Referandum etkinliği için Adıyaman'a giden Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Avrupa ülkeleri ile yaşanan diplomatik krizde geri adım atıldığı” yorumlarına ilişkin, "Geri adım falan atmıyoruz, lafları doğru anlayın" dedi. İsviçre'nin Blick ve Almanya'nın Bild gazetelerinin manşetlerine atıfta bulunan Kurtulmuş, "Adama sormazlar mı, 'Biz İsviçre'ye cumhurbaşkanı seçmiyoruz, oraya cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi getirmiyoruz. Sana ne?” ifadelerini kullandı.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Adıyaman'daki bir otelde düzenlenen programda, mahalle ve köy muhtarları, kanaat önderleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerine, anayasa değişikliğiyle getirilmek istenen sistemi anlattı.
'Başbakan ile cumhurbaşkanlarının çatışması krizler doğurdu'
Toplumda var olan bir talepten dolayı anayasa değişikliğinin AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla TBMM'den geçtiğini anımsatan Kurtulmuş, mevcut sistemin artık Türkiye'yi taşımadığını belirtti.
Türkiye'deki mevcut sistemin çatışmacı ve vesayetçi olduğuna değinen Kurtulmuş, aynı zamanda sistemin çift başlılığa yol açtığını bildirdi.
Numan Kurtulmuş, önceki dönemlerde başbakanlar ve cumhurbaşkanları arasında sistemin yapısından dolayı kavgalar, siyasi istikrarsızlıklar yaşandığını, bunların da ülkede ekonomik krizler doğurduğunu, milletin bu krizlerden çok fazla etkilendiğini savundu.
‘Hayır cephesini tahkim etmek için gazetelerini devreye soktular’
“Türkiye'nin çok seçim gördüğünü ancak bu seçimde ilk kez dışarıdan gazel okuyanların olduğunu, ‘evet’ ya da ‘hayır’ kararlarında bu milletin söz sahibi olduğunu” savunan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Hep beraber rezaletlerini gördünüz. Önce Türkiye'nin bakanları ve milletvekillerine 'evet' propagandası yaparlar endişesiyle Avrupa'da Türk vatandaşlarıyla toplantı yapmaları yasaklandı. Bu da ağızlarını her açtıklarında dünyanın en ileri demokrasisine sahip olduklarını söyleyenler tarafından… 'Evet' cephesinde konuşacaklara müsamaha etmeyenler, Avrupa'nın ortasında PKK'nın posterleri, pankartları, resim ve sloganlarıyla polis gözetiminde yürüyüş yapmalarına müsaade ettiler. Yetmedi, baktılar ki 'hayır' yetersiz kaldı, o cepheyi tahkim etmek için gazetelerini devreye soktular."
'Biz Türkiye'de sistem değişikliğine gidiyoruz. Sana ne?'
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, İsviçre'nin Blick ve Almanya'nın Bild gazetelerinin manşetlerine dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Adama sormazlar mı, 'Biz İsviçre'ye cumhurbaşkanı seçmiyoruz, oraya cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi getirmiyoruz. Sana ne?' Biz Türkiye'de bir sistem değişikliğine gidiyoruz. Burada sözün de kararın da bir tane sahibi vardır, o da milletimizin bizatihi kendisidir. Burnunu neden sokuyorsun Türkiye'deki seçime? Otur oturduğun yerde. Türkiye ile birtakım şeyler söyleyerek bu milletin ayarlarıyla oynama. Bu, kabul edilebilir bir şey değildir. Niye etekleriniz bu kadar tutuştu? Niye 'hayır' cephesine bu kadar, açıktan destek veriyorsunuz? Şimdi bunlar zannediyorlar ki, toplantılarımızı iptal ettiğimizde oradaki vatandaşlarımızla konuşamayacağız. Bizim aynı mekanlarda bir araya gelmemize gerek yok. Dünyanın her yerindeki kardeşimizle gönülde gönle, yürekten yüreğe konuşur, onların da desteğini alırız."
‘Bunlar katiller, eşkıyalar, darbeciler’
Norveç'in, Türk subayların sığınma talebini kabul etmesine de tepki gösteren Kurtulmuş, şu ifadeleri kullandı:
"Bunlar siyaseten güç durumda kalmış insanlar değil ki. Bunlar katiller, eşkıyalar, darbeciler. Zaten kendileri de 'Biz bu gruptan olduğumuz için sığınma talep ediyoruz' diyorlar. Yani 'katil sürüsünün içinden olduğumuz için sığınma talep ediyoruz.' Avrupa'nın en demokratik ülkelerinden birisi, kağıt üzerinde… Tersi olsa… Norveç'te darbe teşebbüsü olsa, oraya katılan üç beş tane eşkıya gelip İstanbul, Ankara'ya sığınsa, biz onları alsak ve kabul etsek ne hissederler? Biz de aynı şeyi hissediyoruz. Kabul edilebilir bir şey değildir.”
‘Nazizm benzetmelerini, Avrupa’nın geleceğinden endişe ettiğimiz için söylüyoruz’
“Gazetenin birisi bugün yazmış, 'geri adım atıyorlar.' Geri adım falan atmıyoruz, lafları doğru anlayın. Biz, bunlara faşizm, Nazizm benzetmeleri yaparken, bunlara hakaret etmek için söylemiyoruz, Avrupa'nın geleceğinden endişe ettiğimiz için söylüyoruz. Avrupa'da aşırı milliyetçilik, aşırı ırkçılığın faşizme, Nazizm’e dönüşmüş şeklinin ayak sesleri geliyor. Bu, şu anda göçmen düşmanlığı, Müslüman düşmanlığı, Türkiye düşmanlığı ve özellikle Erdoğan düşmanlığı şeklinde tezahür ediyor. Bu, sağlıklı bir durum değil. Bu gerçekten Avrupa'nın demokratik bilincini körelten ve zehirleyen bir durumdur.”
‘Avrupa'da Wilders diye bir adam çıkıyor’
“Avrupa'da Wilders diye bir adam çıkıyor, 'Bütün camileri yıkalım. Kur'an-ı yakalım, Müslümanların hepsini Avrupa kıtasından atalım' diyor. Adam parlamentoda ikinci parti oluyor. Böyle azgın düşünceler prim yaptığı için, böyle düşünmeyen siyasetçiler de ses çıkarmıyor. Buradan prim yapacaklarını zannediyorlar. Ses çıkarmazlar, bu gidişata dur demezlerse bir kaç sene sonra Avrupa'nın makul siyasetçileri, siyaset yapamazlar, bu artan ırkçılık ve faşizm Avrupa'yı yutan bir büyük dalga şekline dönüşür ve Avrupa kıtası eski karanlık günlerine döner."
‘Türkiye, 16 Nisan’da prangalardan kurtulacak’
Bölgede oynanan oyunları bozacak tek ülkenin Türkiye olduğunu, bu nedenle de Türkiye'nin önünün kesilmeye çalışıldığını belirten Kurtulmuş, "Türkiye, artık yolunu bulmuştur. 16 Nisan'da milletin büyük çoğunluğuyla sandıklardan 'evet' çıktıktan sonra Türkiye, ayaklarındaki bu prangalardan da kurtulacaktır" diye konuştu.