Gündem

Kobani davası sanığı Bircan Yorulmaz: 5 bin sayfa iddianame, 38 kez ağırlaştırılmış müebbet istemine sadece bir gün savunma süresi verildi

"Herkesi bu yargılamayı izlemeye davet ediyorum"

27 Haziran 2022 15:49

T24 Ankara

Aralarında eski HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da bulunduğu 21’i tutuklu 108 sanığın yargılandığı Kobani davasının görülmesine, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediliyor. 7 Temmuz’a kadar sürecek duruşma periyodunun yakından izlenmesi için çağrı yapan Kobani davası sanığı, siyasetçi Bircan Yorulmaz, 30 Mayıs-11 Haziran arasında yapılan bir önceki duruşma periyoduna dikkati çekerek, “5 bin sayfa iddianame, 38 kez ağırlaştırılmış müebbet istemine sadece bir gün savunma süresi verildi. İddianamenin her bir sayfasında yazılı iddiaların birer dakikayla izah edilmesi dahi buna yetmeyecekken, üstünkörü bir yargılamayla bizi mahkum etmeye çalıştıklarına dair niyet okumaya gerek yok, sonucu peşinen bildirdiler bize” dedi. Geç saatlere kadar süren duruşmalar sırasında sanıklara günde sadece üç şişe su içme ve bir öğün yemek yeme hakkı tanındığını belirten Yorulmaz, mahkemenin bu konudaki itirazları günler sonra, “görev alanımda değil” diyerek reddettiğini aktardı. Yorulmaz, kamuoyunu, davayı yakından takip etmeye davet etti.

Davanın tutuklu sanıklarından siyasetçi Bircan Yorulmaz, kamuoyuna, “Davaya ilgisiz kalmayın” çağrısında bulundu.

Yorulmaz, 26 Haziran’da kaleme aldığı mektupta, şunları kaydetti:

Kobanî davasının ondördüncü duruşması, sekiz celse olarak 30 Mayıs 2022 -11 Haziran 2022 arasında görüldü.  Gizli ve açık tanıkların apaçık usule aykırı şekilde dinlendiği celsede, heyetin yönlendirmesiyle ve adeta zorlayarak sanıkların teşhis edilmesine çabaladı Mahkeme heyeti. CMK’da yazılı usul hiçbir şekilde uygulanmadı. Zaten bugüne kadar hiçbir duruşmada CMK uygulanmadı. Gizli tanıklar usule uygun dinlenmediği gibi “teşhis” adı altında kurmaca bir uygulamayı hep birlikte izledik.

“Savunma hakkımız kısıtlandı”

Mahkeme heyeti, bir önceki periyod sonunda her bir sanık için en fazla iki gün sürecek bir sorgu süresi verileceğini, uzayacak sorguları kabul etmeyeceğini bildirdi. Savunma hakkının apaçık kısıtlanması ve adil yargılanma hakkının doğrudan ihlali anlamına gelen bu ara karardan heyet periyod süresince ve periyod sonunda dönmedi. 5000’i aşar sayfadan ibaret iddianameye karşı, 38 kez ağırlaştırılmış müebbetle yargılanan biz, sorgumuzu en fazla bir gün için verebilirmişiz. İddianamenin her bir sayfasında yazılı iddiaların birer dakikayla izah edilmesi dahi buna yetmeyecekken, üstünkörü bir yargılamayla bizi mahkum etmeye çalıştıklarına dair niyet okumaya gerek yok, sonucu peşinen bildirdiler bize.

“Üç şişe su, bir öğün yemek”

Sabah başlayıp gece yarısına dek süren duruşmalarda bize sadece günde üç şişe su içme hakkı tanınmıştır. Yeri gelip saatlerce konuştuğumuz, günler boyunca ayakta ya da sandalye üzerinde oturduğumuz salonda ve bekletildiğimiz odalarda gün ışığı görmeyip temiz hava almadığımız gibi, uzun süren duruşma saatleri sebebiyle cezaevindeki havalandırma saatlerinden de ayda 15 gün boyunca istifade etmemiz engellenmektedir. Sağlık hakkımız açıkça ihlal edilmektedir. Günde 3 şişe su içmenin, duruşma boyunca sadece bir öğün yemek yiyebilmemiz karşısında bize yetersiz olacağı Heyete bildirilmiş, Jandarma’nın bize daha fazla su vermesinin sağlanması talep edilmiş ve Heyet bu talebi 15 gün boyunca sessiz kalarak periyod sonunda şu şekilde karara bağlamıştır:

“-Bir kısım sanıklar duruşma salonunun temizliğine ve cezaevinin kendilerine vermiş olduğu istihkakları dışında fazladan su verilmesine ilişkin taleplerini mahkememize iletmişlerdir. Sanıkların kumanya ve istihkaklarının temini mahkememizin görev alanında değildir. Yine sanıkların duruşma salonuna alınıncaya kadar duruşma salonuna getirilişi, bekletildiği yerler gibi hususlar mahkememiz görev alınan giren bir husus olmayıp cezaevi idaresi ve jandarmanın görev alanındaki konulardır. Söz konusu taleplerin mahkememiz görev alanına ilişkin olmaması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, taleplerini ilgili makamlara bildirmeleri hususunda sanıklara muhtariyetlerine”

Oysa ki kanunla belirtilmiştir ki duruşma salonunda sanıkların her tür vaziyeti hakkında karar verme yetkisi sadece Mahkemeye aittir. Duruşma salonunda aç ve susuz kalmamız hakkında hiçbir karar veremeyeceği yönünde kurulan bu ara karar içinde bulunduğumuz koşullardaki insan hakkı ihlalinin boyutunu göstermektedir. Duruşma salonunda su içmemiz dahi engellenmektedir.

“Belediye otobüsünde örgütü yönetiyormuşum”

5000’i aşar sayfadan oluşan iddianamedeki atılı suçlamaların alelacele, düşünülmeden, istişare edilmeden, hiçbir delil ve iddia gerekçelendirilmeden, fiili duruma ve hukuka aykırı olarak ileri sürüldüğü her celse Heyete tekrar tekrar hatırlatılırken, bu celsede açıkça iddianamede tek tek sayılı “örgüt yöneticisi” konumundaki “HDP MYK üyeleri dışında kalanların “örgüt üyesi” olduklarının anlaşılması gerektiği” heyetçe alenen ifade edilmiştir. “Burada ismi sayılanların dışında kalanların tamamı örgüt üyesidir” şeklinde belirtilen iddia kadar ironik ve trajikomik bir vaziyette daha önce kaldığımızı hatırlamıyorum. Ev ve iş arasında geçen ve HTS kayıtlarıyla sabit gündelik hayatımda, belediye otobüsünde bir örgütü yönettiğim iddiasına gülsek mi ağlasak mı bilemedik.

“Tanığımız olun”

Sizden ricam, yargılamanın takipçisi olarak, HDP’nin kapatma davasına dayanak olacak bu dava dosyasının sonuçlarının sadece bu dava ile ve bu davanın sanıkları ile sınırlı kalmayacağı, ülkedeki politik düzlemde yer alan muhalefette kapanmaz bir yara açmayı hedeflediği açık olduğundan, şimdi ya da sonrasında söylenecek her haklı söz için tanığımız olmanız.

27 Haziran’da başlayacak olan yeni duruşma süreci 27-28-30 Haziran 2022, 1-4-5-6-7 Temmuz 2022 tarihlerinde devam edecek. Duruşmaları takip etmek üzere kaleme aldığım bu çağrıyı avukatlarım aracılığıyla size iletiyorum. Herkesi bu yargılamayı izlemeye davet ediyorum.

Bircan Yorulmaz
Sincan Kadın Kapalı Cezaevi G4 Koğuşu