KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: BM Genel Sekreteri'ne Kıbrıs'ta iki taraf arasında ortak bir zemin bulunmadığını bildirdim

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin "Kıbrıs'ta yeni bir müzakere süreci olacakmış" gibi algı yaratığını belirterek, Ada'da iki taraf arasında ortak bir zemin bulunmadığını bizzat Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres'e anlattığını bildirdi.

Tatar, ABD ziyaretinden dönüşte Ercan Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi.

Rum tarafının "Kıbrıs'ta yeni bir müzakere süreci olacakmış" gibi algı yaratığını belirten Tatar, ABD temasları ile bu algıya son verdiklerini ifade etti.

Tatar, BM Genel Sekreteri'nin Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ın Kıbrıs'ta taraflar arasında bir ortak zemin olup olmadığını araştırmak için çalıştığını hatırlattı.

Ada'da iki taraf arasında ortak bir zemin bulunmadığını bizzat BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e anlattığını aktaran Tatar, görüştüğü tüm yetkililere, KKTC'nin egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüsünün teyidi yönündeki politikasını anlattığını vurguladı.

Tatar, "Ambargo ve izolasyonların sürdüğü bir dönemde bizleri baskı altına alarak müzakere masasına zorlayacaklarını düşünürlerse bunun yanlış olacağını, bunu kabul etmeyeceğimizi, yeni bir siyaset sürdürmekte olduğumuzu ve bu siyasetin de oldukça açık ve net olduğunu ifade ettik." diye konuştu.

Guterres'in Kıbrıs Türk tarafının tutumuna saygı duyduğunu, zorlama ile hiçbir sürecin başlayamayacağını kaydettiğini aktaran Tatar, müzakere konusunda Kıbrıs Türklerinin müktesep haklarının kabulü ile ancak bir noktaya varılabileceğini muhataplarına ilettiğine dikkati çekti.

Tatar, artık Kıbrıs'ta bir anlaşma olacaksa bunun KKTC'nin tanınmasından geçtiğinin altını çizerek, haklarından asla taviz vermeyeceklerini ve savundukları "egemen eşitlik ve eşit uluslararası statülü" siyasetten geri adım atmayacaklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Tatar, 5 Nisan'da başlayan ABD ziyareti kapsamında, BM Genel Sekreteri Guterres, ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, düşünce kuruluşları ve sivil toplum örgütleri yöneticileri ile görüşmeler gerçekleştirdi.