T24 Haber Merkezi
Eski HDP Milletvekili Leyla Zana, Irak'ta Saddam Hüseyin döneminde 16 Mart 1988'de Halepçe'de kimyasal gazlarla binlerce kişinin öldürüldüğü Halepçe Katliamı için bir mesaj paylaştı. MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Öcalan'a yaptığı çağrıyla başlayan "yeni sürece" de değinen Zana, “Temennimiz; kırılgan değil dayanıklı, geçici değil kalıcı bir çözüm iradesi için başta Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Bahçeli olmak üzere bu tarihsel zamanda 'ölüm değil yaşam' için inisiyatif alan herkesin üzerine düşen sorumluluğu kararlılıkla yerine getirmesidir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur" dedi.
Saddam Hüseyin’in 16 Mart 1988 tarihinde Halepçe’ye dönük kimyasal silahla gerçekleştirdiği katliamın 37’nci yılı dolayısıyla eski HDP Milletvekili Leyla Zana, sosyal medya hesabında paylaşımda bulundu.
Zana, mesajında, 37 yıl önce tüm dünyanın tanıklığında gerçekleşen ve soykırım niteliği taşıyan Halepçe katliamının acısının hala taze olduğunu ifade ederek, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim 2024'te TBMM’de DEM Partililerin elini sıkmasıyla başlayan ve PKK lideri Abdullah Öcalan’ın PKK’nın feshedilmesine ilişkin olarak yaptığı çağrıyla devam eden yeni sürece de değindi.
Leyla Zana'nın paylaşımı:
“Kapanmayan Halepçe yarasının yıldönümünde, Orta Doğu ve Kürdistan coğrafyasında katliamların son bulması için Öcalan’ın çağrısı tarihsel bir fırsattır. Bu çağrının yaşam bulması ve onun öncülüğünde pratiğe dönüşmesi hayati önemdedir. Kürtler katliam, ölüm, zor, baskı ve tehditlerle diz çökmediği gibi halen onurlu ve kalıcı bir barış için kararlılığını sürdürmektedir. Halepçe’de katledilenleri saygı, rahmet ve minnetle anıyorum. Bu acıların bir daha yaşanmaması için sorumluluk almaktan çekinmemek gerekir. Yeniyi inşa etmek zor olsa da en gerçekçi yoldur.
Çaba, emek, gayret, cesaret ve kararlılık ister. İktidarından muhalefetine 'Barış ve Demokratik Toplum' çağrısının herkese, hepimize ihtiyacı var. Temennimiz; kırılgan değil dayanıklı, geçici değil kalıcı bir çözüm iradesi için başta Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Bahçeli olmak üzere bu tarihsel zamanda 'ölüm değil yaşam' için inisiyatif alan herkesin üzerine düşen sorumluluğu kararlılıkla yerine getirmesidir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Barış berekettir, hayattır.”
