İspanya'da koronavirüs ve neden olduğu Covid-19 hastalığından ölenlerin sayısı, Çin'de yaşamlarını yitirenlerin sayısını aştı. Peki İspanya, İran ve İtalya'ya kıyasla salgından daha geç etkilenmesine karşın, neden bu kadar korumasız kaldı? Nerede hata yaptı? İngiliz Guardian gazetesinin İspanya muhabiri Giles Tremlett bu soruya yanıt aradı.
Hastalığın çok hızlı yayıldığı İtalya ile kara sınırı olan Fransa, İsviçre, Avusturya ve Slovenya'nın tümünde durum İspanya'dan daha iyi. Dolayısıyla İspanya, salgının hızından dolayı İtalya'yı sorumlu tutamaz.
Hatta önlem almakta gecikmesinin nedenlerinden biri de İtalya'ya sınırı olmaması olabilir. 9 Mart tarihinde İspanya'nın Olağanüstü Sağlık Sorunları Sorumlusu Doktor Fernando Simon, "Bizde çok az vaka olur" diye konuşmuştu. 6 hafta sonra ülkede her gün hastalıktan yüzlerce kişinin öldüğü açıklanır oldu. Nüfusa oranlandığında kişi başına düşen ölüm vakası şimdiden İran'ın 3, Çin'in 40 misli.
Kritik futbol maçı
19 Şubat'ta İtalya'nın Bergamo kentindeki Şampiyonlar Ligi maçında, Atalanta ve Valencia karşı karşıya geldi. İspanya'nın Valencia takımının 2 bin 500 taraftarı, 40 bin Atalanta taraftarının arasına karıştı. Bergamo Belediye Başkanı Giorgio Gori, Lombardiya'ya virüsü saçan bombanın o gün patladığını söylüyordu.
İspanya'da da ilk hasta olanlar arasında çok sayıda Valencia oyuncusu, taraftarı ve spor muhabiri vardı.
Fakat bundan sonra hastalığın İspanya'nın dört bir yanına hızla yayılmasının çok basit bir sebebi olabilir: Hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyrettiği yumuşak ve güneşli ilkbahar, başkent Madrid'in kafelerinin, barlarının dolup taşmasını ve kucaklaşmaları, öpüşmeleri, yakın sohbetleri beraberinde getirdi.
8 Mart'ta yani ülkedeki bütün spor faaliyetleri, siyasi parti kongrelerinin ve gösterilerin yasaklanmasından sadece bir hafta önce Dünya Kadın Günü bir çok şehirde dev kalabalıklar tarafından kutlandı. Bundan 3 gün sonra 3 bin Atletico Madrid taraftarı Şampiyonlar Ligi maçı için Liverpool'a uçtu.
Çin'den yardım geldi
İspanya'da Sosyalist Parti liderliğindeki koalisyon hükümetinin krizle ilgili önlemleri geç ve yetersiz oldu. Donanımların yetersiz olduğu görüldü. Solunum cihazları, sağlık çalışanları için koruyucu giysiler ve koronavirüs testleri hala yeni sipariş ediliyor. Salgın patlak verdiğinde herkesin suçladığı Çin imdada yetişti, büyük ölçüde ilk günlerde ırkçı saldırılardan korunmak için dükkanlarını kapatmak zorunda kalan Çin kökenli göçmenler üzerinden, Çin'den İspanya'ya donanım ve test akmaya başladı.
Virüs aynı zamanda İspanya'da yaşlı bakımı sisteminin de ne kadar sorunlu olduğunu açıkça ortaya serdi. Özel yaşlı bakım evlerinin çoğunun kar edebilmek için yetersiz personel çalıştırdığı ve hazırlıksız olduğu, dolayısıyla çok kısa sürede durumla başa çıkamaz hale geldiği görüldü. Öyle ki duruma müdahale etmesi için gönderilen ordu birlikleri bazı yaşlıları yataklarında ölmüş olarak buldu.
Aslında İspanya'nın muhteşem bir aile hekimliği sistemi var. Fakat hastaneleri mali krizden bu yana on yıldır devam eden kemer sıkma önlemlerinin bedelini ödüyor. Kişi başına düşen hastane yatak kapasitesi Almanya veya Avusturya'nin üçte biri kadar. Ama yine de İngiltere Yeni Zelanda ve ABD'den ileride.
Normale dönmek zaman alabilir
Başbakan Sanchez, olağanüstü hal yetkilerini kullanmaya başlayacağını ilan ettikten sonra bunları uygulamaya koyması bir günden fazla zaman aldı ve aradaki süre içinde Madrid ve diğer büyük şehirlerdeki halkın bir kısmı ülkenin dört bir tarafına dağıldı.
Koordinasyondaki zaaflar yüzünden Madrid bölgesel hükümeti olağanüstü hal durumundan günler önce üniversiteler ve okulları kapatınca, birden bir tatil havası egemen oldu ve insanlar barlara, parklara aktılar. Bir çok aile de deniz kıyısındaki yazlıklarına gitti.
Sokağa çıkma yasakları 14 Mart günü başladı ve hem ceza kesen polis hem de tepki gösteren halk sayesinde etkili bir şekilde uygulanıyor. Sokakta gezenlere balkonlardan yumurta atmak gibi tepkiler görüldü.
Bunun sonucu olarak İspanya'nın korkutucu günlük ölüm vakalarının çok geçmeden düşüşe geçmesi bekleniyor.
Bakanlar, bir aylık karantinanın 11 Nisan'da sona ereceğini, muhtemelen önlemlerin yavaş yavaş gevşetileceğini söylüyor.
Ama yine de hiç kimse birden normale dönülmesini beklemiyor.
Bütün bunlar yaşanıp geçtiğinde İspanya büyük sıkıntıya düşecek. 2008 yılında yaşanan mali kriz ile işsizlik yüzde 27'lere çıkmış, kamu borçları tırmanmış ve ülke Avrupa'daki en derin resesyonlardan birine düşmüştü. Bunun bir benzeri bu yıl yeniden yaşanabilir.
Bundan 10 yıl önce yaşanan mali krizle baş etmek için alınan kemer sıkma, ücret kesintileri gibi önlemleri toplum artık kaldıramaz. İktisatçı Toni Roldan, İspanya'nın Avrupa İstikrar Fonu'ndan 200 milyar euro civarında borç alması gerekeceğini düşünüyor. Fakat buna daha zaman var. Önce İspanya'nın virüsü yenmesi gerekiyor. Bugün durum çok kötü görünüyor ama daha sıkıntılı günler de yaşanabilir.