Ekonomi

Kripto varlıklara ilişkin düzenlemeler içeren kanun teklifi komisyonda

Kavram tanımı ilk kez yasa düzeyinde yapıldı, teklifte düzenleme ve denetlemenin SPK tarafından yapılması öngörüldü

30 Mayıs 2024 09:08

Kripto varlıklara ilişkin düzenlemeleri içeren Sermaye Piyasası Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmeleri, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda başladı. CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, kanun teklifinin tali komisyonlarda görüşülmesi gerektiğini belirterek, "alt komisyon kurulması"nı istedi. İYİ Parti İzmir Milletvekili Ümit Özlale de teklifin Plan ve Bütçe’ye gelmeden önce alt komisyonlarda uzmanlarla tartışılması gerektiğini söyledi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, Komisyon Başkanı Mehmet Muş başkanlığında toplandı. Komisyonda, Sermaye Piyasası Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmelerine başlandı. Toplantıya, Hazine ve Maliye Bakanlığı Bakan Yardımcısı Osman Çelik, Sermaye Piyasası Kurulu İbrahim Ömer Gönül katıldı.

CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, kanun teklifinin tali komisyonlarda görüşülmesi gerektiğini belirterek, "alt komisyon kurulması"nı istedi. Türeli, "Muhalefet olarak bu kanun teklifiyle önümüze geldiğinde karşılaştık. Alt komisyon işi uzatmaz, 4-5 gün içerisinde işi tamamlar" dedi. 

"Teklif alt komisyonlarda tartışmalıydı"

İYİ Parti İzmir Milletvekili Ümit Özlale de teklifin Plan ve Bütçe’ye gelmeden önce alt komisyonlarda uzmanlarla tartışılması gerektiğini söyledi.

Komisyon Başkanı Muş ise kanun teklifi dağıtıldıktan sonra 10 gün içinde tali komisyonlardan herhangi bir rapor ve geri dönüş yapılmazsa ana komisyonun toplantı yapabileceğini hatırlatarak, düzenlemenin dağıtımından itibaren 14 gün geçtiğini, toplantıyı yapabileceklerini söyledi.

Kanun teklifinin imza sahibi AKP Ankara Milletvekili Ömer İleri, teklife ilişkin yaptığı sunumda şunları söyledi:

"Finans dünyasına ve finansal regülatörlerin düzenlemelerine son yıllarda damga vuran konular arasında, merkeziyetsiz finans olarak adlandırılan DeFi uygulamaları ve bu uygulamaların en çok görüldüğü yer olan kripto varlıklar göze çarpmaktadır. İlk olarak, 2008 yılında yaşanan küresel mali krizden kısa bir süre sonra aynı yılın sonlarına doğru Bitcoin’in teknik makalesinin (White Paper) yayımlanması ile ortaya çıktığı kabul edilen kripto varlıkların değerinde son 15 yıllık süreçte önemli dalgalanmalar meydana gelmiştir.

"Kripto varlıkların 2024 yılında piyasa değeri 1,8 trilyon dolar seviyesinde"

Kripto varlıkların toplam piyasa değeri 2021 yılında 3,5 kat artış gösterirken, piyasada 2022 yılının mayıs ayında başlayan çalkantı sonrasında toplam piyasa değeri 2,6 trilyon dolardan 1 trilyon doların altına gerilemiştir. 2024 yılının ocak ayında ise bu tutar yaklaşık 1,8 trilyon dolar seviyesindedir.

Mevcut durumda ülkemizin kripto varlıklara ilişkin kamuya yansımış resmi duruşunu Finansal İstikrar Komitesi’nin 10 Ocak 2018 tarihinde yaptığı duyuru belirlemektedir. Bu duyuruda kripto varlıkların ülkemizde yasal bir dayanağı bulunmadığı, bu kapsamda gerçekleştirilen işlemlerin herhangi bir resmi otoritenin güvencesi altında olmadığı, dijital cüzdanların çalınabilmesi, kaybolabilmesi veya sahiplerinin bilgileri dışında usulsüz olarak kullanılabilmesi gibi olumsuz özelliklere sahip olduğu, işlemlerin geri döndürülemez nitelikte olması nedeniyle kötü niyetli kişilerin suistimallerinden kaynaklanan zararların düzeltilmesi veya iptal edilmesinin mümkün olmadığı, bunlarla işlem yapan kişilerin herhangi bir zarara uğramamaları için dikkatli olmaları ve kripto paralar ile ilgili işlem yaptıklarında duyuruda bahsi geçen olumsuzluklarla karşılaşabileceklerinin farkında olmaları konusunda vatandaşlarımız uyarılmıştır

Öte yandan geçen süre içerisinde Finansal İstikrar Kurulu (FSB), Mali Eylem Görev Gücü (FATF), Uluslararası Menkul Kıymet Komisyonları Örgütü (IOSCO), Uluslararası Para Fonu (IMF), Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS), Avrupa Birliği gibi uluslararası çatı kuruluşlar tarafından yapılan çalışmalar ve diğer ülke uygulamaları yakından takip edilmiştir. Ülkemizde de Hazine Maliye Bakanlığımız koordinasyonunda, başta SPK, BDDK, TCMB, MASAK ve TÜBİTAK olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşlar ile bakanlıklarımızın ve akademisyenlerin katkı ve destekleri ile bugün gündemimizde olan kanun teklifi hazırlanmıştır.

"Kripto varlık, cüzdan, kripto varlık hizmet sağlayıcı, kripto varlık saklama hizmeti ve kripto varlık alım-satım platformu kavramları tanımlanmıştır"

Teklifin özü itibarıyla kripto varlıkların dayanağı olan dağıtık defter veya blokzinciri teknolojisini değil; bu varlıkların alım satımını ve saklamasını yapan KVHS’leri düzenleme altına aldığının belirtilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda teklif ile öncelikle 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun tanımlar bölümünde değişiklik yapılması ve kripto varlık ekosisteminde yer alan bazı kavramların tanımlanması amaçlanmaktadır. Bu amaç çerçevesinde, uluslararası düzenlemelerle uyumlu olacak şekilde kripto varlık, cüzdan, kripto varlık hizmet sağlayıcı, kripto varlık saklama hizmeti ve kripto varlık alım-satım platformu kavramları tanımlanarak bu kavramların hukuk dünyasında neyi ifade ettiği ortaya konmuştur.

"Kripto varlık kavramının tanımı ilk kez yasa düzeyinde yapılmakta"

Bununla birlikte belirtmek gerekir ki, teklifte kripto varlık kavramının tanımı ilk kez yasa düzeyinde yapılmaktadır. Esasen ülkelerin kripto varlıklara ilişkin düzenlemelerini yaparken iki temel konu üzerine odaklandıkları görülmektedir. Bunlardan birincisi kripto varlıkların halka arzı diğeri ise kripto varlık hizmet sağlayıcıların yani alım satım platformlarının ve saklamacıların düzenlenmesidir. Bu bağlamda, teklifte tanımlanan kavramlardan bir diğeri kripto varlık hizmet sağlayıcılardır. KVHS kavramı içinde yer alan kripto varlık platformları da teklif bakımından önemli bir tanımı teşkil etmektedir. Temel olarak bu platformları düzenleyecek olan SPK’dır.

"Düzenleme ve denetlemenin de SPK tarafından yapılması öngörülmektedir"

Yine kripto varlıkların fiyatlarının çok volatil olmasını da dikkate alarak, piyasa bozucu eylemlere ilişkin de düzenleme yapılmaktadır. Ancak burada önem arz eden husus bu varlıklardan birçoğunun fiyatının yaygın olarak yurt dışı platformlarda oluşmasıdır. Dolayısıyla fiyatı Türkiye’de oluşan kripto varlıklar için, piyasa bozucu eylemlere ilişkin düzenleme ve denetlemenin de SPK tarafından yapılması öngörülmektedir. Ayrıca, kripto varlıklar alanında yatırım danışmanlığı ya da portföy yöneticiliğine ilişkin esasların belirlenmesi yetkisi de SPK’ya verilmektedir.

Kripto varlık hizmet sağlayıcıların hukuka aykırı işlemlerinde uygulanacak tedbirler ve yaptırımlar da teklifte ayrıca düzenlenmektedir. Ayrıca kripto varlık hizmet sağlayıcılarının denetimi yüksek standartlara bağlanmaktadır. Teklif kapsamında mali ve bilgi sistemleri bağımsız denetimlerinin SPK tarafından ilan edilen listede yer alan bağımsız denetim kuruluşlarınca yapılacağı belirtilmektedir. Kripto varlık hizmet sağlayıcılarının bilişim sistemlerinin işletilmesi, her türlü siber saldırı, bilgi güvenliği ihlalleri gibi fiillerden veya personelin her türlü davranışından kaynaklanan sorumlulukları bir tehlike sorumluluğu olarak öngörülerek kusursuz sorumlulukları düzenlenmektedir.

Yurt içi platformların lisanslanması sürecinde göstereceğimiz hassasiyeti yurt dışı platformlar ve bu platformlarda işlem yapan yatırımcılar için de mutlaka göstereceğiz. Taslakla Türk vatandaşlarının yurtdışı platformlarda işlem yapmasının yasaklanması söz konusu değildir. Vatandaşlarımız kambiyo mevzuatı hükümleri çerçevesinde kendi iradeleriyle yurt dışında işlem yapmaya devam edebilecekleri gibi yeni hesap açmalarında da bir engel yoktur. Öte yandan yurt dışında yerleşik kripto varlık hizmet sağlayıcılar faaliyetlerini Türkiye’de yerleşik kişilere yöneltemeyecek olup, bunu sonlandırmaları için üç aylık bir süre belirlenmiştir. Taslakta yöneltmenin kriterleri de belirlenmiş bulunmaktadır. Buna göre; Türkiye’de iş yeri açılması, Türkçe internet sitesi oluşturulması, sunulan kripto varlık hizmetlerine ilişkin olarak doğrudan ve/veya Türkiye’de yerleşik kişi ya da kurumlar aracılığıyla tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinde bulunulması gibi eylemler faaliyetlerin ülkemiz vatandaşlarına yöneltildiğinin kabulünü gerektirecektir. Uzun vadede vatandaşlarımızın ülkemizde faaliyet izni almış, düzenlemelere tabi olarak faaliyetlerini sürdüren kurumların sağladığı korumalı alanı tercih edeceğine inanıyoruz."