Koronavirüs'ün Çin dışında görüldüğü ilk yerlerden biri olan Singapur'da sağlık görevlileri dedektif gibi iz sürerek, virüsü taşıyan kişilerin temas kurduklarını tespit edip test yapıyor.
Singapur, bu yöntemle yayılımı kontrol altına almayı amaçlıyor.
Singapur'da ilk vaka, Ocak ayı ortasında görüldü. Şubat ayı başına kadar belirlenen 18 vakanın tamamı Çin'den gelenlerde tespit edildi.
Ancak daha sonra hiç ülke dışına çıkmamış kişilerde de görülmeye başlandı. Bunun üzerine Singapur hükümeti, virüsün yayılımını tespit etmek üzere dedektif gibi çalışmaya başladı.
Bu çalışmalar sonucunda, virüsün ülkeye Çin Yeni Yılı nedeniyle Singapur'a gelen 20 kişilik Çinli turist kafilesi tarafından taşındığı tespit edildi.
Virüsün, bu kafilenin alışveriş için gittiği bir dükkanda dokuz kişiye daha bulaştığı ve buradan da yurtdışına çıkmayanlar arasında da yayılmaya başladığı anlaşıldı.
Singapur bu dönemde çok gelişmiş ve kapsamlı bir ‘temas takip programı' yürürlüğe koydu. Bu program kapsamında, virüsün tespit edildiği kişilerin, temas kurduğu kişilerin peşine tek tek düşüldü, testler yapıldı ve karantinaya alındı.
Singapur hükümetine danışmanlık yapan Mount Elizabeth Novena Hastanesi bulaşıcı hastalıklar uzmanı Leong Hoe Nam, "Bunu yapamasaydık, işin sonunda Vuhan gibi olabilirdik" dedi.
6 bin kişiye ulaşıldı
Bu çalışmalar sırasında enfekte olduğu tespit edilen kişinin 2 metrekarelik bir alan içerisinde 30 dakikadan uzun zaman geçirdikleri bulundu.
Bu kişiler önce telefonla aranarak kimlik tespitleri yapıldı, daha sonra sağlık görevlileri tarafından evlerinde ziyaret edilerek, testlere tabi tutuldu ve gerekli görülenler karantinaya alındı.
Böylece virüsün yayılımının kontrol altında tutulması amaçlandı.
Virüsü taşıdığı tespit edilen kişilerin ifadelerinin ardından kamera görüntüleri, polis soruşturması ve dedektifler kullanılarak iz sürülmesi sonucunda 6 bin kişiye ulaşıldı.
20 Mart itibarıyla Singapur'da tespit edilen vaka sayısı 345. Bu vakaların yüzde 40'ını hiçbir şikayeti olmamasına rağmen, temas takip sistemi sonucunda hükümetin kendileriyle iletişim kurmasının ardından yaptırdığı testlerle virüsü taşıdığını öğrenenler oluşturuyor.
Singapur Suç Araştırmaları Bölümü Müdür Yardımcısı Lian Ghiam Hua, emniyet müdürlüğü ile ilgili bakanlıkların konuyla alakalı olarak her gün telekonferans yapıp, çalışmalarını koordine ettiklerini söyledi.
BBC'nin sorularını yazılı yanıtlayan Hua, "Temas takibi ekibinde günlük olarak 30 ile 50 polis memuru görev aldı, zaman zaman bu sayının 100'e kadar çıktığı oldu" dedi.
Zaman zaman narkotik ve polis istihbarat gibi diğer bölümlerden de polis desteği sağlandı.
Yetkililer, Singapur'da genel olarak suç oranının düşük olmasından dolayı böylesine büyük bir polis gücünü bu işe verebildiklerini ifade ediyor.
"Vaka tespitinde en yüksek standart"
Yaklaşık 5,6 milyonluk nüfusu olan Singapur kilometrekare başına 8 bin kişi ile dünyada nüfus yoğunluğunun en yüksek olduğu yerler arasında yer alıyor.
Harvard Üniversitesi'nin epidemiyologları, Singapur'un bu yönteminin takdir edilecek bir çalışma olduğunu söylüyor.
Harvard Üniversitesi öğretim üyelerinin Şubat ayı başında hazırladığı bir raporda, Singapur'un yöntemi "mükemmele yakın vaka tespiti konusunda en üst düzey standart" olarak nitelendirildi.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) de Singapur'un bu yöntemle yayılımı kısıtlamayı başardığını düşünüyor.
Konuyla ilgili BBC'e e-posta ile açıklama yapan WHO, Singapur'un dünyada en fazla gözetimin yapıldığı ülkelerden biri olduğuna dikkat çekerek, "Bu durum, vakaların hızlı bir şekilde tespit edilip kontrol altına alınmasını sağladı" dedi.
Singapur hükümetinin attığı adımlara ek olarak halkın genel olarak kurallara ve uyarılara uygun şekilde hareket etmesinin de virüsün yayılımını kontrol altında tutmakta önemli rol oynadığı belirtiliyor.