Dünya
Deutsche Welle

Kırım krizi onları yakınlaştırdı

Kırım krizi, NSA skandalı nedeniyle gergin bir dönemden geçen AB ile ABD’yi ise birbirine yakınlaştırdı. Bu yakınlaşmanın serbest ticaret anlaşması müzakerelerini de hızlandırması bekleniyor.

23 Mart 2014 17:18


ABD ve AB uzun zamandan bu yana Ukrayna krizinde olduğu kadar tek bir ağızdan konuşmamıştı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Kırım hamlesi ile AB ile ABD'yi birbirine yakınlaştırdığı, bunun da planlanan serbest ticaret anlaşması müzakelerine ivme kazandırabileceği dile getiriliyor.

ABD'li Cumhuriyetçi milletvekili Charles Dent, Transatlantik Yatırım ve Ticaret Anlaşması (TTİP) ile ilgili süreçten memnun. Dent, “Bence bu süreci serbest ticaret anlaşması müzakerelerinde yol alınması ve aynı çizgiye gelebilmemiz için etkin bir biçimde kullanmalıyız. Bu kritik dönemde, ekonomik ittifakımızı güçlendirmek çok önemli. Daha yakın bir ekonomik bağlılık, güvenlik stratejimize katkı sağlayarak Putin'i izole edebilir" şeklinde konuşuyor.

Hedef ortak serbest ticaret bölgesi

ABD ile AB, gümrük ve diğer ticari engellerinin kaldırılmasını öngören anlaşmanın müzakerelerine geçen yıl başlamıştı. Güvenlik standartları, teknik düzenlemeler ve rekabet kuralları da bu müzakereler kapsamında ele alınıyor. Hedef, 800 milyondan fazla tüketiciyi kapsayan ve küresel üretimin yarısının yapıldığı bu iki kıta arasında ortak bir serbest ticaret bölgesi oluşturabilmek. Dünya genelindeki ticari faaliyetlerin üçte biri bu bölgede gerçekleşiyor.

Uzmanlar, anlaşmanın yürürlüğe girmesi halinde bunun AB ekonomisine yılda yarım puanlık bir büyüme şeklinde yansıyacağı, ancak ABD ekonomisine ise fazla katkısı olmayacağı değerlendirmesinde bulunuyor.

Almanya'nın ABD Büyükelçisi Peter Ammon, serbest ticaret anlaşmasının Ukrayna krizinden dolayı daha da önem kazandığını belirterek “Bence transatlantik bir bağ kurulmasının önemi, mevcut koşullar altında daha da öne çıkıyor” diyor.

Çevreciler rahatsız

Fakat müzakerelere devam edilmeden önce bazı anlaşmazlıkların giderilmesi gerekiyor. Geçen aylar içerisinde Atlantik'in iki yakasında da anlaşmaya ilişkin çekince ve eleştiriler dile getirilmişti. Eleştiriler müzakerelerin yeterince şeffaf bir şekilde yürütülmediği üzerine yoğunlaşıyor.

Avrupalı çevreciler ve tüketici haklarını savunanlar, standartlar konusundaki kaygılarını dile getirerek, ABD'de üretilen hormonlu etlerin, genetiği değiştirilmiş mısırların ve klorlu tavukların Avrupa'ya ihraç edilebileceğine işaret ettiler. Veri güvenliği, yatırımların korunması ve devletin piyasaya müdahale hakları konularında da farklı görüşler hakim.

Amerikalılar ise tarım ürünlerinin serbest şekilde piyasaya girebilmesini talep ediyor. Cumhuriyetçi Milletvekili Dent, bazı Avrupa ülkelerinin tarım konusundaki menfaatlerini koruyabilmek için sergilediği inatçı tutumun kendisini şaşırttığını söylüyor: “Özellikle Fransa ve İtalya'da kendi yerel ürünlerini korumak isteyen kişiler olduğunu görüyorsunuz. Parmesan peyniri veya Bolonya sucuğu gibi… Bu tür durumlarda çok ısrarcı olabiliyorlar.”

Enerji konusu gündeme gelebilir

Müzakerelerin son turu her iki tarafta da hayal kırıklığına yol açmıştı. Amerikalılar, Avrupalıların arzu ettiği ölçüde ticaret engelini kaldırmaya hazır olmadıklarının sinyalini vermişti. Fakat ABD'li milletvekili Charles Dent'e göre, Avrupalılar için hayati önem arz eden diğer bir konu müzakerelerin gidişatını değiştirebilir: “Amerikan doğalgazının Avrupa'ya ihraç edilmesi konusunu görüşmeli ve Avrupalılara doğalgaz konusunda Rusya'ya bağımlı olmaktan kurtarmak için yardım etmeliyiz.”

Yürürlükteki yasaya göre, ABD yalnızca serbest ticaret bölgesi kurduğu ülkelere petrol ve doğalgaz ihracatı yapabiliyor. AB ile serbest ticaret anlaşmasının imzalanması, bunu olanaklı kılacak. Washington'da bulunan John Hopkins Üniveristesi Karşılaştırmalı Alman Araştırmaları Enstitüsü İş ve Ekonomi Programı Direktörü Alexander Priviteira, bunun salt iktisadi bir anlaşma olmadığına dikkat çekiyor. Uzman, “Şu anda stratejik unsurlar olduğu aşikar. ABD ve AB'yi yakınlaştıran bu unsurlar, belki de gümrük tarifelerinin kaldırılması ve standartların ortaklaştırılmasından daha önemli. Bu anlaşma siyasi bir mesaja dönüştü" diyor.

Fakat Cumhuriyetçi Milletvekili Dent, son zamanlarda Avrupa ile ABD arasında gerginliğe neden olan Amerikan Ulusal Güvenlik Kurumu NSA'in faaliyetleri ve muhtemel ‘suistimal' vakalarının da tartışmaya açılması gerektiğini söylüyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle