Suriye'den gelenlerin Almanya'da iltica taleplerinin kabul edilmesi ihtimali çok yüksek. Federal Göçmenler ve Mülteciler Dairesi (BAMF) bu durumu "koruma kotası" kıstaslarına göre belirliyor. Yani hangi ülkelerden, kime iltica hakkı tanınacağı, mülteci konumu verileceği ya da geçici bir süre ikametine olanak sağlanacağı bu kota çerçevesinde tespit ediliyor.
Suriyeliler için bu kota neredeyse yüzde 100 olarak uygulanıyor. Böylece listenin başında Suriye var. Çatışma bölgelerinden kaçarak gelen Suriyeliler böylece iltica hakkı için bürokratik işlemlerle uğraşmıyorlar, onlara doğrudan insani nedenlere dayalı oturma izni veriliyor. Ancak bu izin süreli.
Suriye gibi iç savaşın yaşandığı Irak'tan gelenler de bu uygulamadan yararlanıyor. BAMF bu ülke için koruma kotasının yüzde 90 civarında bulunduğunu açıkladı. Eritrelilere ise yüzde 80 civarında bir kota uygun görülüyor.
Suriyeliler, Eritreliler ve Iraklı Hristiyanlarla Ezidiler iltica başvurusu için sözlü mülakata alınmadan, yazılı beyanda bulunabiliyorlar. Böylece mülteci olarak kabul edilme işlemleri hızlandırılmış oluyor. Ancak kimliği konusunda kuşku oluşanlar bu uygulamaya tabi tutulmuyor.
Orta dereceli koruma kotası
Orta dereceli koruma kotası ile değerlendirilen ülkeler ise oldukça geniş bir yelpazede bulunuyor. Söz konusu kotaya tabi ülkelerden gelenler öncelikle iltica başvurularını ayrıntılı olarak gerekçelendirmek zorundalar. Bu ülkelerdeki siyasi istikrarsızlık sığınma başvurusunun kabulü için yeterli gerekçe sayılmıyor. Bu grubun başında Afganistan var. Onu Pakistan ve Nijerya izliyor.
Buna karşın Batı Balkan ülkelerinden gelenlerin ise Almanya'da sığınma başvuruları büyük ölçüde reddediliyor. "Güvenli ülkeler" olarak değerlendiriliyor. Ancak en çok başvuru da bu ülkelerden gelenler tarafından yapılıyor. Hrıstiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) güvenli ülkeler listesine Kosova, Arnavutluk ve Karadağ'ın da alınmasını talep ediyor. Ancak Yeşiller, takibata uğradıkları gerekçesiyle Romanların bundan zarar göreceğini belirterek bu öneriye karşı çıkıyor.
Her AB ülkesinin, güvenli ülkelerin tanımlandığı kendi listesi var. Ama Avrupa Birliği Komisyonu ortak bir liste oluşturulmasından yana. Komisyon listeyi Türkiye gibi Birlik adayı ülkelerin de katılımıyla hazırlamak istiyor. Listede güvenli ülkelerin de kesin olarak tanımlanması öngörülüyor. Ancak AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, söz konusu listeyle insanların iltica etme haklarının ellerinden tamamen alınacağı anlamının da çıkarılmaması gerektiğini ifade ediyor.
Şu anda Almanya'da ülkesinde takibata uğradığını kanıtlayanlar iltica hakkı elde edebiliyor. Aksi halde sınırdışı ediliyorlar.