güne kadar tek bir kişi bir denetimi yapmadınız diye yargının önüne çıkarılmadı. Sözüm var, bu kardeşiniz nerede bir haksızlık varsa karşısında dimdik duracaktır. Siyasi otoriteden talimat alıp denetimden kaçanlar, hepsinin burnundan iktidar olunca burnundan fitil fitil getireceğim.
"Hiçbir çiftçi ektiği ürün dolayısıyla asla ama asla bu topraklarda zarar etmeyecek"
"Ayvayı satacak yer yok şuanda. Devlet sahip çıkmıyor. Allah nasip eder iktidar olduğumuzda çiftçi şunu görecek, ürettiğiniz her alın terinin karşılığını alacaksınız. Altılı masanın taahhüdüdür bu. Fındık üretiminde üçüncü. Bir İtalyan şirketi geldi fındık bahçeleri satın alıyor fındık taban fiyatını belirliyor. Yani tekel konumunda. Tekelleri kırmak bu kardeşinizin görevidir. Hiçbir tekel çiftçinin, fındık üreticisinin alın terini sömürmeyecektir. nokta. Sömürtmem. Kazanacaksa bizim çiftçi kazanır. FİSKOBİRLİK'i yeniden ayağa kaldıracağız. Asla çiftçinin zarar edeceği bir modele izin vermeyeceğiz. Ziraat Odaları, Tarım birlikleri dernekler, esnaf kefalet, atarım kredi kooperatifi kim olursa, istediğini üret, formülümüz gayet açık ve net; maliyet artı makul kâr eşittir taban fiyat olacak. Bütün çiftçi kardeşlerim bu formülü ezberlemesini isterim. Hiçbir çiftçi ektiği ürün dolayısıyla asla ama asla bu topraklarda zarar etmeyecek.
"Esnaf ve çiftçinin kredisinin faizlerini sileceğim, o beşli çetelerin sırtına yıkacağım"
"İlk bir hafta içinde çiftçilerin ve esnafın ister bankalardan ister tarım kredi kooperatifinden aldıkları kredilerin faizlerini sileceğiz. Onlar kalkıp çetelerin faizlerini siliyorlar. Esnaf, çiftçi zaten perişan. Bankadan kredi verdin faiziyle veriyorsun. Tamamını sileceğim hiç meraklanmayın. O beşli çetelerin sırtına yıkacağım, hiç endişe etmeyin.
Gençlere seslendi: Bu ülkeye demokrasiyi getireceksiniz, hayalleriniz hedefimdir
"7,5 milyon genç ilk kez sandığa gidecek ve bu ülkeye demokrasiyi getirecek. Sizin hayalleriniz bütün hayalleriniz benim hedefim olacaktır. O hedefi gerçekleştireceğiz. Sandığa gidin. Tek isteğim. Sakın ola ki umutsuzluğa kapılmayın. En zor koşullarda bile Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu ülkeyi bu ülkenin gençlerine emanet etti.
EYT'lilere seslendi: Çözmezlerse anahtarı bana vereceksiniz, çözeceğiz
"Bakalım nasıl çözecekler. Çözmezlerse anahtarı bana vereceksiniz. Hiç kimseyi mağdur etmeden çözeceğim. Neden EYT var, neden sayıları artıyor. İşin özü şu, kişi emekli oluncaya kadar emeklilik hakkını alıyor ama aylık alamıyor, bunun için belli bir yaş limitini doldurması lazım, o zamana kadar çalışırsa aldığı aylık düşüyor. Bunun adına da reform dediler. Yani kim daha fazla pirim öderse daha az alıyorsunuz. böyle bir garabet dünyada yaşanmadı. EYT'li çalışmak istese de çalışmak istemiyor, çünkü çalışıp pirim öderse emekli aylığı düşecek. Onu çözeceğim. Hiç meraklanmayın.
"Türkiye'ye söz veriyorum, bir yılda yurt sorununu çözeceğiz"
"20 yılda çözemediler Sakarya'dan bütün Türkiye'ye söz veriyorum, bir yılda yurt sorununu çözeceğiz. Birer, üçer kişilik odalar, geniş bant internet erişimi, sıcak soğuk suyu olacak. Gençler üniversiteyi kazandığında oğlum kızım nerede kalacak diye endişe duymayacak.
"Bir hafta içinde o tank-palet fabrikasını alacağım, şanlı ordumuza aynen iade edeceğim"
"Buradan açık ve net söylüyorum, iktidar olduğumuzda bir hafta içinde o tank palet fabrikasını alacağım şanlı ordumuza aynen iade edeceğim. Eğer siz savunma sanayi açısından en önemli fabrikanızı bu hale getirirseniz bunun vatan severlikle bir ilgisi yoktur! Dünyada askeri hastanesi olmayan tek ordu Türk ordusu. GATA'yı da aldılar. O nedenle yaralanan askerlerimiz Ankara'ya yetişinceye kadar çoğu şehit oluyor. İktidar olduğumuzda bir hafta içinde o GATA'yı da tüm askeri hastanelerimizi de alacağız şanlı ordumuza teslim edeceğiz. Kim milliyetçi kim vatansever? Tank palet fabrikasına, askeri ordusuna sahip olan mıdır? Evet biziz milliyetçi. Bizim milliyetçiliğimiz sorgulanamaz. Biz Mustafa Kemal'in Ecevit'in yolundan ilerliyoruz. Bizim milliyetçiliğimizin soracak olursanız Akdeniz'in sularına CHP'nin milliyetçiliğini yazdık biz.
Adalar tepkisi: Gündem ekonomi ya, vay ben gelirim, sana davetiye mi göndersinler, yüreğin varsa gidersin kardeşim
"(Erdoğan'ın "adaların işgali" sözlerine) Biz bunlar gibi değiliz, yok efendim biz hemen geliyorum, yok bir sabah gelebilirim. Ecevit ne dedi, asker gitti çıkarmayı yaptı başbakanlığın kapısına geldi ordumuz şuan Kıbrıs'tadır dedi. Bitti. O adalar işgal edildiğinde ya 50 sefer söyledim işgal ediliyor, Lozan Anlaşması'na aykırı yapılıyor bütün bunların tamamı. Tık çıkmadı. Şimdi gündem ekonomi ya millet perişan vaziyette ya oturuyor vay ben gelirim, yok bir gece gelirim, yok yarın sabah gelirim. Ya sana davetiye mi göndersinler ya. Yüreğin varsa cesaretin yetiyorsa gidersin kardeşim. Bizim palavrayla işimiz yok. Devlet böyle yönetilmez.
"Biz olsaydık Süleyman Şah Türbesi orada kalırdı, gerekirse hepimiz canımızı verirdi"
"Biz olsak ne olurdu? Süleyman Şah Türbesi orada kalırdı, gerekirse hepimiz canımızı verirdik. Bu millete sözümdür, iktidar olduğumuzda ilk bir hafta içinde ne pahasına olursa olsun Süleyman Şah Türbesi toprağımıza gidecek, bayrağımı orada yeniden dalgalanacak.
"Nerede olursa olsun, bayrağıyla, vatanıyla sorunu olmayan herkesin başımızın üstünde yeri var"
"Nerede olursa olsun, bayrağıyla, vatanıyla sorunu olmayan herkesin başımızın üstünde yeri var. Bizim iki kırmızı çizgimiz var bayrağımız ve vatanımız. Bu konuda her vatandaş duyarlı olmak zorundadır. Onun dışında görüşler, inançlar farklı olabilir.
"Bunların tamamı safsatadan ibaret"
"Altı lider bir aradayız. Her birimizin ayrı parti olduğunu biliyoruz. Ama altı partinin saygıdeğer liderleri demokrasi, Türkiye'nin huzuru, üretmesi konusunda anlaştık. Herkesin kimliğine inancına, yaşam tarzına saygı konusunda anlaştık. Her birimiz TC devletinin bozulan çarklarını yeniden onaracağı. O çarklar zamanı doğru gösteren bir saat gibi çalışacak. Hiçbirimizin özel bir beklentisi özel bir amacı yok. Amaç bu ülkeye huzuru getirmek. O yüzden zaman zaman sorarlar 'efendim ne oluyor altında başka üstünde başka parti var mı?' Bunların tamamı safsatadan ibarettir.