Gündem

Koronavirüsten hayatını kaybeden Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu’nun oğlu babasıyla son konuşmasını anlattı

20 Haziran 2020 10:27

Koronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden ilk sağlık çalışanı Prof.Dr. Cemil Taşçıoğlu'nun oğlu Onur Taşçıoğlu, babasıyla son konuşmasını anlattı. Babasının son olarak kendisine, ''Oğlum mesajını aldım, çok teşekkür ederim. Ne olacağımız belli değil, kendinize iyi bakın" dediğini söyleyen Onur Taşçıoğlu, "Babasız ilk babalar günüm. Kolay değil, herhalde tüm gün boyunca her saniye geçmişte neler yaşadıklarımızı düşüneceğim" dedi.

Koronavirüs salgını nedeniyle hayatını kaybeden ilk sağlık çalışanı Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu, adeta salgınla mücadelenin sembolü oldu. Oğlu, Onur Taşçıoğlu onun için "Vefatı bile insanlara bir şeyler öğretti, herkes bu hastalığın ciddiyetinin farkına vardı" diyor.

"Tanıyan da tanımayan da babamı çok sevdi"

Babasının bu kadar seveni olduğunu tahmin edemeyeceğini ve çok şaşırdığını ifade eden Taşçıoğlu, "Babamı 1 Nisan'da kaybettiğimiz zaman, daha doğrusu 1 Nisan'dan önceki o süreci yaşadığımız zaman ben de çok şaşırdım. Ben de babamın bu kadar seveni olduğunu tahmin etmiyordum. Fakat babamı tanıyan da, tanımayan da çok sevdi. Çünkü babam, hastalandığı gün çektiği videodaki doğallığıyla sevildi. Ki ben bunu babamın vefat ettiği iddiaları olunca istemiştim. İyi bir insan, bana göre zaten bakışlarından belli olur. O hissiyatı, o sıcaklığı veren insan, onu belli eder. Onun sıcaklığından dolayı, o videodan sonra tanımayanlar da nasıl biri olduğunu anladı. Babam kendisine hep hedef koyan ve o hedefler için hep uğraşan bir insandı. Babam sadece hastalarına değil, biz evlatlarına, dostlarına mesaj vererek ve bir şeyler öğreterek hayatı göstermeye çalıştı. Hiçbir zaman şunu yap veya bunu yap demezdi. Her zaman bir mesaj yoluyla bunu anlatırdı ve o size sözden daha değerli gelirdi" diye konuştu.

"Son konuşmamızda 'Kendine iyi bak' dedi"

Babasıyla son konuşmasını ise Taşçıoğlu, şöyle anlattı:

"Salı günüydü koronavirüse yakalandığını öğrendiğimizde ve kötüye gidiş vardı. Çarşamba günü yoğun bakıma girdi. 'Kahvaltı yapmak istiyorum ve Onur bana iç çamaşırı gönderebilir mi?' dedi. O iç çamaşırı veya kahvaltısını istemesiyle dünyalar bizim oldu. Çok garip bir şey ama mutluluk vardı içimizde. Bir torba yaptık, babama iç çamaşırı koydum, içine fular koydum ve son olarak da babama bir mektup yazdım. "Baba, bir an önce iyileş, seni sevdiğimi unutma, iyileş ve daha sık vakit geçirelim. Fuları gönderiyorum, öğrencilerinin karşısına fularsız çıkma' diye bir yazı yazdım. Asistanı babama bunu verdikten sonra babam beni aradı ve 'Oğlum mesajını aldım, çok teşekkür ederim. Ne olacağımız belli değil, kendinize iyi bakın' dedi ve son konuşmamız bu oldu. Annem, eşi ve torunlarıyla da konuştu"

"Erdoğan ile telefon konuşmamız  dakika sürdü"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın attığı twite verdiği yanıtın ardından, telefon açarak kendisiyle uzun bir konuşma yaptığını da anlatan Taşçıoğlu, şunları kaydetti:

"Babam yoğun bakımdayken bir ilaç gerekti. Çin'den getirilen bir ilaç. Ama gümrükler, sınırlar kapalı. Dört koldan ulaşmaya çalıştık. Konsolosluklar, İstanbul Valisi yardımcı oldu, Sanayi Odası Başkanımız yardımcı oldu ve en son tabii Sağlık Bakanı ve Cumhurbaşkanımıza bu haber gitti. Sağ olsunlar çok hızlı bir şekilde gerekeni yaptılar ve sadece o ilaç için koca bir uçak ayarladılar. İki üç gün içinde de o ilacı Çin'den getirdiler. Önce İstanbul'a uğradı o uçak ve babama yetiştirildi, daha sonra Ankara'ya devam etti. Benim bu kadar güçlü kalmamın nedenlerinden bir tanesi sayın valimizin, sayın Sağlık Bakanımız ve Cumhurbaşkanımızın yanımda olmaları. Bu çok önemli bir süreçti benim için. Bunun dışında tüm siyasi partilerden milletvekilleri ve üst düzey yetkililerin desteklerini hissettim. Bir kere, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın twitime cevap vermesi benim için inanılmaz şaşırtıcı oldu çünkü benim de öğrendiğim kadarıyla, hayatında ilk defa yapıyormuş. Çok şaşırdım ve ben şunu da söyleyeyim, Cumhurbaşkanısınız ve çok fazla işiniz var. Bir insan o tiwiti attıktan sonra orada bitirebilir ancak, Cumhurbaşkanımız akşam beni aradı. Bu bana çok ilginç geldi gerçekten, bunu söylemek zorundayım. Bir insan başsağlığı dilemek için arar, bu en fazla bir dakika sürebilir ama sayın Cumhurbaşkanımız benimle 9 dakika konuştu. Bunun sadece bir dakikası başsağlığı dileğiydi ama geriye kalan 8 dakika beni motive etti. Kendisine çok teşekkür ederim. Çok içten bir şekilde benimle sohbet etti. Sağlık bakanımız da aynı şekilde. Bu süreçte Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da aradı. Bunlar benim için çok önemli şeyler tabii, çok güzel şeyler."

"Süper Lig'e isminin verilmesi beni çok mutlu eder"

Babasıyla alakalı "Olursa mutlu olacağım" dediği birkaç şeyden bahseden Onur Taşçıoğlu, "Bunun bir tanesi Süper Lig'e isminin verilmesi. Babam bir futbolseverdi. Takımını söylemeyeceğim çünkü her takımdan seveni var. Böyle bir şey olunca her gün yapılan futbol maçları sayesinde babamın anılması, sadece babam için değil, bu yaşadıklarımızı bir daha unutmamamız için, bir sene boyunca yapılacak bir şey aslında. Bunca sağlık çalışanının ön saflarda olması, vefat etmesi, bireylerin bu korkunç hastalığı yaşaması ve bazılarının sonunda vefat etmesi. Bu sayede bir sene boyunca aslında bunu unutturmayacağız. Bu birinci temennim. İkinci temennim de şu, babam 1 Nisan'da vefat etti ve tüm hastanelerde saygı duruşunda bulunuldu babam için. Böyle bir davranış benim çok hoşuma gitti. Ben bunun her 1 Nisan'da yapılmasını arzuluyorum. Bu sadece babam için değil. Babamın vefatı, aslında bir nevi insanlara bu hastalığın önemini gösterdi. İnsanlar, "Bir hoca bile vefat ediyorsa bizim dikkat etmemiz lazım" diye düşünmeye ve daha temkinli olmaya başladılar. Babamın vefatı aslında yine öğretici oldu. Yine bir şeyler öğretti insanlara. 1 Nisan'da babamın vefat ettiği gün, bu anları hatırlatacak bir şey yapılmalı. Çünkü şu an yaşadığımız salgın, hatırlanmayı hak ediyor. Kucaklaşmayı, öpüşmeyi, el sıkışmayı, hayatımızı özgürce yaşamayı özlüyoruz. Fakat insanoğlu, bu yaşadıklarımızı kısa bir süre sonra unutacak" diye konuştu.