İsviçre'deki St. Gallen Üniversitesi'nin ekonomi profesörlerinden Manfred Gärtner, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarını eleştirirken sözünü sakınmıyor. Gärtner, S&P'nin yapıcı bir diyaloga hazır olmadığını, temel ekonomik konseptleri anlamadığını ve ‘yalanları' yaydığını iddia ediyor. Prof. Gärtner 2012 yılında meslektaşı Björn Griesbach ile birlikte üç büyük kredi derecelendirme kuruluşu olan Standard&Poors, Moodys ve Fitsch'e yönelik ağır suçlamaların yer aldığı bir araştırma yayımladı. Araştırmaya göre, İrlanda ve Yunanistan gibi ülkelere mali krizin ardından verilen düşük notlar, bu ülkelerin gerçekte hak ettikleri notların çok daha altında. Manfred Gärtner, “Araştırmada, Euro Bölgesi'ndeki çok sayıda ülkenin 2009-2012 yılları arasında kredi notları düşürülürken aşırıya kaçıldığı sonucuna vardık. Bu, eleştirilerimizin temelini oluşturdu, zaman içerisinde diğer araştırma ekipleri de benzer sonuçlara vardı. Oldukça sağlam bir sonuç" diyor.
'Yunanistan'a haksızlık edildi'
Prof. Gärtner'e göre, mali krizin ardından Yunanistan'ın hak ettiği bir-iki notluk bir düşürme iken, kredi derecelendirme kuruluşları hızlı bir şekilde ülkenin notunu ıskarta seviyesine indirdi. Gärtner, bunun sonucu olarak faizlerin yüzde 20 gibi ekonomik açıdan iyi durumdaki Almanya ve İsviçre gibi ülkeleri bile zorlayacak bir seviyeye çıktığına dikkat çekiyor: “Tehlike, bir süre sonra bu öngörülerin doğrulanmasında. Bir ülkenin kredi notunun haksız, hatalı bir şekilde düşürülmesi o ülkeye piyasalarda duyulan güvenin zedelenmesine ve kredibilitesini kaybetmesine yol açabilir. Bu da piyasada talep edilen faizlerin çok yüksek bir seviyeye ulaşmasına neden olabilir. Bu sarmal da aslında ekonomik ve mali durumdan güçlü bir ülkenin iflası ile sonuçlanabilir. Bu yüzden, kredi notlarının arka planını iyi incelemek gerekiyor.”
Standard&Poors'un Yönetim Kurulu Başkanı Moritz Kraemer, söz konusu iddialara ‘Wirtschafts Woche' adlı ekonomi dergisi için kaleme aldığı makalede yanıt vermişti. Kraemer, kredi notlarının bir süre sonra doğrulanan öngörüler olmadığını dile getirmiş ve Prof. Gaertner'e ‘sebep-sonuç ilişkisini korelâsyonla karıştırma' eleştirisinde bulunmuştu.
Ekonomi profesörü Manfred Gärtner ise kredi derecelendirme kuruluşlarının, Avrupa borç krizindeki rolleri hakkında konuşmaya ‘ne istekli ne de kabiliyetli' olduğunu öne sürüyor. Gärtner, siyasetin de bu konuda çok uzun bir süre atıl kaldığı kanısında. Avrupa ülkelerinin ekonomilerinin yeniden canlanma işaretleri vermeye başlamasının ardından, kredi derecelendirme kuruluşlarının gücünü kırmaya yönelik çabaların yeniden azaldığı yorumunu yapan uzman, ülkelerin ‘kredibilitelerinin' ‘bir tek harfe indirgenmesinin' ciddi bir uygulama olmadığını söylüyor.