İstanbul Ümraniye’deki Fıkıh-Der’e ait ruhsatsız yatılı Kuran kursunda çok sayıda çocuğun istismara maruz bırakılmasının ortaya çıkmasının ardından çocuklar savcılığa gidip şikayette bulundu, soruşturma kapsamında 3 sanık tutuklandı. Yaşadıkları istismarı anlatan çocuklardan İ.T. "İşin dayak boyutu da vardı. Çekiçlerle dövülüyorduk. Dayak yediğimiz haftalarda bizi eve yollamıyorlardı" dedi.
Ümraniye’de Fıkıh-Der isimli ruhsatsız bir derneğin bünyesinde faaliyet gösteren yatılı Kuran kursunda, kurs sorumlusu Ömer Işıktekin ve eğitmenler Hacı Serkan Bektaş ile Tarık Bektaş kursta yatılı olarak kalan çok sayıda öğrenciye cinsel istismarda bulundukları gerekçesiyle tutuklandı.
Cumhuriyet’ten Seyhan Avşar’a konuşan istismara maruz bırakılan çocuklar ve aileleri şunları anlattı:
Kuran kursuna lise 1. sınıfta başladığını belirten Y. İ. kursta kaldığı süre içerisinde kurs sorumlusu Ömer I’nın bazı çocukları seçerek kayırdığını, daha sonra ise kayırdığı bu çocukları odasına çağırdığını söyledi. “Her şey masajla başlıyordu” diyen Y. İ. “Hoca odasına çağırarak kendisine masaj yaptırıyordu. Daha sonra farklı yerlerine dokunduruyordu. Bana da yaptırdı. Ancak daha ileriye gidemedi. M. E. Ö. isimli çocuğun, hocalarla aynı yatakta yattığını, sabah kalkıp duş aldıklarını, daha sonra ise namaz kıldıklarını çok gördüm. Ancak bu çocuk önce tüm yaşadıklarını anlatmasına rağmen, daha sonra şikâyetçi olmadı. Kurstaki diğer çocuklar da yaşadıklarını anlatıyordu. Ancak bizim şikâyetimizin ardından onlar karakolda aksini iddia ettiler. Konuşmayan en az 30 arkadaşımız var. Kendilerine hocanın cinlerinin musallat olacağını söyleyip susuyorlar. Hoca zaten verdiği derslerde sürekli cinleri olduğunu söylerdi” diye konuştu.
TIKLAYIN - Yatılı Kuran kursunda çocuklara cinsel istismar: 3 eğitmen tutuklandı
"Ailesi arkasında durmayan çocuklar daha çok dayak yiyordu"
13 yaşında kursa giden mağdur çocuk İ. T. de kursta yaşananları şu sözlerle özetledi:
“Kurs sorumlusu ve eğitmenler cinsel el kol şakaları yapıyorlardı. Göğüslerini öptürüyorlardı. Bazı arkadaşlarımızı kucaklarına alıyorlardı. İşin dayak boyutu da vardı. Çekiçlerle dövülüyorduk. Dayak yediğimiz haftalarda bizi eve yollamıyorlardı. O dönemin cahilliğiyle kursu satmayacağız diyorduk. Ailesi arkasında durmayan çocuklar daha çok dayak yiyordu.”
H.R.Ö.’nün babası Ertan Ö. ise çocuğunun kurs hocalarına iftira attığını öne sürdü. “Neden iftira attığını bilmiyorum” diyen baba Ertan Ö. “Bu hocaları çok iyi tanıyorum. Böyle şeyler yapmalarının mümkünü yok. Ben hocalardan şikâyetçi değilim. Gözümle böyle bir şey görmedim” dedi.
Ertan Ö’nün, istismarın ortaya çıkmasının ardından çocuğunun yanında duran eşi ile de defalarca tartıştığı ve eşini bir dönem ailesinin evine gönderdiği öğrenildi.
"Benzer durumları yaşayan çok sayıda çocuk var”
14 yaşındayken Kuran kursuna giden Y. İ. yaşadıklarını ailesine anlatmasının ardından Kuran kursundan ayrıldığını aktardı. Y. İ. “Daha sonra kurstan kuzenim H.R.Ö. ve diğer çocuklarla konuşunca olayın boyutlarını öğrendim. H.R.Ö.’nün babası Ertan Ö. bize inanmıyor. Ertan Ö. bir kez oğlunu dinlemiş, oğlunun vücudundaki kesikleri görmüş, çocuğunun her gece uykudan nasıl sıçradığını görmüş bir baba. ‘Çocuğum i...’ deyip hocaların suçsuz olduğunu iddia ediyor” dedi.
Tacize maruz bırakılan çocuk H. R.Ö. ise 13 yaşında Kuran kursunda kalmaya başladığını belirtti. Kurstan iki yıl önce ayrıldığını belirten H. R.Ö. kurs sorumlusu Ömer I.’nın anneannesinin bir akrabasıyla evlendirilecek olması nedeniyle yaşadıklarını kuzeni Y.İ. ile paylaştığını söyledi. H. R.Ö. “Bize bunları yaşatan adam bir akrabamız ile evlendirilecekti. O an diğer hocalardan birinin kız kardeşimle evlendirilme ihtimalini düşündüm. Buna izin vermemeliydim. Yaşadıklarımı Y. İ. abime anlattım. Kursta kalan diğer çocuklar ile görüştük. Gidip şikâyetçi olduk. Benzer durumları yaşayan çok sayıda çocuk var” dedi. H. R.Ö. “Ailem arkamda durmadığı için ben ve abim çok fazla dayak yerdik” diye konuştu.